Evrenin bir beslenme sistemi vardır. Evren enerji yiyerek beslenir. Evrenin varoluşunun devam edebilmesi için enerji tüketmesi gerekir, ama tüketmeden önce, bunu üretmesi gerekir. Aynı, mikro düzlemdeki insan gibi.
Evrenin sürekli büyüyen (genişleyen) bir yaşam çiçeği olduğunu ve bunu “torus” örüntüleri şeklinde hareket eden bir akış ile oluşturduğunu/devam ettiğini biliyoruz. Her gün/her an yenilenen, her gün/her an bir dolup bir boşalan bu enerji, dönüşüm/değişim odaklıdır. Ama her şey bütünde, bütün ise tek bir noktada değişmez.
Bizler bu sistemin içinde, değişmek zorunda olan (sabitlik ve kararlılık ilkesini inkâr edercesine) enerji üreten/veren/sağaltan varlıklarız. Her birimiz, kendi yaşam devamlılığımız için gereken enerjiyi üretirken diğer yandan evrenin beslenmesine yardım eden, bir yerlere bilerek yerleştirilmiş dinamolar gibiyiz. İşte bu yüzden, birimizde olan hatalı bir enerji üretimi, bütün sistemi etkilemektedir.
Varoluştan gelip geçen ruh, nesilden nesile aktardığı enerjinin (enerjide genlerle aktarılan bir kalıtsal bilgidir) evreni nasıl etkilediğini bilmediği için, genlerini, vesvese, korku ve nesnellikle geçirerek, bütüne yanlış hizmet etmektedir, yani negatif.
Enerji blokajı yaratan bazı nedenleri sıralayalım,
--İlgi, sevgi ve şefkat beklentileri,
--Mutsuz sohbetler,
--Olumlu ve olumsuz eleştirinin fazlalığı,
--Riya, gıybet, kibir,
--Kimsesiz kalma korkusu,
--Bireysel hırslar ( ego hırsları),
--Doğadan uzak yaşamak,
--Parasız kalma korkusu,
--Estetik kaygılar,
--Yaşanılan mekânlarda kullanılan eşyaların yanlış seçilmeleri ve yanlış yerleştirilmeleri,
--Kişinin ruhunu yansıtmayan kıyafet seçimleri,
Bunun gibi daha pek çok şey yazabiliriz… yanlış kitaplar, filmler, TV programları, yanlış şaç şekli ve rengi, yanlış arkadaşlar, yanlış iş, eş, sevgili …
Öğrenilmesi gereken, negatif üreticileri görüp, bilip, bunları anlayarak, birer birer pozitife çevirmektir. Evren, kişiyi, önce “dibe vurup” sonra “yukarı çıkarmayı” sever. Kişi bunu başarırsa, gözlemci konuyu sabitler, değişimi tamamlar ve aynı konu/olay başka bir versiyon da tekrar önümüze gelmez.
Enerjimizi dengelemek ve kendimizi düşük frekansta hissettiğimiz günler uygulanmak üzere birkaç önerim olacak.
--Temiz ve bakımlı olun (özellikle tırnak temizliği)
--Güzel kokun (ilk kendiniz koklayacaksınız kendinizi)
--Çam ağaçlarına dokunun (sizin onları duymanız şart değil, onlar sizi duyar)
--Bir kedi ile arkadaş olun
--Birkaç gün yüksek protein diyeti yapabilirsiniz. (ekmek, bakliyat ve işlenmiş gıda kullanmayın)
--Çığlık atın (Deneyin bakın, ne kadar eğleneceksiniz, ne kadar güleceksiniz kendinize)
--Dua/mantra/olumlamalar uygulayın (Yüreğinizin inanmadığı niyetlerle yaptığınız dua, mantra ve olumlamalar gerçekleşmez, tam tersine korkunuz gerçekleşir.Önce gerçek niyetinizi bulun ve bilin)
--Yoga (özellikle kundalini duruşları)
--Yeşile, suya, denize bakın (Öylesine boş boş bakın, hiçbir şey düşünmeyin)
Ve şimdi de bitkilerden bir tarif verelim;
Enerjinin taşınabilmesi ve gereksinim halinde kullanılmak üzere depolanması için yağa ihtiyaç vardır. Aslında bazı zamanlar, biraz kilo almamız veya iştahımızın birden artması, enerji azlığına ve depolanması için yağ birikimine ihtiyaç olduğunu gösterir. Ben yağlı tohumların (fındık, ceviz,kaju fıstığı, brezilya fındığı gbi..) her gün diyetimizde bir miktar kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Ama acil enerjiye ihtiyacımız olduğu zamanlar ise Antep fıstığı kullanılmasını öneriyorum.
Malzeme:
Bir adet büyük kuru soğan,
500 gr. kabukları taze çıkarılmış Antep fıstığı,
1 çorba kaşığı meyan balı
Uygulanışı:
Soğanı ikiye ya da üçe bölüp ısıtılmış tost makinesine yerleştirelim. Rengi değişip hafif su bırakmaya başladığında, biraz meyaneleşmesini bekleyip sonra makineden alalım ve soğumak üzere oda ısısında sıcaklığı düştükten sonra buzdolabına koyalım. Sert kabukları yeni çıkarılmış Antep fıstıklarını havanda ezelim, çok ince değil, hafif diri bırakılarak ezilmelidir. Soğumuş soğan dilimleri üzerini tamamen kaplayacak şekilde Antep fıstığı dökelim ve bunun üzerine de meyan balı gezdirelim.
Enerji tatlınız hazır. Bu nasıl yenir ki demeyin, bomba gibi yapacak sizi !
Enerjiniz, sevginiz ve şifanız hep yüksek olsun …
Şefkat Değer Leblebici
Twitter:@SifaPerisi
süperrr
YanıtlaSilTeşekkürler Aydan'cığımm..
YanıtlaSil