"İnsanlar olmasaydı, en esaslı devrimler bir kaç dakika sürerdi..
Bilgisayarlar.. Bir gecede milyonlarca bilgisayar, bir Windows güncellemesini yükleyip, bir anda kendilerini geliştirebiliyorken insan, yazık ki böyle değil..
-Affedersiniz, bu güncelleme dosyasını sizin için gönderdiler.
-Kimsin sen?
-Kim olduğumun inanın bir önemi yok. Karşılık da istemiyorum. Şunu deneyin, yükleyin, göreceksiniz işletim sisteminiz daha kolay işleyecek.
-Kimsin dedim?
"Kimsin sen?" günüüzde artık bilgisayarların da sorduğu bir soru haline geldi. Virüsler, spywareler, trojanlar... Soran da sorduran da, hepsi insan yapımı..
Bilgisayarların gelişmesi çok kolayken, insanoğlunun zihniyet değiştirmesi hiç kolay bir iş değil. Bir kere gerçekten de sen kimsin.. Neyin söylendiğiyle değil, onu kimin söylemekte olduğuyla ilgilenmeye fazlasıyla eğilimli insan nesli..
İnsan faktörü.. Devrim denilen, o meşum insan faktörünü aşabilmekten başka bir şey değil. Onu aşmak o yüzden bu kadar zor. Onun aşılması o yüzden bu kadar değerli. Pek az aşılabildiği için...
Kaçınılmazdır. Kişisel tüm devrimler insan faktörüyle karşı karşıya gelir. "İnsan" faktörü deyimi yanıltmasın. O faktör insanlığını unutmuş bir faktördür. Devrimlerin gerçekte cepheleştiği şey, insan egosunun taa kendisidir.
İnsan ne kadar güzel bir canlıysa, değişmeye direnen insan hali o kadar çirkindir. İnsan değişmemek için elinden gelebilen herşeyi yapabilir. İnsan ne kadar sevgi doluysa, değişmeye direnen insan hali aynı ölçekte nefretle dolu. Ne yazık ki..
Dünya güzeli olsun, dünya yakışıklısı olsun, sana içindeki karanlık ben-liği bir kere gösterirse, duramazsın yanında, miden bulanır kaçarsın.
Zihniyet devrimlerinin yolları bu yüzden yeşil bahçelerden değil, lağım çukurlarından geçmekte. İnsanın değişimi, insanın arınması dünyanın en "pis" işi..
Fakat sonuç..
İşte o BEMBEYAZ..."
Burak Özdemir /Tanrı'nın Doğumgünü kitabından alıntı
Twitter: @Astrolozi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder