▼
27 Haziran 2013 Perşembe
Zamana Dair - Astrolozi
Zamandan bahsetmek istiyorum.
Güneşe bakarak çizdiğimiz takvimleri bir kenara atarak anlatacağım ama zamanı. Ömer Hayyam'ın yahut bir başkasının yaptığı değil benim burada yapacağım, takvim olacak bu yazımın konusu.
İlk olarak zaman, arasına hatırlatıcılar koymamızı gerektirecek kadar bizimle çelişki içindedir. Onu aylara, yıllara ve yüzyıllara böleriz ve her günü bir sonraki gün yahut bir sonraki milenyum için yaşamaya başlarız.
Bu noktada en büyük hatamız, oluşturduğumuz belki binleri bulan onca zaman birimine sonsuzluğu eklememiş olamamızdır. Oysa, insan sonsuzluk için vardır ve onun için yaşar. İnsanın ruhunda karşılık bulan tek zaman birimi sonsuzluktur.
İnsan, altına güneş düşmeyen gökdelenlerin arasında koşuşturmayı, nerede olduğunun farkına bile varamayarak kaybolmayı değil, uzayıp giden denizle ufuk çizgisi arasında kaybolmayı arar oysa. İnsan aldığı nefesleri değerlendirmekle sorumlu da olsa, önce nefes alabilmesi gerekir yani.
Bütün bu hatalar, her geçen gün kararsız ve aceleci yüz ifadelerinin altında derinleşen mutsuzluğu doğurur ufukta güneşin yerinden. Mutsuzluk, Nil gibi uzanır her yerine kentin ve her zerresine insanların. Şehir git gide grileşir ve git gide zorlaşır bulması gündüzleri de açık kalan sokak ışığını. Ve insanlar kendi mevsimlerini unuturlar.
İnsanlara ait olmayan zaman dilimleri isimlerini eski kral ve tanrılardan alır. Temmuz, Anadolu inançlarındaki yeraltı tanrısıdır ve Mart, Yunan medeniyetinin savaş tanrısı. Ve insanların oluşturduğu bu birimler git gide tiranlaşır insanlık üzerine.
Turgut Uyar "...Bir devrim sessizce olmalı mesela.." der Palyaço'sunda. İnsanların zaman üzerindeki devrimleri de sessizce olmalı, insanlar üzerlerinde tiranlaşan bu yalancı tanrıları, kendi mevsimlerini bularak yıkmalıdır.
Haziran, eğer yazın başlangıcıysa, takvimin neyi gösterdiğinin bir önemi yoktur. Ne zaman Güneş'i kendine yakın hissedersen, anla ki, Haziran'ı yaşıyorsun. Ne zaman üşürsen mesela, Şubat'ta olduğunu bil. Kendi mevsimlerini bulmanın yolu da buradan geçer.
Biraz geç saatlerde yazılmış bir yazı bu. Bu saatlerde belki sokaklarda sarhoş bir halde bağıran onlarca insan var bütün dünya metropollerinde. Ve Güneş'in ne zaman doğacağı umurlarında değil. Güneş'i doğdurmak için yürür gibiler çünkü. Ve Güneş'lerinin altında ne savaşlar önem taşıyor ne takım elbiseliler ordusunun neye karar verdiği. Bu tür bir insana zamanı anlatamazsınız.
Twitter: @Astrolozi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder