Kapı çaldı; soluk benizli bir adam renksiz bir zarf uzattı.. Alıcı yerinde ismim yazıyor; hayırdır dedim..
Bu zamanda ne mektubu böyle.. Zaten solumdan kalkmışım, tüm hayat sanki güm güm üzerime geliyor.. Sevimsiz tartışmalar (Terazi'de Mars retrosu), bozulan cihazlar, adrese ulaşamayan mailler (Kova'da Merkür retrosu), ani gelişen bir sürü sevimsiz olay (bir sürü T ve Grand kareler) derken bu ruhsuz zarf da nereden geldi?? Zarfın arkasını çevirdim, bir de ne göreyim.. "Gönderen: Satürn.. Bir İhtarname.. Sorumluluklarımı yerine getirmemişim, zayıflıklarımdan kaçmışım, geride bırakmam gereken bağımlılıklarım, bileğime sarılmış.. Neyse ki, bir süre tanımış bana Baba Satürn.. 1 Mart ila 21 Temmuz 2014 arası otur bir düşün ve gerekeni yap diyor mektupta..
Latifeyi bir kenara bırakıp, biraz Satürn'ü anlamaya çalışalım..
Satürn, sistemin 6. gezegenidir ve Jupiter'den sonra, 119,000 km. ekvatoryal çevresiyle en büyük 2. gezegendir.
Roma mitolojisinde Satürn tarım tanrısıdır, Satürn'ün Yunan mitolojisindeki karşılığı Cronus, Uranüs ve Gaia'nın oğlu ve Zeus'un babasıdır.
Satürn Tarih öncesi çağlardan beri bilinmektedir. Teleskopla ilk kez 1610'da Galileo gözlemiş, halkaları nedeniyle garip olan görüntüsünü not etmiş, ancak kafası birhayli karışmıştır.
Antik Romalı tarım tanrısı Saturn, sonradan Yunan mitolojisindeki Kronos'la bir tutuldu.
Kronos, Gaia(Toprak) ile Uranos'un (Gökyüzü) oğullarından en genciydi. Oğullarını Tartaraos'a (yer altı) atan babası Uranos'a karşı annesiyle plan yaptı ve babasının cinsel organını annesinin verdiği orakla kesip attı. Kardeşlerinden Rhea ile evlenip tahta geçti ve altın çağ dönemi başladı.
Çocuklarından biri tarafından tahtından edileceği kehanetini duyan Kronos, doğar doğmaz bebeklerini birer birer yutmaya başladı. Rhea bir seferinde Kronos'u kandırıp ona taş yutturarak altıncı bebeği Zeus'u ondan kurtarmayı başardı. Yunan mitinde sıklıkla rastlandığı üzere, babasından saklı büyüyen Zeus, zamanı geldiğinde babasını devirerek tahtı ele geçirdi ve böylece kehanet gerçekleşmiş oldu.
Saturn bile, Kader'e karşı koyamazdı...
Satürn ile ilgili mitolojide şeytani hikayeler bulunmaktadır. İyi huylu hikayeler hep Satürn'den uzaktadır. Onu alt etmek için ya güce ya da zekaya sahip olmalıdır. Akıl sahiplerinin sıksık mitlojide Satürn'ü yendikleri görülmektedir. Sümer, Babil, İncil Satürn'den bahsetmektedir. Zamanı yönettiği belirtilir. Tanrı Ea,Babillerin Büyük yaratıcısıdır. Yarısı keçi, yarısı balık ile tasvir edilen bir tanrıdır. Tapınaklarda rahipler balık benzeri kostümler giyerlermiş. Eski Çin'de ''Karanlık Savaşçısı'' olarak Kova ve Balık burcu ile birlikte anılır. Gündüz toprakta, gece suda yaşar. Yunanlılar Pan ile de ilişkilendirirler. Tanrıların habercisi Hermes'in oğludur. Hermes, Pan'ı sıcak tutmak için bir tilki postuma sarar ve Olimpos'a götürür. Tanrılar Pan'ı böyle görünce pek güler ve alay ederler. ''Bütün'' aanlamına gelen Pan adınıda ona yakıştırırlar. Satürn ile Oğlak Burcunun ilişkilendirilmesi Romalıların Satürn onuruna her yıl kış dönümü(Ekinos) zamanı, yani Güneş Oğlak Burcundayken yaptıkları kutlamalardan kaynaklanır.
Bundan başka Saturn; bir "zaman, kehanet ve ölüm tanrısı" olarak çeşitli yerlerde karşımıza çıkar. Saturn'un etkisi ağır, sınırlayıcı ve uzun sürelidir, tıpkı zaman gibi. İnsanın kendini geliştirip yücelteceği sorumluluğunu, görev duygusunu, kişisel disiplinini, sabır, direnç ve kararlılığını arttıracak ve sınayacak bir güce sahiptir. (Tarottaki Dünya kartının temsil ettiği de; sorumlulukların kabulü yoluyla elde edilecek başarıdır.) Astrolojide Satürn kısıtlayıcı bir gezegen olarak bilinir. Bu sınırlama insanlara sorumluluklarını sürekli hatırlatmasından ötürü ortaya çıkar. İnsanın karakterinde henüz tamamlanmamış eksikliklerini karşısına çıkarır ve onları cesaretle ele alıp düzeltmesini sağlar. Soyluluk ve ağırbaşlılık verir.
Satürn'den ders almışlar bilir ki; O, kötülüğün tanrısı değil, müthiş bir gücün tanrısıdır, en aşağının ve en yücenin... Her güç gibi korkutucu ve tehlikelidir. Aynı zamanda özgürlüğün ve aşkınlığın anahtarı olabilir...
O Zamanın lordu, karmanın efendisi, başöğretmen ve astrolojide kendisine adanan büyük cümle 'Ne ekersen onu biçersin!'
Nerede? Haritalarımızda Akrep Burcu'nun kestiği evde ve doğum haritamızda açılarla değdiği tüm gezegen ve evlerde.
Ne dedi; Size bir şans veriyorum, 21 Temmuz'a kadar bir durun da düşünün! Ya da...'Ateş düştüğü yeri yakar' sözünde olduğu gibi, Satürn Akrep Burcu haritalarımızda hangi evimize düştüyse, orada her şeyi bir kere daha düşünmek için bir geri çekildi.Bizim için nelerin öncelikli olduğunu, korkularımızla yüzleşmeyi, nerede disiplin gerektiğini ,nerelerde disiplin hatası yaptığımızı, neleri elememiz, neleri aşmamız gerektiğini, içimizde ve dışımızda ölen ve doğan soyut-somut her şeyi gözümüze gözümüze soktu.
Bu değişen ve değişmeyen gökyüzü pozisyonu içinde her türlü sınavı tecrübe edeceğiz.
Sorumluluklarını düşündünüz mü? Neye 'evet',neye 'Hayır' karar verdiniz mi? O gün yakın. Satürn ileri harekete geçiyor. KADER ÇARKI dönmeye başlıyor. Ve bu işe doğal olarak Satürn bakıyor. Zira Satürn'ün geldiği yerde hesabı Satürn keser. Bizim irademizi aşan bir gezegendir. Müdahaleler ondan gelir. Artık ne yaptıysak yaptık, takdir edecek, layığımızı verecek. Ödülleri de, cezaları da... Her şeye rağmen Satürn'ü seveceğiz. Çünkü o olmasaydı bugüne kadar yaptıklarımızın hayrımıza olup olmadığını ÖĞRENEMEZDİK!
Bu değişen ve değişmeyen gökyüzü pozisyonu içinde her türlü sınavı tecrübe edeceğiz.
Sorumluluklarını düşündünüz mü? Neye 'evet',neye 'Hayır' karar verdiniz mi? O gün yakın. Satürn ileri harekete geçiyor. KADER ÇARKI dönmeye başlıyor. Ve bu işe doğal olarak Satürn bakıyor. Zira Satürn'ün geldiği yerde hesabı Satürn keser. Bizim irademizi aşan bir gezegendir. Müdahaleler ondan gelir. Artık ne yaptıysak yaptık, takdir edecek, layığımızı verecek. Ödülleri de, cezaları da... Her şeye rağmen Satürn'ü seveceğiz. Çünkü o olmasaydı bugüne kadar yaptıklarımızın hayrımıza olup olmadığını ÖĞRENEMEZDİK!
Retro hareketi ile birlikte bizim için hayatımızda her şeyi yeniden gözden geçirme ve dersler alma zamanı başlayacak. Daha önemli olan nokta ise bu dersleri ne zaman alacağımız ve kendimizi geliştirmek için nasıl çalışacağımızdır. Bu döneme engel ve kesinti olarak da bakabilirsiniz, mola ve kendini dinleme olarak da. Tabi ki bu size ve takınacağınız tavıra kalmış…
Satürn retro döneminde gözlerimizin üzerindeki perdeleri açar ve olayların ardındaki derin anlamı görmemizi sağlar. Çok çalışma ve elini taşın altına koyma sonucunda bilgelik elde etme olanağı tanır bizlere. Öncelikle kendimize sonra da çevremize göstereceğimiz şevkat ve anlayış bu bilgeliğin daha kolay gelmesini sağlar.Yarım kalmış, tamamlanamamış işlerimizi tamamlama şansı tanır. Eskiden olmuş olayları hatırlatır, tekrar önümüze çıkarır ki varsa hataları çözelim ve yolumuza pürüzlerden arınmış bir biçimde devam edebilelim… Doğum haritamızdaki ana tema, birden ve çok belirgin bir biçimde çalışmaya başlar. Eğer dersimiz ilişkilerse birden üstü örtülmüş sorunlar su yüzüne çıkar, para ise dikkatimizi bütçemize çevirmek durumunda kalabiliriz, yetersizlik hissi ise birden kendi kendimize yetmek durumunda kalabiliriz v.b. Bize limitlerimizi aşma ve normal şartlarda aklımıza gelmeyecek kadar zor şeyleri yapabilecek, engelleri aşabilecek güçte olduğumuzu gösterme eğilimindedir. Tabi bunun yanında dayanma gücünü de ruhsal olarak verir beraberinde..
Bu dönem hayatımızın hızını azaltma, süratle ilerleyen olayları yavaşlatma, ayağımızı frene dokundurup, etrafımızda olan bitene ve kendimize dönüp bakma zamanıdır. Herkes sorumluluklara olan bakış açısını tekrar gözden geçirir. Satürn retrosu ruhumuzun gerçek ideallerine ulaşabilmesi ve kendimizi gerçekleştirebilmemiz için neye ihtiyaç duyduğumuzu görme şansı tanır. Hayatımızda olan ve başımıza gelen şeylerin gerçek anlamı ve değeri sorgulanır. Nelere devam etmeliyiz ve neleri bırakmalıyız sorularına cevap aranır. Gerçek anlamda ruhumuzun özüne uyan şeylerin ne kadarını gerçekleştirebiliyoruz diye bakmak, buna hizmet eden icraatlerin de önem kazanmasına vesile olur.
Akrep burcunda ise bağımlılıklarımız ve sıkı sıkıya sarıldığımız değerlerimiz söz konusu.. Onlar olmadan kendimizi güvende hissedemiyor muyuz? Maalesef sınavın ana konusu bu.. Geçtiğimiz yıl 18 Şubat ila 7 Temmuz 2013 arasına bir geri dönün bence.. O tarihlerde başlayan bir sürecin belki de şimdi sonuna geliyoruz. Hatırlarsanız, hepimizin hayatında oldukça köklü hareketler olmuştu. Şimdi tezimizi teslim edeceğiz.. Bakın zil çalıyor, haydi sınıflara.. Sınav başlıyor..
Astrolozi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder