21 Şubat 2014 Cuma

Yerine Koyma Oyunu Oynarken - Şefkat Değer Leblebici (Şifa Perisi)




Hep beraber oynadığımız, bir SANAL HAYAT oyununun içinde olduğumuzu artık biliyoruz. Oynarken, yanına takılar, ekler, süsler iliştirdiğimiz, sorular ve sebepler sıkıştırdığımız bir oyun bu! Kendi kendimize ördüğümüz yüksek duvarların oluşturduğu, sert ve soğuk bir labirentin ortasından çıkmayı başarıp da, uzakta pırıl pırıl bir güneşin altında bizleri bekleyen, sonsuzluk ağacının yanına ulaşmak için oynadığımız bir oyun!

VAZGEÇEMİYORUZ, OYNAMAK ZORUNDAYIZ! Ya zevkine hasıl olup, oynarken kahkahalarla gülüp, bilinçli bir oyun içinde olmayı seçmek var, ya da acı, elem, serzeniş, ıstırap ve yorgunluk içinde oyunun zevkini kaçırıp, kedere gark olup çaresizlikte çırpınmak var. Lakin ikincisi de bir oyun elbet, kendini kanatmakta bir seçimdir, yeter ki sonunda kendimizi kanatarak öğrenmeyi seçtiğimizi anlayıp, onaylayıp ve dahi bağışlayıp bundan vazgeçelim.
Sonunda ya da başında bir oyun oynadıklarını anlamayanlar ise, çaresizliklerini artırıp labirentlerini derinleştirecekleri başka bir oyunu da yanlarında sürüklerler ki bu oyunun adı “Yerine Koyma” dır. Onlar, gölgeledikleri, kendilerinden kaçırdıkları ve sakladıkları her şeyi, kendilerine ne yaptıklarını bilmeksizin “yerine koyma oyunu”nun içine gizlerler. Nasıl mı?
-Olmadıkları kişilik tanımları ile, -Kendilerini öven abartılı anlatımlar ile, -İstedikleri ve sahip olamadıkları şeylere beddua ve lanet etmeleri ile, -İnsanları ve olayları negatif değerlendirip kendilerini bilinçli bir yalnızlığa terk etmeleri ile,
AŞK’ı isteyenlerin AŞK’ı lanetlemesi, para isteyenlerin para sahibi olan insanları aşağılaması, zayıflamak isteyenlerin sıskalıkla dalga geçmesi gibi neyi neyin yerini koyarak kendimizi ifade ediyoruz acaba? Olmak istediklerimiz fakat olamadıklarımız, alay ve kaçışlarımızda gizli!
Her neyi neyin yerine koymuş da yaşıyorsak, olmak istediğimiz ve aslında olmamız gereken o’dur. Her neyi neyin yerine koymuş da kabul etmişsek, sığındığımız konağın bizi bir an da terk etme olasılığı o kadar fazladır.
ÇÜNKÜ GERÇEK DEĞİLDİR! Gerçek olmayan her şey bizi bir gün yarı yolda bırakır ! Gerçek olanlar ise gözlerinize sonsuz şefkat, sevgi ve sadakatle bakar … olayların ve kişilerin enerjisinde bunu hissedersiniz, anlarsınız… size sadece uzanıp tutmak kalır. “Buradayım” diye seslenen veya “Gitmek üzereyim” diyen kelimelerden gerçek olanını bulun… birini diğerinin yerine koymadan !
Şefkat Değer Leblebici @şifaperisi



ANTI-AGE YÜZ SERUMU:
Malzemeler: 1 su bardağı süt 1 çorba kaşığı limon suyu 2 çorba kaşığı gül suyu Hazırlanışı: Süt taşacak şekilde kaynatılır. Kaynama noktasında iken sıkılmış ve süzülmüş limon suyu süte eklenir. Kaynatma işlemi devam ederken, birkaç dakika içerisinde süt kesilecektir. Kesik oluştuktan sonra, oluşan kesik süzülür. Bir kaşık ya da spatula ile çok hafif bastırılabilir fakat süzgeç altında biriken serum kısmına, kesikten sütlü ilave karışmamalı, süzgeç altında toplanan sıvı homojen olmalıdır. Daha sonra süzülen bu karışıma gül suyu ilave edilir.
Kullanılışı: Taze ve sadece iki gün için hazırlanmalı, hazırlandıktan sonra buzdolabında saklanmalıdır. Yüz, boyun ve gözaltına serum olarak veya maske olarak, sabah akşam uygulanabilir.

ŞİFA hep sizinle OLsun, sevgilerimle..


Şifa Perisi


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder