30 Aralık 2017 Cumartesi

Uranüs Geri Hareketi Sonlanıyor (2 Ocak 2018) - Astrolozi



Eski çağların insanı geceleri başını gökyüzüne doğru kaldırdığında muhteşem bir görüntüyle karşılaşıyordu. Bu birer elmas gibi parıldayan milyonlarca yıldızla bezenmiş gökkubbenin sır dolu çehresi insanlığı bugün de meşgul etmeyi sürdürüyor. Tüm bu güzelliğin arkasında gücün ve aklın görülmez bir yaratıcı tanrısının olduğu düşüncesi tüm kültürlerden bugüne kalan en temel inançtır. İnsanlık tarihinin en gelişmiş ve pek çok sırrını hâlâ ele vermeyen Mısır kültüründe gökyüzünün bu tanrısının adı Nut’tur. Nut üzeri yıldızlarla bezenmiş bir elbise giyer ve ayakları yere basar halde tüm vücuduyla öne doğru eğilerek yeryüzünün üzerinde bir köprü oluşracak biçimde elleriyle yeryüzüne dokunur ve simgesel olarak dünyanın ve insanlığın üzerinde duran gökkubbeyi oluşturur. 

Babil'de aynı tanrı Anu adıyla karşımıza çıkar. Babil dilinde isminin tam karşılığı "Gökyüzü" demektir. O "baş yaratıcı tanrı"dır, ancak ölümlülerin kavrayabileceklerinin ötesindedir. Antikiteye gelince "yıldızlarla bezeli gökyüzü" anlamına gelen ismiyle Ouranos veya Uranüs karşımıza çıkar. Bu tanrının transandental olma özelliğine paralel olarak resimlerine veya heykellerine çok nadiren rastlanır. Başta renkli kişiliğiyle mitolojik hikayenin en çok vukuatı olan tanrısı Zeus olmak üzere diğer bütün Yunan mitolojisinin yüksek sosyetesinden çok farklı özellikler taşır. O diğerleri gibi insansı zaaflar göstermeyen göksel bir tanrıdır. O diğer tanrılar ortaya çıkmadan daha önceleri var olan gücün sembolüydü ve gökyüzü aslında onun silüeti, resmiydi. Gökyüzü ile birlikte havayı ve malum uzayı da temsil eder. Belki de bu yüzden insanlar onun resmini yaratmak ihtiyacı duymadılar; O zaten çok güzeldi!

Yunan mitolojisinde, Uranüs, dünyayı yaratan yüksek bilinç olarak görünür. Uranüs, gökyüzünün sembolüdür ve orijinaldir. En önemli mitolojilerde bu figür yaratıcı olarak geçmektedir. Uranüs, cinsel açıdan Dünya ya da Gaia olarak bilinen Tabiat Ana’yı uyandırır. Mitolojiye göre, Gaia’yı tohum yağmuru ile hamile bırakmıştır ve böylece, Dünya ve gökyüzü birleşmiş ve hayat meydana gelmiştir. Yunan hikayesinin babası olarak bilinen Uranüs hayatın düğümlerini çözmüştür.
Uranüs, kısa sürede Gaia’dan zorlukla meydana gelen evlatlarını bulmuştur. Gaia, üç tane, yüz kollu dev, üç tane tepegöz (kiklops-tek gözlü dev) ve on iki Titan meydana getirmiştir.
Üç tepegöz Gaia ve Uranüs daha sonra tanrı figürleri olmuşlardır. Demir işçiliğine ışık ve şimşek ile biçim vererek yenilik getirmişlerdir. Daha sonra ukala ve inatçı olmaya başladıkları için sorunlar yaşamışlardır. Çok güçlü olan çocuklar topluma ayak uydurmakta güçlük çekmişlerdir (bu Kova’nm özelliklerinden biridir). Uranüs, çocuklarını karanlık yeraltı dünyasına atmıştır, orada durulacaklarını ummuştur. Ne var ki, Uranüs artık tükenmiş ve hayal kırıklığına uğramıştır, hiçbir evladının mükemmel olmadığını anlamıştır.




Bir gün, Uranüs Gaia’nın (tabiat ana) içine tekrar sokmak suretiyle çocuklarını teker teker gömmeye karar verir. Tahmin edebileceğiniz gibi, çocukların hepsini rahme geri sokmak çok acı verecek bir işlem olacaktır. Bir müddet sonra külfet o kadar ağır gelir ki, Gaia isyan eder. Gaia çocuklarından babalarının onlara yaptıklarının hesabını sormaları için gönüllü olmalarını ister. Titanların çoğu babasına karşı gelmek istemezler. Sadece çocukların en küçüğü olan Cronus (Satürn olarak da bilinir, olgun sorumluluğun gezegenidir) babasına karşı gelmeye cesaret eder. Muhtemelen adaleti sağlamak istediğinden kabul etmiştir; bu sorumluluk ona aittir. Babasının genital organlarını kesmek için orak kullanır ve onları denize fırlatır.
Bu vahşet sonrasında Uranüs’ün kanları Gaia’ya yayılmış ve Gaia tekrar hamile kalmıştır. Tüm çocuklara karşı büyük bir öfke doğurmuştur. Daha sonra bu öfke, dünyaya nefret ve vahşet saçacaktır. Uranüs çocuklarına karşı çok öfkelidir, Cronus’dan (Satürn) hıncını çıkarmak ister. Tüm bunlardan sonra iyi olan tek şey, Aşk tanrısı Afrodit’in (Venüs), köpükler arasında, bir deniz kabuğunun içinden doğuşudur. Cronus, mitolojiye göre, Uranüs’ün bu rahatsız edici davranışından ve yarattığı kaos ortamından kurtulmuştur.
Cronus’un (Satürn) bilge bir yönetici haline geldiğini düşünebilirsiniz ama bu doğru değildir. Aslında, Cronus giderek babası Uranüs’ün olduğundan daha kötü bir hal almıştır. Uranüs ve Gaia’nın geleceği görebilme yetenekleri vardır (Kova’nın diğer bir özelliği) ve Cronus’a olacakları anlatmışlardır ama o onları dinlememiştir.


Günümüze geri dönersek Uranüs, kollektif gezegenlerden biridir; transitleri kurulu düzenimiz ve dolayısıyla üzerinde ego inşaa ettiğimiz tüm değerlerimiz, bakış açılarımız, yani kendimizi güvende hissettiğimiz sınırlarımız zorlanır. Kollektif gezegenler bizi büyümeye zorlar, alışılmışın dışına çıkmaya ve tekamül etmeye, kendimizi aşmaya zorlar. Böylece hayat yolumuzda, misyonumuz doğrultusunda zorlukları aşmak, başarmak ve amaca ulaşmak söz konusu. Uranüs, bilincimizin gölgede kalan kısımlarını aniden aydınlatır, bizi sarsarak uyandırır; sanki bir yıldırım gibi özgürleşmemizi sağlar. Tabii etki altında kaldığımızda hayatımız kabusa dönüşebilir. Dengemiz, alışıl olduğumuz değerler bu noktada işlemez, varsayımlarımız geçersiz olur. O zavallı egomuz, ne yapacağını şaşırır, zira önüne gelen sorular daha evvel çalışmadığı yerdendir; adapte olabilmek için zamana ihtiyacı vardır ama Uranüs bu zamanı ona vermez. Dehayı, dahi aklı, bilimi, matematiksel zekayı, konuşma gücü yüksek kişileri, muhalif olan zekayı, üst aklı, üst iletişimi ve geleneğin dışındaki kuşağı da temsil eder. Dünyamız üzerinde sosyal, ekonomik etkiye sahiptir. Doğal felaketleri, uzay ve gökyüzü ile ilgili farklı sıradışı hareketleri, uçak ve gemi kazalarını, keşifleri ve gelişmeleri anlatır.

Uranüs de bir buz gezegenidir; 12 burcu yani tüm Zodyak'ı 84 yılda dolaşır. Bu süre, genelde bir insan ömrüne eş tutulur. Bir yılın içinde ortalama 3 ay geri harekette kalır. Bir burçta 7 yıl kalır; 2010'dan beri de Koç burcunda.. Mayıs ayı ile birlikte Boğa burcuna geçiş yapacak.. Kuzeyden güneye dönen tek gezegendir yani diğer gezegenler gibi dönmez, bir nevi yuvarlanmadır bu; anarşist ruhlu ya.. Ve bu dönüş sırasında da manyetik bir ses çıkarır. Dört kutuplu bir gezegendir; doğu ve batısında da birer kutbu vardır. Kısacası 4 manyetik alanı bulunur. Güneş sisteminde en büyük manyetiksel alana sahip gezegendir. Atmosferinde büyük manyetik fırtınalara oluşur ve dolayısı ile sürekli elektrik üretir. Elektriği ve gökyüzünü temsil etmesi bundandır; bunlarla ilgili tüm kavramları içerir. Örneğin elektrikli aletlerdeki arızalar Merkür ile ilişkilendirilse de Uranüs'ün de etkisi altındadır. Ayrıca tüm hava araçlarını, uçakları, göçmen kuşları da temsil eder. Geleneksel hareketi normalde retrodur. Bu onun normal gezegen hareketidir, sanki düz hareket gibi. Düz harekete geçtiğinde ise, diğer gezegenlerde algıladığımız retro hareket etkisi yapar; yani geri hareketi olumlu olan tek gezegendir.


3 Ağustos 2017'te Uranüs 28 derece Koç burcundan geri hareketine başlamıştı; 2 Ocak 2018'de  bu geri hareket Koç burcunun 24. derecesinde sona eriyor.. Aslında Uranüs retrosu, diğer gezegenlerin geri hareketlerine göre daha sakindir; o yıldırım etkisi biraz azalmış gibidir. İleri hareketinde ani, sürpriz gelişmeler yıldırım hızıyla gelir; ani ödüller, hızlı değişimler oluşur. Uranüs haritanızda bulunduğu ev konusuna ve açılarına göre yaşamınızın hızlanmasına neden olacaktır. Sinirli bir gezegendir diyebiliriz, elektrik yüklü ya, dolayısıyla sinir sistemini, asabiyeti, sinir ağlarını, beyin hastalıklarını, tümörleri, siyatik sinirlerini, kol ve bacaklardaki kasları, hatta felçleri temsil eder. İleri hareketi, diğer gezegenlerden almış olduğu açı değerlerine göre bazen çok gergin, karışık, ani, farkındalığa ulaşmaya çalışırken sabırsız davranan problemli gelişmelere neden olabilir. Uranüs ayrıca kazaları da temsil eder, sert açılarında kaza haberleri eksik olmaz. Uranüs ayrıca, iki cinsiyetin karışımını yani eşcinselliği de temsil eder.
Uranüs, evrensel zekadır; ani kavrayış, anlayış, uyanış Koç burcu etkisiyle ani harekete geçme, tek başına harekete cesaret, hayata tutunabilme kapasitesi içimizde uyanır. Bu burçta bulunuşu yeniden doğuş enerjisi verecektir. O geçmişle kesinlikle alakalı değildir, karmik etkiler taşımaz. Sadece yeni ile ve gelecekle ilgilenir. Ancak mitolojisindeki gibi, eğer ana rahminden çıkmak istemezsek, yani kendimizi güvenli hissettiğimiz alışkanlıklarımız, bağımlılıklarımzı ağır basıyorsa, kişiliğimizi, kendimizi, özgürlüğümüzü kaybetmek durumunda kalabiliriz. Uranüs bu noktada, ani hareketlerle bizi o saklandığımız inimizden dışarı çıkartarak bizi aydınlığa kavuşturmaya çalışır. Bizim görevimiz ise yeniyi kucaklamak, zorlansak da Koç burcu enerjisi ile cesaret ve ataklık göstermek ve kendimizi güçlü bir kimlik ve güvenle öne çıkartabilmek.. Böylece ileri harekete geçen Uranüs transiti başarılı olup bizi bütün haline getirebilir ve bizi ileriye taşıyabilir. Savaşa hazır olun, mücadeleye hazır olun, içinizdeki kahramanı artık ortaya koyun.. Bu kahraman değişik yollarla test edilecektir; eğer isteksiz, korkak ve üşengeç davranışlar sergilersek, işimiz oldukça zor olacaktır.. Yeni deneyimler, alışılmadık gelişmeler içimizdeki bu kahramanı yeni yetenekler ve kabiliyetler edinebilmesi için harekete geçirmek üzere artık  düz harekete geçiyor.. Alışılmış rutin olanın dışına, sürünün dışına çıkarak insan olmayı becereceğiz. Beklenmeyeni beklemek Uranüs'tür. Evren düzeni sevmez; yolculuğunda bile yalpalayarak, sesler çıkararak ilerleyen bu gezegen düzensizlikler yaratarak içimizdeki hayvani yanlarımızı insana çevirmeye çalışacak. Herkes gibi olmamak isteyen, farklılık arayan yanlarımız Uranüs'ün emri altında.

Burada hepimizin kalıplaşmış düşünceleri, şartlanmalarımızı yıkarak, zihinlerimizi açıp bizi yeni bilgileri almaya açık hale getiriyor. Her şeyden öte, ‘Kendini bilmek’ artık önem kazanıyor. Özgürleşme arzumuz artıyor. Uranüs teknolojiyi temsil etiği için devrim niteliğinde teknolojik yenilikler göreceğiz. Uranüsün ait olduğu burç, Kova burcu arkadaşlığı temsil eder. Bu dönem arkadaşlık en yüceltilmiş haliyle karşımıza çıkıyor, en asil yönüyle – anlayış, işbirliği ve kardeşlik olarak. Sevgi ve arkadaşlığın sahiplenme ya da ego ile hiçbir ilgisi olmayacak. Yeni Çağ’da sevgiye yönelik “sen bana aitsin” fikri sona eriyor. Hayatımızda çıkara dayalı ya da para gibi art niyetle kurulan arkadaşlıklara yer kalmayacak.


Zerrin Zindancıoğlu
ASA, MAPAI, ISAR Cap

29 Aralık 2017 Cuma

Yengeç Dolunayı (2 Ocak 2018) - Astrolozi


2 Ocak sabahı, 2018 yılının ilk dolunayı saat 05:23'te 11 derece Yengeç burcunda, dünyaya da yakınlığı sayesinde Supermoon olarak gerçekleşecek.. Ay duraklarından Hena'da oluşacak Ay ve Güneş karşıtlığı için eski kayıtlar hemen hemen her konuda olumlu bir dönem olarak yorumlanmış, Eskilerce evlilik,nişan, başkalarından istekte bulunmak, mal almak, yeni dostluklar ve sağlıkla ilgili çalışmalara başlamak, hediye alıp vermek ve mal paylaşımları yapmak açısından olumlu denmiş. Ancak bazı ölüm haberlerini de beraberinde getirirmiş. Bazı kayıtlarda Al Han'ah olarak bahsedilen bu 4. durak için Robson, bir devenin sağ tarafında ya da atın boynundaki "marka" gibi algılanması gerektiğini söylemiş. "Avlanmak için, kasabaları kuşatmak için elverişli ve prenslerin intikamını, hasatları ve meyvelerin yok edileceğini, doktorların çalışmalarının engellendiğini" anlatmış. Aslında bu süreçte operasyonlardan kaçınılması daha doğrudur diye ifadeler kullanılmış. Yengeç burcu Ay'ın en rahat ettiği burç, dolayısıyla korumacı ve geleneksel, ailevi ahlak değerlerinin öne çıkabileceğini söyleyebiliriz. Sosyal ilişkilerin özellikle aile buluşmalarının artmasından rahatlıkla bahsedebiliriz. Sertlik ve acımasızlık bu derecelere uymaz. Aşırı duyarlı olacağımızdan, sevginin, şefkatin ve sıcak kucaklaşmaların yararını görebiliriz. Dolunaylar bizleri arındırır ve yaşamlarımızda özgürlük sağlayabilir; bu yüzden kontrolcü aşırı korumacı olmamaya ve kimse tarafından da aşırı kontrol edilmemeye özen göstermek gerek. Artan duygusallık da bazen "defolun gidin başımdan" tarzında öfke patlamalarını beraberinde getirebilir. Yeniay zamanından beri ektiklerimizin hasatı dolunay dönemlerinde yapılır; yani bazılarımız için çok iyi ama bazılarımız için ise zor zamanları ifade edebilir. Dolunaylarda, Ay Güneş ışığı ile desteklendiğinden aradaki perdeler kalkar. Kötü ve gereksiz tüm alışkanlıklar bu süreçte bırakılabilir; zira fardındayızdır artık. Kendimizi çok zorlamamız gereken bir dönem değil; her şeyden sorumlu tutmayalım kendimiz. Yoksa bol gözyaşı verebilir ve ardından gelen acı ise can yakabilir. duygusal olarak bir gruba katılmayı istemek, insanlarla beraber olmaya ihtiyaç duymak ve belki de bizleri şehir yaşamından uzaklaşmaya itecek ve sakinlik sessizlik isteği verecek bir Dolunay var önümüzde.




İstanbul'a göre çıkartılan haritada Asc'de yerleşmiş olan Toliman yıldızı zorlayıcı etkiler barındırıyor; eğitim, öğrenme, şehvet, dedikodular, skandallar, zor şartlarla öğrenme, kadınlarla ilgili problemler, felsefi ve hukuksal konularla ilgili bir yıldız.. diğer adı Bungula. Dolunay derecesinde ise Alzirr yıldızını görüyoruz; Pollux'un sağ ayağındaki yıldız ki Pollux kötü ve ölümsüz olan ikizdir. Negatif etkiler barındıran bu sabit yıldız için Manilius;
"bu etkilerden, zil sesleri, ince borular, dizeler, melodiler, çağrılar, keyifli yaşam biçimleri anlaşılabilir. Savaşın silahlarını, trompetin çağrısını ve yaşlılığın gölgelerini anlatır. bazı haritalarda ise sorunsuz bir yaşama işaret edebilir. Bu yıldız yarım şans verir; intikam ve yıkıcılık oluşabilir."
Ona göre bazı tatlı melodilerin, sanatın sevecen kucaklaşmaların harikalar yaratabileceğini, nezaketin, saygının, merhametin ve şefkatin çok önemli olduğu dönemleri anlayabiliyoruz. Keskin sirke gibi davranmayın demek istemiş, Manilius..

Dolunay haritasında ana tema Venüs karşıtlığı.. Dolayısı ile ikili ilişkilere, ortaklıklara, arasında sevgi, şefkat bağlantıları olanlar arasındaki farklı bakış açılarına vurgu yapacağı gibi Venüs ile Kara Ay'ın yakınlığı nedeniyle muhalefet ilişkilerinde, taraflar arasında, kendi egolarını tatmin için karşılarındakiler üzerinde baskı oluşturanlar arasında etkilerini gösterecektir. Kutuplaşmalardan, üçlü ilişkilerden, skandallardan, bağımlılık tuzaklarından kaçmak, hassas ve sevgi dolu duygular içinde affedicilikten yana durmak bu süreç için önerilebilir. Medyada özellikle son günlerde artan cinsel istismar haberlerine de vurgu yapacak etkiler var. İlişkilerde güç dengesizliklerine bazkı ve kontrol çatışmalarına itebilir. Astrolojide oldukça olumlu kabul edilen uçurtma açı kalıbı oluşuyor dolunay haritasında; sınırların ötesine geçmek için bazı becerilerimize dikkatimizi vermek durumunda kalabiliriz. Uçurtma, umut ve manevi uyum demektir. Hayırseverlik açısından olumlu kabul edilebilir; ancak yardımların gerçek yerlerine ulaştığından emin olmak gerekir. İster ilişkiler deyşn, ister savaşlar.. bu dolunay sevgi, merhamet barış ve affedişler ile ilgili özelliklere sahip. Evet tek zorlayıcı açısı Venüs ile, ama hemen yanında Kara Ay ile uçurtma formunun da içindeki tek karşıtlığı oluşturmakta.. Bu çözülmesi gereken bazı problemlere işaret etmekte. İstanbul'a göre çıkan haritanın Asc derecesinde de zorlayıcı etkiler var maalesef ve dolunay haritanın krizleri anlatan 8. evinde. Maddi ve manevi değerlerle ilgili çatışmalar, parasal problemler denebilir. Venüs karşıtlıkları sonuçlara bakılmaksızın sevgiyi ve sevgiye duyulan ihtiyacın artmasına neden olur. Böyle zamanlarda yalnız olmayı seçmeyiz. Bu da bazı gerginliklerin start almasına yol açabilir. Kişisel anlaşmazlıklar, büyük uyumsuzluklar, rakipler ve partnerler arasındaki farklılıklar görünür hale gelir. Olumlu açılar sebebiyle bu görünümler sevgiyi ve değerleri ifade etse de, aynı zamanda savaşlar için de en azından müzakereler yapmak adına ilk adımları atmak ve liderliği bu yolda ele geçirmek anlamına da gelebilir. Mars üçgeni ile cesaret bulacağız ve ilişkilerimizde neyi ne kadar istediğimizi ve elde edebileceğimizi görebileceğiz. Diğerlerinden beklentiler içinde olmamak ancak yüzleşmeler sonucu her ne değişim gerekiyorsa bu konuda işe kendimizden başlamak en doğrusu. Neptüm empati ve bağışlayıcı özellikler verebilir; duygu ve hayal gücü ile ilişkilerde romantizm yükselebilir. Bazıları için özel tanışmalar ve yeni ilişkilerde daha yoğun duygusal bağlara sebep olabilir. Duygusallık ve yaratıcılık bu süreçte aktif olacağından enerji, inisiyatif ve cesaret gerektiren konuların üzerine gidilebilir; korku ve endişe duygularına izin vermeyin. Nasıl ve ne zaman başlamakla ilgili olarak ise içgüdülerinize tamamen güvenebilirsiniz. Beklenmedik değişen şartlara hemen tepki vermeyin, hemen gardınızı almayın. Artan güç ve irade, manevi ve kişisel büyüme, mesleki ilerleme bu süreçte sağlanabilir. Ancak sanki bir tik gibi otomatik yaptığımız bazı davranışların artık çalışmadığına tanık olabilir ve tüm bu tarz bağımlı duygulardan davranışlardan kurtulabilmenin getireceği başarı ve huzurla yoğrulabiliriz.

11 derece Yengeç'te 117 no.lu asteroid Lomia; Zeus'un metresidir Lomia. Zeus'un karısı Hera onun çocuklarını kıskançlıktan öldürür ve onu da avcıları avlayan bir canavara dönüştürür. Dolayısı ile Lomia baştan çıkarılmayı, gizli ilişkileri, kıskançlıkları ve intikamın tehlikelerini anlatır. Yine 11 derece öncü grupta Atropos ve Terpsichore asteroidleri bulunmakta; bu da sona gelen bir sürecin ardından oluşacak önemli gelişmeleri ifade edebilir, yani en önemli bölüm en sondadır ve çok şaşırtıcı bir son olabilir. 12 derece Yengeç'te Hybris asteroidini görüyoruz; kibir, istismarcılık, utanmazlık, çıkarcı ilişkileri anlatabildiği gibi güçlü cinsel enerjiler de barındırmakta. Aşırı gurur, küstahlık ve alçakgönülsüzlükle birleşen cehalet ve bunların ardından acı çekme ya da cezalandırılma ile ilgili.. Bu aksın karşısında ise Admetos ile birleşen harita Yükseleni'ni ve Venüs / Zeus orta noktasını görmekteyiz. Bu görünümler bize özellikle ilişkiler ve değerlerimizle ilgili olarak sıkıntılı, biraz kaotik, katı ve ağır tecrübeler yaşatabilir; tavsiyesi ise atgözlüklerini çıkartmak, gereksiz şeylerden arınmak, ekonomik davranmak ve işlerimizde derinlik kazanarak daha affedici ilişkiler kurmamızdır. 

Ortaklar ve ilişkiler arasında farklı beklentilerin varlığı ile yüzleşeceğiz. Örneğin partnerin biri çok aşıktır ama diğerinini beklentisi çok daha farklıdır ve sanki cicim aylarının sonuna gelinmiştir. Karşılıksız ve yanlış yönlendirilmiş sevgi ciddi sorunlara neden olabilir. Fanteziler ve skandallarla ilgili gergin ilişki dinamikleri vurgulanabilir. Jüpiter ve Pluto açısı ile kişilerin hissettiği sevgi ve merhamet arasındaki farklılıklar büyüyebilir ve yoğunlaşabilir. Bir kişinin saf ilgisi başka biri için taciz anlamına gelebilir örneğin. Neyse ki çözüm olanakları var ve bunlar da merhamet, anlayış, affedicilikte gizli. Şeytanın savunucusu gibi görünen Kara Ay ile en yakın ilişkilerde bile durgunlaşabilir hatta kayıtsız kalma eğiliminde olabilir bazılarımız. Çökmüş ilişkilerin bırakılmasına sonlanmasına izin vermek, geçmişin muhakemesi ile daha güvenli ve sıcak beraberlikler, işbirlikleri arama eğiliminde olmak mümkün. Bazen karı-koca bazen arkadaşlıklar ya da ortaklıklar aslında ne kadar sağlam anlayabilmek için çeşitli testlerden geçebilirler. Bunların yanında ortak gelirler, miraslar, eş geliri ya da desteklerle ilgili olarak bazı endişelerimizin giderilebilmesi, değişen şartlara ayak uydurabilmek ve inatçı sert, korumacı tutumlarımızı geride bırakmak sayesinde sağlanabilir. Ülkemiz için ise sonlanan bazı davaların aslında görünenin ardındaki esas niyetin öne çıkmasına yardım edeceği, bazı skandal tarzında ilişkilerin konuşulacağı ve tüm ülkemizi ilgilendiren bazı huzursuz baskıların üzerimizde hissedileceği bir süreç diyebiliriz. Kadınlara şiddet temalı bazı haberler öne çıkabileceği gibi sanatsal bazı başarı haberleri alabiliriz. Çocuklar ve kadınlarla ilgili olarak yeni kararnameler hazırlanabilir. Muhalefet partileri ile ilgili olarak şaşırtıcı kararların alınması mümkün. İçimizi halk olarak acıtabilecek olaylara tekrar bu süreç içinde takık olmak maalesef ülkemizin natal Pluto üzerinde gerçekleşecek Dolunay için söylenebilir. Öfke yoluna gitmemek en doğrusu, görecek anlayacağız. Özellikle Dolunay günü ileri harekete geçmek üzere durağanlaşan Uranüs'ün ülkemiz Merkür ve Satürn'üne tam derece ile dokunması özellikle eğitim, öğretim, gençler, yabancı ülkerlerle ilişkilerimiz ve ekonomi açısından sıradışı gelişmelere gebe bir süreçte olduğumuzu anlatmakta. Ayrıca Uranüs'ün bulunduğu derecede Kurdah sabit yıldızı ile hizalanmış olduğunu görüyoruz ve anlamı; kişinin yaşamında anne ya da baba çok önem teşkil eder, sorumluluk bilinci, yaşamda inişler yaşamak, güçlü ve saygı duyulan bir erkek figür, ancak kendini çaresiz hissedebilir, kanı deli akan, kadın haritasında ise babayı temsil edebilir, aile üyelerinde kayıp, kızına yardım edemeyen baba, en yakın aile üyeleri ile ilişkilerde sorun verebilir. Ülkemizde önemli birinin ani kaybı ya da ani rahatsızlığı üzücü olabilir. Ayrımcılık yerine bir araya gelip sorunları tartışarak halletme yolunda birlik bilinci oluşturmak en doğrusu olacaktır; deli cesareti ile öfke beslemek ve nefret ekmek adına çok tehlikeli günlerdeyiz.


Zerrin Zindancıoğlu,
ASA, MAPAI, ISAR Cap


13 Aralık 2017 Çarşamba

Hannukah Bayramı (12 Aralık - 20 Aralık 2017) - Suzi Barokas Fergan


Hanuka, İbrani takvime göre Kislev'in 25.günü saat 18:00'de başlayıp sekiz gün süren bir Musevi bayramı. Bu yıl 12 Aralık'ta başlıyor ve 20 Ocak'a kadar devam edecek. Ayrıca ''Işık Bayramı'' ya da ''Yeniden Adanma bayramı'' olarak da anılır. Hanukkah sözcüğü İbranice ''adama, ithaf etmek '' anlamlarına gelir. Bu Bayram Gregoryen takvimiyle Aralık, Kasım sonu ya da çok ender olarak Ocak başına denk gelir.

Bir Hanukiya;Festival (Bayram) Hanukiya adı verilen, Menora'ya benzeyip fazladan iki kolu daha olan, 9 kollu şamdanın kollarının yakılmasıyla kutlanılır. Birinci gün bir tane, ikinci gün iki tane yakılır ve Bayram boyunca her gün bir fazla kolun yapmasıyla devam eder.
Hanukiya'nın ortasındaki, diğerlerine göre daha yukarıda bulunan kola Şamaş (İbranice: görevli) adı verilir ve bu kol her gün yanar.

Hanuka, ailece veye topluca yapılan 8 gün boyunca her gün süren bir seri ritüelle kutlanır.
Birçok aile, kitap ya da oyun gibi birçok hediye verirler birbirlerine (çocuklara harçlık ta verilir).Yağın önemini anmak için Hanuka kutlamaları esnasında kızarmış yemekler yenilir.
Hanuka ışıkları hava karardıktan sonra en az bir buçuk saat yanmalıdır.
Hanuka'nın ilk gecesinde Menora'nın  sağ tarafında bir ışık yakılır, 8 gece boyunca takip her gecede ise ilk gece yakılan ışığın yanına bir ışık daha eklenir. Tapınakta sekiz gün boyunca ateşi yanar halde tutan küçük kaptaki yağı anmak adına.

Alıntı


Çocukluğumda Hanuka demek neşe demekti benim için.. Mumlarımızı yakmak için babamızı beklerdik, önce mumlar yakılır daha sonra yemeğe otururduk. Bu gelenekseld,i hanukiyanın ışıklarıyla birlikte yenen akşam yemeği... Sonrasında içi reçel dolu yağda kızarmış ponçikler. Ziyarete gelen aile büyükleri hediyeler.. Kuzenlerle paylaşılan yeni kitaplar...bayramlar güzeldir içinde sevgi barındıran herşey gibi... Mucizelerin gerçekleştiği IŞIK ve SEVGİ dolu bayramlar olsun...

IŞIĞINIZ sizin içinizde...


Sevgiler.....

Suzi Barokas Fergan

12 Aralık 2017 Salı

Yay Yeniayı (18 Aralık 2017) - Astrolozi


18 Aralık sabah saat 9:30'da 2017 yılının son Yeniayı yani Güneş ve Ay kavuşumu netlik kazanacak; bu enerjiler altında yepyeni bir yıla gireceğiz. Ay Duraklarından Şevle'de gerçekleşecek kavuşum için zor işlerin başarılabileceği yorumu yapılmış kadim astrologlarca; ancak buna rağmen olumsuz etkileri de olduğu kabul edilmiş. Özellikle dini konularda fikir ayrılıklarına neden olacağı gibi dinsel sofuluğa da yol açabilirmiş bu etkiler. Yay burcunun son dekanı Ophuichus takım yıldızına ait bölge; hani şu temcit pilavı gibi her yıl belli zamanlarda 13. burç diye adlandırılan takımyıldız.. Akrep takımyıldızının son bölümü olarak düşünün. Akrep'in tutkusu çok yoğundur bu bölgede; Ay burada karanlıkta yol almayı hafife alabilir. Kaygan yılanlar, ejderhalar, akrepler.. tutku, hırs, ihtiras fazla bu bölgede. Yeniay'ın Galaktik Merkez derecesi ile hizalanması alında tüm kötülükleri telafi etmek için bir fırsat. Zane Stein'ın, Philip Sedgewick'in kitabında söylediğine göre;

"Galaktik Merkez'i İlahi bir şekilde esinlenilen bilgileri, doğrudan beynimizin alıcı gri cevherine yönlendiren bir uydu çanağı gibi düşünün. Eğer Tanrı'ya inanıyorsanız, bu algıladığınız bilgiler, iç sesler gerçekten 'O' olabilir. Her ne olursa olsun, bu bağlamda akışı bitmeyecek yeni bilgileri sindirebilme olanağına sahip olursunuz. Bu psişik enerjileri görmezden gelip kabul etmediğinizde ise stres ve karışıklık paçanızı bırakmaz. Ama bu bağlantıları bilinçli olarak kullanabilirseniz, ruhsal önemli gelişmeler, yol almalar yaşanır, önemli bilgilere ulaşılabilir. Ruhunuzla bağlantıda olmanız bu derecede çok önemlidir. Haritalarınızda bu derece vurgulanmışsa, ruhani yaşamla bağlantı kurmaya ihtiyaç duyarsınız."

Nedir bu Galaktik Merkez;
Astronomide Gökada Özeği denen, bir galakside (ki bizimki Samanyolu) tüm gökcisimlerinin etrafında döndüğü merkezdir. Güneşimiz saniyede 100 milden fazla mesafe kat ederek galaktik merkez etrafındaki turunu 250 milyon yılda tamamlar. Yıldızlararası toz ve iri cüsseli Kara Delik yüzünden merkezi göremeyiz. Dünya bakışlı sistemle bizim galaktik merkez 27 derece Yay takımyıldızı doğrultusunda yer almaktadır. Güneşimiz, galaktik merkezin etrafındaki turunu kendisi gibi milyarlarca ile birlikte sürdürmektedir.


Yay burcunun bu bölgesi ikili etkiye sahip bir bölge. Evrene, sisteme ve yaşam sizi nereye itekliyorsa, güvenmek bu noktada çok önem taşımakta. Birçok gelişme yaşayabilir, gerçekliğin sarhoşluğuna kapılabiliriz. Bazen de bilinmeyene büyülüleyici ilgi duyabiliriz. Diğer yandan da meydan okuyucu bir havaya bürünebiliriz. Laibrentler hissettirir bu dekan. Güçlü psişik kalkanlarımızın olduğundan emin olmalıyız. Bazılarımız Yeniay sürecinde ilerlemelerinin durduğunu, ağırlaştığını düşünebilir. Bazıları ise yollarına daha da uyumlanabilir; ama gerçek şu ki bekleyişlerle sabırlar gelişir. Geçtiğimiz dolunay sürecinde üzerine düşeni yapamayanlar tuzaklara daha kolay düşebilir tabii. Ayrıca Yay burcunun son dekanı bir konuda profesyonelleşmeyi yükselmeyi ancak bu gücü kötü amaçlarla kullanamayı da anlatabiliyor; yani bilinci zekayı kötülükle ifade etmeyi.

Yeniay derecesinde 2 sabit yıldızın etkisi var;
*Aculeus: kutuplaşmalar, saldırılar nedeniyle iç görüş kazanma, dayanma gücünün artması, körlük, vizyon darlığı
*Ophuichus'un sağ omuzundaki Kelb Arail; kişinin kendi yaralarının verdiği bilgelikle diğerlerine faydası dokunması, haya gücü, cinsel sapkınlıkları, cinsel yaşamın tolum yaşamında sorun yaratması, her türlü zehirlenmeleri, epidemik enfeksiyonları, pusuya düşürülmeyi, önceden planlanmış suçları, tıp insanlarını ve şifacıları ifade eder. Bu yıldızla ilgili fazla bilgi bulunmasa da, Eris ile güçlü bir tepki verebildiğini bazı kaynaklarda okudum ki Yeniay haritasında, yeniay derecesine üçgen açı yapan Uranüs ile Eris kavuşumda. Robson bu yıldız için;
"Kadınlar, sapkınlıklar, zihinsel yetersizlik nedeniyle talihsizlik yaşayabilirler." 
Ebertins ise;
"Bununla bağlantılı olan Neptün eğilimi olan kişiler, üzerinde toksinlerin yol açtığı bulaşıcı komplikasyonlara yatkın olurlar." demiş..

Yeniay yöneticisi Jüpiter ise Zuben Elgenubi ile hizalanmış;
Z. Elgenubi:  toplumsal reform, karanlık zorlu etkileri olan bir yıldız, affetmeyen, kötü niyetli, suça meyilli, bilinçli yapılan suçlar, aile problemleri, psikopatça suşlara uğramak, tutkulu mücadele, hırsızlık, yolsuzluk, damar hastalıkları, boğulma, saldırgan kişilik, cinayetler, çocuk kaçırılması, ihanet..


Yılın son Yeniayı olduğundan benim de konunun ana fikrine girmem biraz zor oldu; ancak önemini ifade edebilmek için yukarıdaki bilgiler gerekli. Yeniay tam tamına Satürn ve Venüs Orta Noktasında yer almakta. Sadece Satürn ile değerlendirmeye kalksa idik yeniayı, çok zorlanacaktık; ama Venüs ve Uranüs'ün üçgen açısı anlama ılım katmakta. Ciddi bir ilişkiler, yaşamın geride kalanını paylaşmak adına yeni tanışmalar, yaşamdaki rutini bozacak olumlu değişimler, geçmişi geride bırakıp yeni gerçekliği yaratmak.. Yeniayın 29 derecedeki Satürn ile yakınlığı oldukça önemli ancak Yay'ın son dekanındaki dualite gibi bu etkiyi pozitif kullanmak mümkün. Sorumluluklar dürüstlükle dikkate alınmalı ve işin altına eller sokulmalı. Zorluk, korku, endişe hatta tembellik verebilir Yeniay Ancak Venüs'ün sevecenliği, Uranüs'ün uyanış sağlaması ile Satürn de elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışacaktır. Başarı vaadedebilir bu Yeniay. Daha fazla sorumluluk alma ile çevrede saygı ve tanınma sağlanabilir. Yalnız kalıp iç analizler yapmak, affedişler, işleri oluruna bırakabilmek ve şartların değişimine ayak uydurabilmek, yaratıcılığı aktive etmek olumlu etkiler verebilir. Gelecek için temel oluşturma ve yaşamı hem kendiniz hem aileniz için daha istikrarlı ve güvenli hale getirmek adına olumlu adımlar atılabilir. Yaşamın karmaşıklığını basitleştirmek ve verimliliği arttırmak işe yarayabilir. İlişkilerde kriz durumlarında diğerlerine rehber olma yol gösterme tavsiye verme özümüze iyi gelebilir. Aile bağlarını güçlendirebilir ve ilişkilerimizde istikrar sağlayabiliriz.

Aşk, ilişki ve sevgi ihtiyacımıza ışık tutacak bir Yeniay süreci. Daha anlayışlı olabilir, Satürn ile daha ciddi ve pratik yollar oluşturabiliriz. Karşılıklı saygı ve sevgi, sadakat, ilişkilerde taahhütleri beraberinde getirebilir. Yardımlaşma artabilir. Ciddi ilişkiler öne çıkabilir. Yeni aşklar ya da yıllardır tanıyormuşunuz hissi veren yeni tanışmalar oluşabilir. Yaş farkları, öğretmen - öğrenci ilişki dinamiği hissedilebilir. Mesafeler, meslek, finans, statü gibi başlıklar endişelere, gecikmelere yol açabilir. Yeniay çevresinde başlayan ilişkiler romantizm ve uzun süreli olma şansına sahipler. Venüs ve Satürn etkisi ile paranızı kurtarmak, yatırım yapmak için fırsatlar oluşabilir. Hedeflerin uzun vadeli  finansal geçerliliğini iyi hesaplayın. Ev mobilyaları, inşaat malzemeleri, emlak sektörü, elden para çıkmasına neden olabilir. Paranızı ihtiyaçlarınız doğrultusunda ekonomik kullanın. Kendinizi keşfetmenin ve içsel sezişlerin heyecanı var bu dönemde. Rahatlık bölgenizi terk etmeden, diğerleri ile sosyal ilişkilerinizi genişletmek adına kendinizi özgür hissedebileceksiniz. Bir değişim, hızla gelişen bir olay, eski bir ilişkiyi de canlandırabilir ve yenilenme sağlayabilir. Farklı kültürlerden, inançlardan, yaşam tarzlarından kişileri kendinize çekebilirsiniz. Sevgiden çok maddi değerlere önem verebilir bazılarımız. Eğer siz de bu grupta iseniz Uranüs'ün olumlu etkisi ile bazı hesaplanmış riskler almaya meyilli olacaksınız. Ani bir düşüş, beklenmedik gelir kaynakları oluşturabilir. Kumarbaz bir Yeniay.. Eski ve yeni, gelenekler ve gelecek, güvenlik ve risk.. dualiteler harmanlanmış.. Bağımsızlık, özgürlük uğruna daha fazla sorumluluk almaya kalkışabiliriz. Yaşamdaki mevcut çerçeveleri, yapıları koruyarak olumlu değişimler yapabiliriz. Bu süreçteki değişimler ve gelişmeler yakın gelecekte ve uzun vadeli geçiş sürecinin başlangıcı. Geçmişi geride bırakın ve yeniyi yaratmaya başlayın.

Aralık Yeniayı önemli "komplo" teorilerine ilgi duyabiliriz. Kıskanç ve kibirli davranışlarımız beslenebilir; her dualitede olduğu gibi olumsuzluklardan da bahsedilmeli.. Ama tabii bu zehirli enerjiyi çekip atmak mümkün. Eleştirilere karşı daha dayanıklı olacağız. Pluto ile derine inip odaklanmak istediğimiz konularda konsantre olabilecek, kararlılık gösterebileceğiz. Dolaylı tutumları pek affedecek bir süreç değil. Problemlere yenilikçi yaratıcı çözümler getirebileceğiz. Özellikle tıbbi alanlarda gelişmeler sevindirici hal alabilir. Disiplinli çalışmalar mümkün. Kendimize tabu yaptığımız, platonik bağımlı olduğumuz fikirler, ilişkiler, değerler kolaylıkla kötü bir alışkanlık gibi geride bırakılabilir. Boyutlararası ilişkiler artabilir, rüyalar artabilir ki çoğumuz önemli mesajlar içeren durugörüler, içgörüler duyumsayabilir. Herkesi yeni olana davet eden bu süreçte ateş elementinin yoğunluğunda gezegenler de burç değiştirmeye hazırlanıyor. Engelleri aşan, sert hatlı hızlı kararlar aldırtan, korkularımızdan arıtan, adalet döngüsünü harekete geçiren bir süreç.. Başkalarının isteklerinden çok kendi isteklerimizin önemli olması zaten çoğumuzun yaşamında dönüşümleri başalatacaktır. 


Zerrin zindancıoğlu
ASA, MAPAI, ISAR Cap









5 Aralık 2017 Salı

Chiron Geri Hareketi Sonlanıyor (5 Aralık 2017) - Astrolozi


Chiron'un 2 Temmuz'dan beri sürdürdüğü retro hareketi sonunda 5 Aralık itibarı ile bitiyor. Chiron'u anlayabilmek adına, mitolojik hikayesini bilmek gerekir. Daha önceki yazılarımda bunu detaylı anlatmış olduğumdan, şimdi kısaca üzerinden geçelim.

Chiron Satürn'ün ve peri kızı Philyra'nın yasak aşklarından, evlilik dışı doğmuş çocukları.. Yakalanmamak adına at kılığına girdiklerinde buluşan çiftin, yarı insan yarı hayvan oldukları sırasında doğum gerçekleşmiş ve bebek de aynen onlar gibi normal olarak değil, yarı insan yarı hayvan olarak dünyaya gelmiş.  Annesi onu çirkin diye terketmiş babası ise onu hiç görmemiş. İçgüdüsel hayvani dürtüler sonucu dünyaya geldiğinden, reddedilen ve bastırılarn içgüdülerin açtığı yaraları temsil eder. Chiron ormanda, doğada tek başına büyümüş ve her işini kendi halletmiş. Üvey babası ve onu eğiten Apollo sayesinde üstün yetenekleri olmuş; tıp, müzik yeteneği ve bilgelik kazanmış, savaş becerisi, kendi kendini koruma stratejileri geliştirmiş. İçindeki bölünmüşlük, yani kendini reddedilmiş, aşağılık ve çirkin hissetmesinin yanı sıra Apollo'nun fikirleri ve öğretileriyle içgüdüselliğini uyum, düzen ve cesaretle uzlaştırmış. Tanrı'ların çocuklarına, güvenirliği sayesinde öğretmenlik yapmış. Ancak bir gün bir ok yarası almış ve ağır acılar çeker olmuş. Aslında ölümsüz olan Chiron, acılarının dinmesi için ölüm diler hale gelmiş. Tanrılar tarafından çok sevilen ve güvenilen Chiron, sonunda ölümlü olma hakkını onlardan almış. 

Bu hikayeden yola çıkarak astrolojik olarak Chiron'un haritalarımızda, kendimiz için değil de başkaları için iyi yapabileceğimiz konuları aydınlattığını görüyoruz; kişilere rehber olabiliyor, çareler bulmalarına yardım edebiliyoruz. Ama bu dersleri kendimizde uygulayabilmemiz maalesef zor görünüyor; terzi kendi söküğünü dikmekte zorluk çekiyor. Bazı özelliklerimizi ise kendimiz görmekte zorlansak da diğerleri bunları kolaylıkla farkedebilir. Malum Chiron kendi acısını, herkese eğitmenlik yapsa da dindirememiş, yarasını iyileştirememiş. Bu bir şekilde yetersizlik ve ızdırap duyulan özellikler; kendimizde çirkin, yanlış gördüğümüz yanlarımız. Ancak büyüyebilmek, gelişebilmek ve tabii iyileşebilmek adına tedavileri şarttır. Tabii ki yarayı da ancak kendi iyileştirebilir belki yüzleşerek, önemli fedakarlıklar yaparak. Malum Chiron ölümsüzlüğünü bu yolda feda etmiş. Bu yanlarımızı öldüremedikçe de bu acı dinmez.

Chiron, konumu nedeniyle Satürn ve Uranüs arasında yer almakta; yörüngesi bazen Satürn ile bazen de Uranüs ile benzeşmekte. Dolayısı ile eski ve yeni olanı, sorumluluklarla, yaratıclığı bir araya getirmek durumunda.  Yaralarımız sadece kendi yaratıclığımızla iyileşebilir; aslında bunları da yaratan bizlerizdir. 

Chiron geri harekette iken maalesef bu yüzden Satürnyen, içe dönük çalışmakta. Farklı bakış açılarımız daha kıtlaşabilir ve karamsarlıklara neden olabilir. Kendimize acımak, belki hataları farkedememek, kendimizde kusur bulmak daha kolaylaşabilir. Ufak bir gök cismi olmasına rağmen farketmeden kanayan yaralarımıza işaret eden Chiron, neredeyse bir gezegen kadar etkili.  Kendi sistemimizi yaratma yönünde bir şekilde anlamlandıramadığımız bir mecburiyet hissettirir. Bu farkında olmadan da iç çatışmalara neden olur. Chiron, tıp, askerlik, güzel sanatlar, eğitim konularını da temsil eder. En önemlisi kendimizi aldatabileceğimiz, görmezden geldiğimiz kusurlu yanlarımızdır.


Başkalarından saklanan sırları sembolize ettiği gibi aynı zamanda sevilmeye, kabul görmeye en çok ihtiyaç duyduğumuz çıplak yanımızdır. Onun kötü yarasına dostu Herakles'in bir hatası sebep olmuş. Bizi de yaşamda en çok üzenler genelde sevdiklerimiz yakınlarımızdır. Kendimizi savunmaya gerek duyöadığımız kişilere karşı savaşmak hiç aklımıza gelmez. Bazen bir söz, bizi bir ok gibi hasta edebilir. Herşeye rağmen affetmeden de iyileşmek mümkün değil. Chiron kendimizle barışabilmenin yani affedebilmenin de enerjisidir. En kıymetli hazinesi yani ölümsüzlüğünü, bilgeliğini, tüm maharetlerini başkasına armağan etmiş ve böylece acılarından kurtulmuş. Gerçek şifa, en iyi niyet adına, koşulsuz gönülden sunulandır.

Chiron'un retrosu, şifa bulmak adına başladığımız yolculuk özünde bir "kendini bilme" serüveni idi. Chiron bu dönemde içimize yönelik çalıştı. Negatif olarak gücümüzü yanlış kullanma, fanatik hedefler, şiddete yönelik davranışlar, öfke besleme, hırslanma, olduğundan farklı görünmeye çalışma, acımasızlık, toplum çıkarlarını kişisel kullanma isteği, cinsel sapmalar hatta belki bazı rahatsızlıklar larak kendini gösterdi. Hele ki Balık burcunda olduğunu da hesaba katarsak içsel olarak bireysellik hissimizin gelişmesinde suçluluk duyguları, başarılamayacak istekler peşinde yani hayal dünyasında yaşamak, teslim olmaktan ve çözülmeler yaşamaktan korkmaktan ötürü zihinsel ve duygusal kontrole başvurma, kurban - kurtarıcı kompleksi gibi özelliklerini açığa vurmuş olabilir.

Chiron aynı zamanda, başkalarına koşulsuz sunmamız gereken anlayış ve fedakarlıklardır. Hayattan alınan derin darbeler, asla iyileşemeyeceğimizi düşündürebilir; yani acı olaylarla sınanırız. Retro olduğunda daha karamsar haller sergilememiz mümkün; etkileri içsel çalıştı. Haritalarımızda göremediğimiz gölge yanlarımıza işaret eder. Yaralı olduğumuz ve bu nedenle fark etmeden bilinçaltımıza ittiğimiz konuları gözümüze sokabilir ve kendimizi tanımamızda rehber görevi üstlenebilir. Tabii yaralarımızla yüzleşmek adına bu süreci olumlu kullanmak mümkündü. Hangi konuların aslında içimizi cızz ettiği, bir yanımızı hangi durumlarda daha eksik hissettiğimiz noktaları tesbit edebilmek, içsel olarak bunlarla yüzleşebilmek, varlıklarını kabul edebilmek tam da şifanın merkezi idi. Şimdi bu süreç bitiyor. Eğer tesbitlerimiz varsa, iyileşmeyi kesinleştirmek adına etrafımızdakilere verdiğimiz aklın, fikirlerin bir kısmını kendimizde uygulayabiliriz. Endişe ve tereddüt duyduğumuz konularda, kendimize güvenimizin ağır aksak işlediği alanlarda, merhemi kendimize sürmek adına fırsatlar oluşabilir. Krizlerle mücadelede, bireysel ihtiyaçlarımızı, zayıflıklarımızı rahatlıkla belirlememize yardım edecektir. Diğerleri ile aramızdaki farklılıkları kabul etmeli, olumlu yönlerimizi, yeteneklerimizi daha öne çıkarabilmeliyiz. Eksik ya da yetersiz olduğumuz alanlarda ise belki kendimizi eğitmeli ve çarelerini üstlenmeliyiz.


Zerrin Zindancıoğlu 
ASA, MAPAI, ISAR Cap