9 Ağustos 2025 saat 10:54'te Kova burcunun 17. derecesinde Ay ve Güneş karşıtlığı netleşecek; dostluklar, yenilikçi projeler ve teknolojinin yanı sıra bağımsızlık ve asilikle ilişkilendirilen Kova enerjisini belirginleştirecek. Bu aya Yerli Amerikalılar Mersin Balığı Ayı adını vermişler; mersin balıklarının en bol olduğu dönem olarak bu şekilde isimlendirilmiş. Dolunay takım / grup olarak hedefleriniz ve kişisel amaçlarınızla ilgili sorunlara cevap bulmak adına derin sularda balık tutmayı öneriyor da diyebiliriz. Birlik olma, toplu şekilde hareket etme ihtiyacımızı vurgulayarak önümüzdeki ay başı Balık burcuna geri dönecek Satürn geçişine de zemin hazırlamakta. Kova burcundaki Ay halen Pluto etkisinde olduğundan içsel çatışmalara kapı açacaktır. Güneş de karşıt alanda olduğundan, ihtiyacımız olan ışığın içimizde olduğunu bilmemiz önem kazanacak. Kova geleceğe yöneliktir; sezgileri keskinleştirir ve berraklığı artırır, kolektif vizyona hitap eder, özgürleşme ile hareket eder. Kova hava elementine ait; zihnin içinde yaşayan bir element. Ay ise su ile ilişkili; beden, duygu ve varoluşu simgeler. Kova kolektif bir burç, bütün için hareket eder, insanlık için bir değişim aracı görevi görür. Ay ise son derece kişiseldir ve kalbimizde, gizli sularımızda yaşar. Dolunay bize, değişimin aracı olamayacağımızı, kendimiz ya da herkes için sadece zihnimizden, kurtuluşu yaratamayacağımızı veya sunamayacağımızı hatırlatıyor. Değişimi yaratmak için önce kalp ile bağlantıyı öğrenmemiz gerekiyor. Yeni bir gelecek yaratmak için önce bu geleceği somutlaştırmamız gerekmekte. Bireysel ve benzersiz olarak bizim için neyin önemli olduğunu hatırlamalıyız ki bu gerçeğin her eylemimizde akıp gitmesine izin verebilelim. Ay ve Güneş karşıtlığı her zaman kutupluluğu vurgular ama bizi buluşma noktalarına da davet eder. Görünüşte zıt olan benlik katmanlarını birleştirir, zıtların müttefik, zıtların aslında ortak, zıtların kendilerini BİR olarak hatırladığı alanı da gösterir. Birlikte, benlik ve kolektif eksenini, yani kalp ve zihin alanlarını harekete geçiriyorlar. Aslında birleşmeyi özleyen zıt burçlar bunlar. Biri olmadan diğeri var olamaz, biri diğerinin sayesinde gelişir. Sağlıklı bireyler olmadan sağlıklı kolektif de var olamaz. Tıpkı önce kendimize kök salmadan, kendi gerçeğimizle, kendi ilacımızla, kendi niyetlerimizle ve sunduklarımızla bağlantı kurmadan, onlarla hareket etmeden kolektife hizmet edemeyeceğimiz gibi. Hayata / insanlığa hizmet etmek için öncelikle kendi gerçeğimize, amacımıza ve benliğimize başımızı eğmeliyiz ki, bu yaşamda birbirimizle bağlantılı şekilde ilerlerken bunlar bize rehberlik edebilsin. Hepimizin özüne kazınmış potansiyeller, olasılıklar ve yeni bir gerçekliğin tohumları var. Bunlar dışarıda değil, içimizde, kalbimizde. Eşsiz yaşam kıvılcımını bunlar oluşturur. Bu alandan çıktığınızda, herkes ve her şey bundan faydalanır. Aslan - Kova eksenindeki kutupluluk kalp ve zihin ile ilgili. Görünüşte zıtlar, tüm kutupluluklar gibi. Bir olarak Var olmak. Kalpten hareket ettiğimizde, kalp ve zihnin ayrı olmadıklarını hatırlarız. Kalbi zihin ile birleştirdiğimizde daha yüksek Zihne ulaşırız. Bu, Kova burcunun daha yüksek oktavıdır ki İlahi Zihin, Kozmik Zihin, Kalbin Zihni dendiği de görülmüştür. Sevginin gözleriyle gören Zihin; bizi her zaman gerçeğe, manaya, önemli olana geri getirecek bir bakış açısı ve hem kendimize hem de başkalarına, bireye ve tüö yaşama, şimdiye ve geleceğe hizmet edebilecek bir bakış açısıdır. Kalpten gelmek ve Kalbin bir kabı olan Zihin, kendimize ve her canlı forma hizmet etmek demektir; bu, benliğin ve kolektifin BİR olduğu yerdir. Dolunay etkisi ile kalbinize dönün ve her şeyin, insanların gürültüsünü temizleyin. İçinizde uyumlanmak için kutsal bir sığınak hazırlayın, sadece sizin olduğunuz bir alan. Ve bu alanın sizi iyileştirmesine, arındırmasına izin verin. Sizi yeniden doğurmasına, kalbinizi açmasına, zihninizi onunla yeniden bağlantı kurmasına izin verin. Dolunay gelecek ile ilgili; geleceğiniz, hayalleriniz, umutlarınız. Ve bizim geleceğimiz, hayallerimiz, umutlarımız hem kendimiz hem birbirimiz için geçerli. Gelecek her bireyin kendi içinde başlar, kalbin muazzam gücü ile, sevgiden değişimden ve evrimden geçen bir kanal gibidir. Güneş Aslan burcunda iken Öz'e bağlanmanın önemini hatırlıyoruz, o olmadan eylemlerimizi, düşüncelerimizi, çevremizdeki birçok ses tarafından yönlendirilip şekillendirilebileceğimizi fark ediyoruz. Dolunay kolektife ve her birimizin insanlığa nasıl katkı sağladığına dair bir çağrı gibi. Bize, bütüne ne sunmak istediğimizi soruyor, ancak kendi sesimizi nasıl duyacağımızı bilmeden bunu cevaplayamayacağımızı hatırlatıyor.
Dolunay kişisel yaratıcılığımızı kolektif ihtiyaçlarla ilişkilendirmemize ve topluma bizi tatmin edecek, özgün ifademizi onurlandıracak şekilde nasıl hizmet edebileceğimizi keşfetmemize yardım edecek. Deneyimlerimize, yeni ve nesnel açıdan bakma fırsatı sunmakta, sürekli olarak etkilediğimiz ve etkilendiğimiz bir ekosistemin parçası olduğumuzu gösterecek görünüyor. Duygusal durumumuzla özdeşleşmek yerine onun gözlemcisi olduğumuzda neler olacağını keşfetmeye çağırılıyoruz. Başkasının bizim için tasarladığı yolda değil, kendi yolumuzda yürüdüğümüzden emin olmamızı isteyen bir enerji. Chariklo ve Pallas asteroidi ile çalışacak olan bu enerji ile Evren dişil gücümüze adım atamamızı da bizden istiyor, ayağa kalkmamızı, sesimizi yükseltmemizi ve hem kendimiz hem da başkaları için savunucu, korumacı olmamızı da söylüyor. Bu sayede üzerimizdeki ağır yüklerden kurtulmaya ve dişil bilgeliğe adım atmaya çağrılıyoruz. Chariklo doğrudan kalbe çalışan bir şifa enerjisine sahip; enerji bedenimizi iyileştirmeye ve onarmaya yardımcı olur, hatta titreşimsel ve bitkisel ilaçlara da hükmeden. Vücudunuzun biraz dinlenmeye ve yenilenmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorsanız, Dolunay arındırıcı enerjilerinden mutlaka yararlanın. Titreşimsel şifa güçlerimizi kullanmanın pek çok yolu var; sadece kendimize güvenmeli ve çoğumuzun unuttuğu ilahi dişilik bilgeliğine kendimizi açmamız en basitinden yeterli. Ayrıca Dolunay'dan bir gün önce Aslan Kapısı Portalı da deneyimlenecek. Ortalama 1 ay önce gerçekleşen Sirius'un yeniden doğuşunu ve gökyüzündeki konumuna geri dönüşü bu Portal kutlama niteliğinde. Dolunayın Portala yakınlığı önemli; tezahür etme yeniden canlanma yeteneklerimizi de artıracak nitelikte. Aslan Kapısı Portalı, ruhsal enerjimizin yeniden doğduğu bir zamandır, bir sıfır noktası gibi çalışır. Aslan gücümüze bürünmeye ve atalarımızı onurlandırmaya çağırılırız. Sirius göğe yükseldiğinde, kayıp bilginin, eksik olanın yavaş yavaş açığa çıkacağına inanılır. Bu kadim bilgelik unutulmuştur, ancak kutsal portalın açılması ile bilince geri dönebilir. Derinde yatan bilgelik bu sayede gün yüzüne çıkar, yüksek frekanslı bir zamandır. Rüyalarımızın daha kehanetsel olduğuna şahit olabilir, farklı eş zamanlılıklar yaşayabiliriz. Merkür de geri harekette olduğundan hala halledilmesi gereken bazı konular olduğunu hissedebilir, işleri çözüme ulaştırıp tamamlamak isteyebiliriz, sanki yine de atlatılması gereken bir süreç olduğunu düşünebiliriz. Kova burcunun bağımsız ve hırçın ruhu halletmemizi istese de sabırlı olmaya özen gösterelim. Dolunay ve geri hareketin birleşimi, biraz daha açık sözlü iletişim kurmamıza ya da her şeyi olduğu gibi söyleme arzusu duymamıza yol açabilir. Dürüstlük değerli olsa da, bazen haklı olmaktansa nazik olmak daha iyidir, Unutmayalım Dolunay yükseleni Terazi burcunda. Bir fikri kanıtlamak çok tatmin edici olsa da, bazen nezaketle liderlik etmek çok daha fazla fayda sağlar. Sınır ihlallerine ya da insanları kandırmaya tahammül etmek anlamına gelmesin; aksine, uygun olduğunda egoyu bir kenara bırakıp şefkata odaklanmayı seçmek anlamındadır.
Tutulma sezonundan önceki son Dolunay sonrasındaki dolunay, Balık burcunda Kanlı bir Ay Tutulması olarak deneyimlenecek. Kanlı Ay Tutulmaları ani ve beklenmedik sonlara yol açabilir; bizi değişime ve dönüşüme iten zorlu olayları tetikleyebilir. Tutulma zamanları zaten bizi gergin hissettirecektir; bilirsiniz ki tutulmalarla ilgili pek çok olumsuz alamet ve batıl inanç da vardır. Bu her zaman böyle değildir, bilmekte yarar var. Bir zamanlar bu olaylara saygı duyuluyordu çünkü doğanın ritimleri ve döngüleri ile insanoğlu daha fazla bağlantı kuruyordu, bu şekilde büyük resmi anlayıp öngörebiliyordu. Krallar tattan indirilebileceklerine inandıkları Güneş Tutulmalarından örneğin korkarlardı. Ancak bilge kişiler, tutulmaların niyet ve tezahür için güçlü kapılar olduklarını, bizi olmamız gereken yere yönlendiklerini anlamışlardı. Yönümüzü değiştirebilir, ani değişikliklere yol açabilir hatta liderleri de tahttan indirebilirler, ancak bunlardan korkulmalıdır. Doğanın döngülerini, ölüm, yeniden doğum ve ikisi arasındaki yolculuğun doğal yasasını bizler de kucaklamalıyız. Korku içinde ne kadar uzun süre kalırsak, gücümüzle o derece bağlantımız kesilir. Gerçek doğamıza dönersek, ruhumuzu hatırlayarak, kendimize ve Ay Ana'nın döngüleriyle bağlantı kurmayı becerebiliriz. Bunu yapmamız gerekir çünkü biz de doğanın ve o döngülerin birer parçasıyız. Bizlere hep bir şeylerin peşinden koşmak öğretildi. Halbuki, Bizler her şey için yeterliyiz. Doğa sayesinde, kozmik döngülerin korkusundan kurtulup, varoluşa geçişimiz Dolunay ile kolaylaşabilir; içeride ne varsa dışarıda da o vardır.
Kova Dolunayı Delphinus (Yunus) tk yıldızındaki Suolacin sabit yıldızı ile hizalanmakta. Batlamyus'a göre Delphinus, Satürn ve Mars gibidir. Sade bir görünüm, neşe, ikiyüzlülük ve ikiyüzlülük, genel olarak avlanma ve spor sevgisi, ancak çok az mutluluk verir. Zevke, dini meselelere ve seyahate düşkünlüğü vardır, ancak nankörlükten muzdarip olma tehlikesi bulunur. Noonan'a göre ise, gökyüzünde hayırseverliğin simgesidir ve parlak yıldızları Merkür ve Jüpiter doğasındadır, ancak Satürn ve Mars özellikleri de vardır. Çocuklarına adanmış ve çok dindar bir yapıya sahip bir kişiyi ifade eder. Mars elementi avcılık ve spor sevgisinde kendini gösterirken, Satürn elementi gerçek mutluluğu bulmada zorluk çeker. Yargısal astrolojide takımyıldız, deniz konusunda iyi talihe işaret eder. Delphinus, Kuzey yarımkürede Kartal takımyıldızı Aquila'nın komşusu olan bir takımyıldızdır. Sualocin ise Delphinus'un alfa yıldızıdır, Rotanev gibi Yunus'un kafasında bulunur. Brady, Sualocin hakkında şöyle diyor: "Heyecan verici ama saf, Hristiyanlığın balık sembolü. Heyecan verici bir karakter, utangaç kişinin cazibesi - belli bir saflık ama aynı zamanda - aşırı özgüven." Robson, Sualocin'i "basit görünüş, neşe, ikiyüzlülük ve ikiyüzlülük -avlanma ve spor sevgisi ama az mutluluk" olarak tanımlıyor. Robson, Sualocin'i "zevk düşkünlüğü, dini meseleler, seyahat - ama nankörlüğe uğrama tehlikesi" olarak tanımlar. Bu etkiler altında günlük hayatımızda çelişkili düşünce ve inançların olasılığı, hayata farklı bakış açıları oluşturmaya motive olduğumuz ölçüde vurgulanacaktır. iİetişim sistemlerinde tamamen yeni bir bakış açısıyla ilgili. Mantıksal sistemlerin yeniden yönlendirilmesi ve 'bilinmeyen' şeylerin hassas yorumlanması söz konusu olabilir. Kendi iç gevezeliğimizi ve bilişsel uyumsuzluğumuzu anlamakla ilgili etkiler barındırmakta Hayatın herhangi bir alanında (ne kadar anlamsız olursa olsun) farklı bir düşünce dizisine karar vermek durumunda kalabiliriz.
Ay Kova burcunun 2. dekanında pek rahat değil, Satürn ve Merkür yönetimindeki bu bölge sıcaklık bulamayan, hoş karşılanmayan bir misafir gibi. Dolayısı ile duygusallığa izin verecek bir alan olmadığından rahatlık ve beslenmeyi beklemek yerine sertleşmemiz ve iç yapımıza güvenmemiz gerekir. Kova 2. dekanda sürgüne gidilen yer ile yurt, dilenci ile kral, cennet ile yeryüzü, içerisi ile dışarısı arasında köprüler kurmaya başlarız. Merkür, Kova burcunun 2. dekan yöneticisi olduğundan, vücudumuzu, kendimizi dinlemekte zorlanabiliriz. Bu süreçte içgüdülerimize, sezgilerimize güvenmeyebilir ve her başımıza gelen sorunu mantık ile halletmeye çalışabiliriz.. Vücudumuzun ağrılarını, acılarını görmezden gelirsek bu durum sağlık sorunlarını beraberinde getirebilir. Austin Coppock, bu dekan için "Cennet ve Dünya" olarak adlandırmış. Zira Kova burcunun bu bölgesi aradaki boşlukları doldurmak ile ilgili. Duygusal olarak bağımsız olmaya çalışırken, destek bulamamak ve çevredekilerden yabancılaşma hissi yüksek olabiliyor bu dekanda. Ay'ın bu bölgede duruşu kendimizi araf'ta hissetmemize yol açabilir. Evet Ay zihni destekliyor ancak bu beden pahasına olmamalı, dikkat. Çalkantılara istikrar kazandırmak için istikrarlı olan seçeneğe ihtiyacımız olur. Tüm bunların yanı sıra genellikle sıkıntılı zamanlarda bizi teselli edecek ya da karanlıkta rehberlik sağlayacak etkilere de ihtiyaç duyarız. Kendimizi güvende hissetmediğimiz için arayış içinde olma huzursuzluğu verebilir. Zira bu dekanda Yunus (Delphinus) tk yıldızı da konumlanmış olduğundan suyu öne çıkarması söz konusu. Burada Satürn'e güvenmek şart gibi zira emeklerimizin karşılığını bir şekilde ya hemen ya da er / geç mutlaka alırız. Bu noktada sıkıntıların sonunda manevi bir nimet olacağını unutmayalım. İrade bu bölgede oldukça güçlüdür; hedeflerine ulaşmadan asla vazgeçmeyen kişilere işaret eder. Oğlak yani Keçi tk yıldızının da kuyruk bölgesi vardır; semboldeki keçi de bir kuyruğa sahiptir. Dolayısı ile Kova 2. dekan bölgesi bir nevi hava ve su arasında bir köprü yaratır. Genel olarak duygularını bastırırlar. Kuğu tk yıldızını düşünün; kuğunun simsiyah derisini gizleyen güzel beyaz tüyleri vardır. Bu yüzden de en travmatik anlarda dahi başını dimdik tutmayı becerir, çok gururludur. Kova burcunun 2. dekanında bulunan Ay, kök salmakta zorlanabilir. Ay bu konumda duygusal açıdan özgürlük ister, ancak destek bulmakta sorun yaşayabilir; bunun sonucu olarak da bulunduğu çevreye yabancılık hissedebilir. Bu yabancılaşma, Ay’ın görmezden gelmeye meyilli olduğu kendi destek ve beslenme ihtiyaçlarına kadar uzayabilir. Birçoğunun mesafeli, tabii biraz da felsefi yaklaşımları olacaktır. 2. dekan Ay’ın zihnini, zekasını destekler; ancak çoğu zaman bunun fiziksel bir bedeli olabilir. Özellikle bu dekanda bulunan Ay’a sahip haritalarda, kendilerine özen göstermeleri tavsiye edilmelidir. Kalbe bağlı rahatsızlıklar ve fiziksel bedenlerini güçlü tutacak egzersizler tavsiye edilebilir. Ay, 2. dekanda peregrin konumda; zira bu bölge Satürn yönetiminde. Ay, Dolunay fazında olmadığı sürece, Ay ile ilgili konularda etkili çalışmaz; özellikle transit zamanlarında Ay’ın daha güçlü durduğu zamanların beklenmesi tavsiye edilir.
Dolunay Haritasında en önemli açı kalıbı, Dolunay yöneticisi Satürn'ün Neptün, Uranüs, Pluto ve Mars ile yaptığı uçurtma açı kalıbı.Apexte Mars yer almakta; Satürn, Uranüs, Neptün ve Pluto'un neden olduğu artan basıncın tahliye vanası gibi çalışacak. Mars ve Satürn karşıtlığı hayal kırıklığı, hüsran ve öfkeye neden olur. Hayal kırıklığı, başkalarının yolunuza çıkmasından, yerine getirilmemiş arzulardan kaynaklanır. Ortaya çıkan öfkeyi ifade etmek zordur ve bu nedenle sabır ve öz disiplin gerektirir. Mars ve Neptün ise cesaretsizlik, zayıflık, utanç, hastalık, hayal kırıklığı, pasif agresiflik, kendini kandırma ve tuhaf veya sapkın arzular getirebilir. Özellikle risk alırken veya hayallerin peşinden koşarken, başkaları tarafından aldatılma tehlikesi vardır. Geri giden Satürn-Neptün kavuşumunun karşısındaki Mars, kötü, tembel, saygısız veya zalim olmanın karmik sonuçlarını ortaya çıkarabilir. Kayıp, hayal kırıklığı, acı ve fedakarlık mümkündür. Satürn'ün korku ve karamsarlığı, Neptün'ün yanılsamalarını veya sanrılarını somutlaştırabilir. Hayal kırıklığı, korku, kızgınlık, acı, ızdırap, fedakarlık ve şüphe, iddialı eylemlerle düşmanlık, saldırganlık, şiddet ve savaş olarak serbest bırakılacaktır. Mars Savaş Tanrısıdır ve Uçurtma'nın tepesindeki Mars'ın mevcut savaşları alevlendireceğini veya yeni bir savaş başlatacağını söylemek çok da kötümser veya sansasyonel olmaz. Uranüs Pluto ve Neptün arasındaki tüm yaz ayları boyunca deneyimlenen minör büyük üçgen açı kalıbı kısacası Mars ile tetikleniyor; bu kadar uzun bir süre boyunca böylesine sıkı bir konfigürasyonda bulunan üç dış gezegen, muazzam miktarda potansiyel enerji biriktirir. Bu konfigürasyonun herhangi bir gezegen veya ay evresi tarafından aktive edilmesi, daha fazla enerj yükselmesine ve ardından gerilimin serbest kalmasına neden olacaktır. Minör Büyük Üçgen, ruhsal açıdan ideal bir sosyal, kültürel, ekonomik ve politik dönüşüm biçimi anlamında ayrıca. Bizi daha açık fikirli, ilerici, değişime daha açık, başkalarını daha kabul eden bireyler haline getirmeli ve bilim, teknoloji, seyahat, iletişim ve tıp alanlarında şaşırtıcı keşifler, icatlar ve atılımlar yapmalıdır.. Ama bu kez bu etki Mars ile tetiklenecek. Minör Büyük Üçgenin, Temmuz 2025'ten Haziran 2028'e kadar etkili olacağını unutmamak lazım. Mars nedeniyle uzlaşmacı, diplomatik ve farklı görüş açılarını takdir edebilen, insanlar arasında dengeyi ve barışı sağlayabilen özellikleri, Mars’ın buradaki yerleşimiyle yanlış bir şekilde ortaya konabilir. Bu yerleşim, ikili ilişkilerden, ortaklıklardan yana sorunlar çıkacağının işaretçisidir. Diğer kişileri idare etmekte, ilişkilerde dengeyi bulmakta zorlanabiliriz. Olmadık çıkışlar yapmamız, gereksiz yere suçlu duruma düşmemize sebep olabilir. Birbirine zıt düşen istekleri arasında uygun bir orta yol bulmaya çalışmak bizi yorabilir. Kararsız kalabiliriz ve harekete geçmekte zorlanabiliriz ya da harekete geçme konusunda zamanlama hatası yapabiliriz. Genel olarak zaten 2 kötücülün karşıtlık içinde olması asker ile devlet yöneticileri arasında streslerin yaşandığı bir dönemdir. Darbe ya da despot yönetim görülebilir. Askeri başarısızlıklar, askeri rütbeli kişiler hakkında suçlamalar, görevden alınmaları ya da hapsedilmeleri gibi durumlar yaşanabilir. Hükümet ve yöneticiler için de olumsuz bir yerleşimdir. Hükümet veya devlet yönetiminde yer alan bazı kişiler itibar ve destek kaybına uğrar. Hükümet çökebilir. Suç oranında artış görülebilir. Hapishanede isyan ya da firar girişimleri, yangınlar, hastalıklar yaşanabilir. Genel olarak da hastalıklar artar; özellikle de mikrobik ve ateşli hastalıklar. Tarım, ziraat alanında, çiftçiler ve toprak sahipleriyle ilgili konularda olumsuz gelişmeler, kayıplar, toprak kaymaları, depremler görülebilir. Mars'ın Neptün karşıtlığı ise Dünya Astrolojisinde anti-demokratik gelişmelere, politik kararsızlığa, istikrarsızlığa, kargaşaya açık bir dönemdir. Gizli komplolar, örtülü suçlar, perde arkası oyunlar, entrikalar, yasa dışı işler, sahtekarlıklar, aldatmalar ve skandallar artar. Salgın hastalıklara açık bir dönemdir; özellikle hastane veya hapishanelerde ya da hayvanlarla ilgili olarak. Alkol ve uyuşturucu gibi bağımlılık yaratan maddelere bağımlı olan kişilerin sayısı çoğalabilir. Mistik ve ruhsal konularda çalışanlarla ilgili skandallar, suçlar ortaya çıkabilir. Askeri konularda belirsizlikler, faili meçhul cinayetler artabilir. Kova, kişisel özgürlüklerle, insan haklarıyla ilişkilendirilir. Kova burcundan yoğun gezegen geçişleri ve uzun dönemli etki yaratan kavuşum dönemleri, insanların görüşlerini serbestçe ifade etmek istediği, medeni hakların, insan haklarının, hayvan haklarının vurgulandığı zamanlardır. Ülkemizin 8. evinde gerçekleşecek Dolunay, parasal açıdan stresleri gösteriyor. Enflasyon, ödemeler, borçlar bir taraftan, spekülasyonlar bir taraftan sıkıştıracak gibi gözüküyor.
Vedik Astrolojiye göre Dolunay Shravana nakşatranın 4. padasında netleşecek; Ay nakşatra yöneticisi. Yengeç burcundaki Güneş, geri hareket eden Merkür (özellikle Yengeç burcunda) ve Shravana'daki Dolunay'ın ortak bir noktası var: alıcı, dişil enerjimizi güçlendirmek. Önümüzdeki iki haftanın tamamı, daha az konuşup analiz etmemize, daha çok dinlememize ve almamıza ilham verecek. Anlaşılmaya çalışmaktansa daha çok anlamaya (ya da daha doğrusu ilişki kurmaya) çalışacağız. Bu, özellikle yalnızlık ve izolasyon gibi konularda bazı eski duyguları serbest bırakmak ve öz şefkat ve farkındalığın gücüyle iç dünyamızı iyileştirmek için güçlü bir zaman. Aynı zamanda kendimize daha fazla dinlenme, daha fazla beslenme ve dış dünyadan biraz uzaklaşma izni vermek için de önemli bir zaman. Gökyüzündeki Kalasarpa yogayı Mars artık bozdu, kurtulan gezegen konumundaki Mars sosyal hareketleri besleyebilir. Dolunay'ın yöneticisi Satürn ve dolunaya karşıt gezegen Merkür, hem geri harekette hem de su burçlarında olmaları nedeniyle rahatsızlar. Satürn ve Merkür için bu zorlu durum, hızla teslimiyete yol açan hayal kırıklığı duygularını tetikleyebilir. Bir sonraki adımlar henüz net olmasa da, denenmiş ve doğru olanı bırakma çağrısına teslim olun. Yeni araçlar ortaya çıkacak.
İkizler burcundaki Jüpiter ve Venüs, öğrenilecek yeni şeyler olduğunu gösteriyor, bu yüzden eğitim ve bilgi alışverişleri açısından önemli bir süreç. Başak burcundaki Mars, halihazırda sahip olduğumuz birikimlere çareler ve çözümler bulma zamanının geldiğini söylüyor. Oğlak burcundaki Ay, bırakma ihtiyacını, ancak bunu sağduyu ve şefkatle yapma ihtiyacını yansıtıyor; net algılama, açık fikirlilik ve içten dinleme açısından olumlu etkiler verecektir. Bu dolunay etrafında bu kadar çok gerileme enerjisi varken, sanki çok az netlik varmış ve bilgi kaynakları yetersiz verileri bir araya getiriyormuş gibi hissedebilirsiniz. Dikkatlice dinleyin ve açık fikirli kalın, ancak güvenlik önlemlerinizi de unutmayın.
Zerrin Zindancıoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder