26 Kasım Perşembe günü, saat 00:44'te İkizler burcunun 3. derecesinde bir Dolunay doğacak.. Öncelikle İkizler burcunun 1. dekanatında gerçekleşecek bu Dolunay, bu 10 derecelik bölüme damgasını vuran Aldebaran etkisinde. Mars karakterinde ve Kraliyet Yıldızlarından biri olan Aldebaran (Alfa Tauris), başarı ama aynı zamanda düşmanlar yaratmaya da işaret etmekte. Etik davranmanın önemini vurgulayan bu sabit yıldız, bazı kuralları uymayı şart kılar; aksi halde adamı al aşağı edebilir. Dürüstlük baş şartıdır. Aynı şekilde Arap Astrolojisinde 3. derece İkizler'de etki etmeye başlayan Dübran Ay Durak'ı fazla konuşup sırları açığa vermemeyi tavsiye etmiş. Özellikle ticari konularda karşı tarafa fazla güvenilmemesini öğütlemiş.
Güneş, Yed Prior yıldızı ile kavuşumda; kurnazlığın yanı sıra tüm 9. ev konularında, yani eğitim, yayıncılık, hukuk, yurt dışı konularında başarı vaadediyor. Jüpiter kavuşumlu Yükselen derecesinde ise Denebola'yı görüyoruz; şanssızlıklara, edinilen başarının bir anda yok olabileceğine, felaketlere işaret etmekte. Dolunay yöneticisi Merkür ise 8 derece Yay ile bir diğer Kraliyet Yıldızı olan Antares ile kavuşumda; düşüncesiz bir cesareti, ani tavırları, girişim ve teşebbüslerde zor kullanmaları, iflasları, ölümleri ifade ettiği gibi aşırı özgüven nedeniyle düşülebilecek önemli kadersel problemleri anlatmakta. Dolunay haritasının, ana olmasa da minör açılarla dokunuşlarını incelediğimizde ASC, MC, DSC ve IC gibi 4 önemli noktada 4 önemli Kraliyet Yıldızı'nın etkisinde olduğunu görüyoruz. Eğer Başak - Balık aksına yeni geçen Ay Düğümleri ve Satürn / Neptün arasındaki önemli dönemsel açının iyice aktif olması ile birlikte oluşan ilk gökyüzü fenomeni olarak bu Dolunay'ı görürsek, önümüzdeki 2 - 3 yıl süre ile çok önemli kadersel, toplumsal olaylara ışık tutmak açısından bir çok anlam içerdiğini söyleyebiliriz. Bazı inandığımız sistemler, maneviyata ve maddiyata bakışımız, belki yıllar sonra konuşulacak tarihsel değişimlere uğramak üzere.. Yani öyle sadece 15 gün sürecek etkiler barındırıyormuş gibi gelmesin size.. Derler ya; göründüğünün daha çoğu yer altında gibi..
Önemli gökyüzü görünümleri var Dolunay'da.. Asc'ye kavuşmuş Jüpiter ile de hem Güneş hem de Ay Tutulmasını aktive etmekte; ezorlayıcı nerjilerini unutturmamm diye bağırıyor daha haritanın ilk girişinde. Zaten Mars da Ay Tutulması derecesine oldukça yakın; hatırlarsanız önemli değişimler yaratacak etkiler vardı bu tutulmalarda.. Bir nev'i sonun başlangıcı gibi demiştik.. Şimdi ise görüyoruz ki Sabit grubun ve Su elementinin azlığı ile tamamen "Akıl" ve "İletişim"e yöneldiğimiz gibi körü körüne bağlı kaldığımız inançlarımız değişmek durumunda. Tabii bu farklı bakış açıları geliştirerek olayları değişik çözümler, yaratıcılık getirebilmemize de yardım edebilir. Bence bu Dolunay "Akıl" arıyor. Hayatlarımızdaki her kısıtlamayı sorgular hale geleceğiz; yani ısrarla yıllardır sürdürdüğümüz bağımlı düşüncelerimiz, bilinçaltımıza kazınmış inançlarımız, hep aynı saatte, aynı şekilde davranışlarımız kafa karışıklıklarına neden olacak. Esnemek, değişmek isteyeceğiz. Toplumsal olaylarda olduğu gibi yaşamlarımızdaki sistemleri daha fazla sorgulayacağız. Jüpiter / Satürn / Neptün arasındaki görünüm ile belki aşırı özgüven, yüksek kibir ya da problemleri küçümseme bizi duvara çarptıracak. Aşırı hayalperestlik ise fazlaca hata yaptıracak. Aşırı merhamet, affedicilik belki kandırılmamıza neden olacak. Kafamızı artık toprağın altından çıkarma vakti. Bu Dolunay 4. ev girişindeki stelyum ile ayaklarımızın yere basmasını, aşırılık içeren her idealin, söylemin, alışkanlığın, bağımlılığın törpülenmesi gerektiğini anlatmakta. Benliğimizi her kısıtlayan şeyi bilincimizle sorgulayacağız, bu kez kalbimizle değil. Ay Düğümlerinin Ay ve Güneş'e açıları ile geleceğimizi geçmiş tecrübelerin verdiği derslerle, hayata daha geniş çerçeveden bakarak şekilendirme konusunda titizlikle ele alabiliriz. Stelyumdaki görünüm ile bazı son kararları resmiyete dönüştürmek hiç de zor olmayacak ama akıl ile hareket edersek.
Nefret içerek, ağır sözler dile pek bir takılabilir bu aralar; dedikodu, bilgi kirliliği, boş boğazlılıklar yapma tehlikemiz yoğun. Ne zaman mı? Duyguları işe karıştırdığımızda. Ağzı olan konuşabilir, boş işlerle uğraşabiliriz.. Ne dedik, fazlalıkları, abartıları törpüle.. çok önemli. Sözlerimiz, kelimelerimiz, yol değiştirici rol üstlenebilir. Bu da akıl savaşlarına neden olabilir. Bizlere zarar veren hayallerimizden, bilinçaltı kayıtlarımızdan, endişelerimizden korkularımızdan kurtulmamız gerek. Bir çeşit sınırların kalkması gibi. Bazılarımız işe nereden başlamaları gerektiğinde belirsizlikler yaşayabilirler.. Hedefleri tekrar elden geçirmek, bazı elemeler yapmak, mantık çerçevesinde şartları ele almak belki ayağımızı yorganımıza göre uzatmak en doğrusu. Jüpiter, bu dönemde fazla genişlemeyin, olanı koruyun mesajı vermekte. Ama bu koruma adı altında başımıza gelene karşı da mücadele etmeyin demek değil bu. Sorunlar karşısında çakılıp kalmak yerine, farklı çözüm yolları üretmek, değişen şartlara direnmek yerine, uyum göstermek, şartları değiştirebilmek, her türlü bilgiye, araştırmaya, titiz çalışmaya önem vermek, gereksiz gördüğümüz her şeyi geride bırakabilmek çok önemli. Aklımızı kullanarak net olabilmemiz gerekmekte.
Jüpiter ve Merkür'ün birbirlerini ağırlayan görünümü ile ufkumuzu genişletme değişik hayat tecrübeleri adına bakış açımızı değiştirme konusunda gerekli destekleri bulabileceğiz. Mars'ın olumlu açıları yeterinde cesaret, özgüven duyacağız; kafamız zaten bu süreçte zehir gibi çalışacaktır. Ama bu özellikleri huzursuzluk yaratacak ilişkilere, iletişime akıtmak yerine kendi hedeflerimiz üzerinde kullanabilmeliyiz. Kendimize hatalarımızı (Jüpiter / Chiron karşıtlığı) itiraf etmekten korkmayalım. Tüm belirsizlik içeren işlerimizi rahatlıkla ele alabilir, kararlarımızı gözden geçirebilir, belki Mart'tan beri çözemediğimiz işlere eğilebilir, hukuk, eğitim, din, medya, yayıncılık, ticaret konularında işlerimizde titiz çalışmaların faydasını görebilir hatta büyümek, genişlemek için yöntemler üzerinde yoğunlaşbiliriz. Hayali endişelerden uzak kalmaya çalışarak sınırlarımızı yok etmeliyiz. Teknolojik, iletişimsel, zamanın bir tık ötesinde konular içeren tüm aktiviteler hızlanabilir. Bilgi çöplüğünden uzak kalmak tabii çok önemli; boş her şeyden uzak durmalıyız. Olayları hız kazanacaktır, ağır hareket edenler biraz zorlanacak.. Hele değişimden hoşlanmayanların vay haline.. Balon haberler, balon beklentiler bir anda patlayabilir; sakın fazla iddiacı daavranmayın.
Haritaya uranyen prensipte baktığımız zaman ise, Dolunay derecesini tekileyen Siva ve Klypso'yu görmekteyiz; karşılarında Zeus ve Uranüs yerleşmiş; hem de Hades - Terpischore / Apollon, Satürn / Admetos, Chiron / Sedna vs orta noktalarında. Bazı gizler, sırlar, bazen de kendimize itiraf etmekte zorlandığımız bir çok konu yüzleşmemiz bu süreçte muhtemel. Tek bir konuya odaklanmamıza engel teşkil edebilecek çeşitli gelişmelerle sınanabiliriz. Araştırmacılar, bilim adamları, gazete yazarları, akademisyenler, din veya devlet adamları bu süreçte gündem oluşturacak. Bazı anlaşmalar, sınır oluşturan kısıtlamalar, baskılar, ekonumik kayıplar, belki önemli kişilere suikastlar, gruplarda, birlikteliklerde ayrılmalar, bölünmeler, dargınlıklar, alınganlık kaprisleri, bunların yanında sanatsal baskılar belki de ses getiren önemli istifalar Dolunay sürecinde önümüze çıkabilecek gelişmeler. Ses getirecek önemli birinin ölümü gündem yaratabilir. Evliliklerde ortaklıklarda ayrılıklar bu süreçte maalesef oluşabilir; Isis etkisi parçalanmış hissetmemize neden olabilir. Ancak bütüne anlam katmak veya kazandırmak için yaşamı bütün ele almaya özen göstermeliyiz. Düğümlerle bir araya gelen Hybris, kendimizi sınırladığımız şartları aşabilmek adına cesaret göstermemize, kişisel ihtiyaçlarımızı karşılama yönünde ne kadar yeterli olup olamayacağımız yönünde ataklık gösterebileceğimize yardım edecektir. Bizler yeter ki ihtiyaçlarımız konusunda net olalım; fazla bölünmeyelim. Benim dikkatimi çeken bir diğer görünum ise Kronos - Pallas / Juno - Siwa arasındaki 72 derecelik açının yıkılmayı ve yeni bir şekle dönüşmeyi daha doğrusu, geçmişteki beklentilerimizin bir şekilde yıkılarak yapılandırılması gerektiğini anlatan hali. Pallas (Minerva) ile Juno ise Dolunay'la 144'lük yani biraz zorlayıcı ama olması gerekenin anlatıldığı bir etkileşim içinde. İlahi adalet bir şekilde tecelli edecektir. Bu bölgedeki Sisyphus ve Toro yardımıyla tekrar yeniden başayabilme, kontrolü ele alma ve kadersel yolumuzda ilerleme şansımız oldukça fazla. Günediğimiz kişilerden evet destek bulabiliriz belki ama yukarıda bahsettiğim "akıl" süzgecini sakın unutmamak gerek. Bazı aldanmalar, suistimaller maalesef tehlike oluşturabilir. Hafızalarımızda, bilinçaltımızda resmettiğimiz, fotoğrafladığımız klişe inançlarımızda önemli değişimlere hazır olmakta fayda var. Bir de MC - Chiron - ASC dereceleri ile etkileşimde olan Mizar maalesef bana bazı önemli terör olaylarını, kitle felaketlerini ifade etti; Güneş ve Satürn beraberliği ile bu yıldız bazen önemli üzücü olaylara imza atabiliyor.
Ülkemiz açısından ise zorlu bir Dolunay sürecine girmiş olduğumuzu söylememiz gerek; haritamızda 12. ev maalesef gizli düşmaları, gizli yürütülen işleri anlatmakta, hele ki bu görünü ülkemizin Ay Düğümleri ile sert açılar barındırmakta. Natal Mars ve natal MC derecelerimizin Dolunay haritası ile tetiklenmesi, Uranüs, Chiron Persphone arasındaki ilişkiler önemli bir geçiş sürecine girdiğimizi fısıldıyor; sanki aslında tehlike başka bir yerde der gibi. Uranüs ve Chiron birbirlerini tetikledikleri zaman kırılma noktasındaki önemli gelişmelere işaret eder; sanki bir yol ayrımının tam da başında gibi. Transit Ay Düğümleri ve natal Ay ile Güneş - Kronos arasındaki ilişki önemli konularda baskılanabileceğimizi belki artık bakış açılarımızı başka konulara hatta daha dikkatli olmamız gereken yerlere çevirmemize gerek olduğunu söylemekte. Önemli istifalar, yol ayrımları, bölünmeler oluşabilir. Güvenliğimizi tehdit altına sokabilecek görünümler var. Yay burcundaki stelyum, önemli bir kişiye suikast eğilimi verebilir. Çalışma, sağlık, güvenlikle ilgili olarak bazı önemli değişimler, meclis kararları oluşabilir. Yabancı bazı anlaşmalarda, kararlarda önemli değişimler, dönüşümler yaşanabilir. Ekonomik olarak oldukça zorlanabileceğimiz bir sürece giriyoruz; ani iniş çıkışlar istikrar oluşturmakta problem yaratabilir. Yeni bir sistemi hayata getirmek adına yöneticilerimiz, kendi kararlarını işleme koyabilmek adına fazlaca mücadele verecek gibi. Yurt dışındaki dini liderler konusunda belki de gereğinden fazla mücadele vermek, asıl hedeften sapma tehlikesi oluşturabilir. Mecliste önemli kanun değişimleri yönünde oldukça stratejik çalışmalar yoğunlaşabilir. Zaten Dolunay haritasındaki transit Mars'ın, natal Asc'mizi partil zorlaması yurt içinde önemli zorlayıcı gelişmelere, güvenlik açısından problematik gelişmelere neden olacaktır. Dolunay süreci ülkemiz açısından bizleri yorabilecek hızda bazı gündemlere gebe görünmekte.
Astrolozi