28 Nisan 2018 Cumartesi

Akrep Dolunayı (30 Nisan 2018) - Astrolozi


30 Nisan saat 03:57'de Akrep burcunun 9. derecesinde Dolunay gerçekleşecek; Ay Duraklarından Zibana'da olacak gökyüzü fenomenini kadim astrologlar başarılı olmak ve mutluluk için uygun bir dönem olarak değerlendirmiş ve yeni bir işe başlamak açısından olumlu yorumlamışlar. Haritaya göz attığımızda oldukça destekleyici açılar bulunan haritada özellikle gençlerin, kadınların, sanatçıların, sporcuların öne çıkacağını söyleyebiliriz. Kararlılık ve nihai başarı için Satürn desteği küçümsenemez.  Özellikle aileden, olgun ve yaşlı kimselerden, otorite figürlerinden birisinin korumasını temsil eden Satürn sextil açısı ayrıca duyguların da pratiklikle  dışavurumunu temsil edebilir. Duygularımızı paylaşabilmek adına olumlu. Taahhütler, sözler, sadakat ve yuva, aile olarak gördüklerimiz, duygusal güvenlik ihtiyacımız önümüzdeki 2 hafta boyunca önem arz edecek. Görev bilinci, sorumluluklar, özen, sabırla yürütülmeli. Geleneklere, göreneklere bağlılık, büyüklere saygı gereği bakımevleri, hatta mezarlık ziyaretleri artabilir. Albümlerdeki fotoğraflar düzenlenebilir, anılar yad edilebilir; en önemlisi bu davranışlar bizlere tatmin sağlayabilir. Sabır, tolerans ve anlayış hayatlarımızda olumlu değişim yaratmak için 16 Nisan Yeniayı'nı tamamlayan bir Dolunay diyebiliriz. Hatta 16 Nisan Yeniayı ile aynı yükselen derecesine sahip olması da başka ince bir detay; aynı konuların görünür olmasına yardımcı olacak bir Dolunay denebilir. Uranüs kavuşumlu şaşırtan, sıra dışı gelişmelerin artık daha sindirilmesi gibi de diyebiliriz. İster mevcut bir ilişkiyi canlandırın, ister yeni bir ilişkiyi sağlamlaştırın. Son değişiklikleri netleştirebilir, kalıcı iyileştirmeler sağlayabiliriz. İstikrar ve güven duygusu oluşturacak bu dönem yeni ortaklıkların bağlayıcı, resmi ve yasal hale getirilmesi için de olumlu hatta belki geleneksel davetler için de olanak tanıyabilir. 31 Ocak 2018'te gerçekleşen Ay Tutulması üzerinden 3 ay geçti; o haritada Tutulma Ceres ile kavuşum içindeydi, Ceres o tarihte geri hareketteydi. Şimdi ise Ceres Dolunay derecesine Düğümlerle birlikte kare açı yapmakta ve t-kare açı kalıbının apexine yerleşmiş durumda. Bunu biraz sonra beraber inceleyeceğiz.

Sabit Yıldızlar;

Asc / Achernar: Kamu işlerinde ani başarı, dini fayda, duygusal takıntılar, karşı cinse kendini kurban etme arzusu, mazoşist duygular Merkür varsa, matematik ve muhasebe yeteneği, spritüel tecrübeler, uzun yolculuklar, felsefi zihin, felsefeci ya da hukukçu, avukat, üstbilince açıklık, yangın sel gibi doğal afetler, kişisel açıdan pek çok risk alan ve bu yüzden bir zorluktan diğerine geçmeye meyilli olan kişi, yaşamda iniş ve çıkışlar, ani ve trajik sonlanmalar.

Dolunay / Nusakan: Mutluluğun yarım kalması, hayal kırıklıkları, sanatsal yetenekler, ilişkilerde agresyon ve dinamizm hatta bazı durumlarda acı ve hayal kırıklıkları

Güneş / Kaffaljidhma:  eli kolu bağlanmak, aile büyüklerinde ya da otorite figürlerinde güç kaybı, kişinin çevresinde kriminal olayların, soruşturmaların baş göstermesi, kalp problemleri, yöneticilerin, büyüklerin ya da otorite figürlerinin baskı oluşturması

Dolunay yön. Pluto / Sulaphat: trajediden doğan yetenekler, gizli doğa kanunları, bilim dalları, yaşamda sorunlar, diğerlerinin kıskançlığı ya da kirbirden dolayı sorun yaşamak, kadınların başına gelebilecek tehlikeli durumlar.



Akrep burcunun ilk dekanından bahsetmekte yarar var; klasik astrolojide testesteronu yüksek Mars yönetiminde olan bu bölge, biraz sert hatlı denebilir, hatta bu dekanda Pluto'nun en güçlü olduğu derecede mevcuttur, ayrıca astrolojide "Yanan Yol" dediğimiz zorlu bir bölgedir. Savaş gezegeni olan Mars, keskin bir silah gibi Akrep'in bu bölgesinde sanki kara  ya da beyaz büyü gibi bir etki verir. Grisi yoktur; ya hep, ya hiç / ya benimsin ya kara toprağın cinsinden. Bu bölge kişileri hırslı ve tahrik dolu yapabilir. Bir yanda farkettirmeden yükselen bir enerji gibidir. Örneğin, ilk bakışta küçümsediğiniz biri, bir bakarsıınız ki tepenize oturmuş; görünmez adam gibi, casus gibi. Ayrıca propagandacı özellikler de içerir bu dekan. Bir nedenden ötürrü kişi bir çok şeyi riske edebilir. Hatta her türlü işkenceye, kötü muameleye karşı da dayanıklılık verir. Bazen halkı sınırlara getirebilecek zorlayacak gerilimleri anlatabilir. Derin inançlar korkunç acılarla test edilebilir. Üzüntü, kayıplar, keder, ızdırap bu bölge ile çok bağlantılıdır. Duygusal düzeyde ezici bir darbe hissine neden olabilir. Hepimizin, yaşamın bir parçası gibi acıyı da öğrenmemizi sağlar. Ama bizler yine de güç ve irade ile karşı koyabilir, sınırlarımızı zorlayabiliriz. Bazı cinsel suçlar, ihanetler, sadakatsizlikler bu bölgenin konuları arasındadır. Etik olmanın şart olduğu bir alan diyebiliriz. Ay da bu dekanda pek rahat değil, malum, düşüşte. Çaresizlik ve cinsel doyumsuzluk içeren bu alanda acımasızlık büyük korkularla beslenebilir. Bu sanki doğanın ölüm ve yeniden doğum teması gibi. Dolunay'ın da 8. evde olması sebebiyle yüzleşmeler ve bazı krizler can acıtabilir denebilir ki malum Mars ve Pluto da kavuşum halindeler. Mayıs ayının da ana hatları böylece görünür olacaktır. Hatta Mars'ın üzerindeki Mart ayında kavuşum oluşturduğu Satürn enerjisini ve Satürn'ün şu anda kavuşum derecesinde olmasını da göz önünde bulundurmakta yarar var. Demek ki Mart ayındaki bazı gelişmelerin daha da sertleşip görünür olması muhtemel. Yazımın girişinde bahsettiğim olumlu etkiler sonrasında bu yorumlar sizleri şaşırtmış olabilir; demek ki ya siyah ya beyaz günler var önümüzde. Hemen Satürn üçgeni ile herşeyi toz pembe, kalıcı başarı diye adlandırmak yanlış olur. Evet bazılarımız için nihai başarı sağlayabilir ancak genel anlamında özellikle Dünya üzerinde bazı sert gelişmeleri de beraberinde getirecek ve Mayıs ayı içinde yaşanacak olaylara da kapı açacak görünüyor. Ayrıca 29 derecedeki Uranüs oldukça problematik ve üstüne üstlük, 29 derececeki Zeus ile partil kare açı içinde, Kara Ay'ı da hesaba katarsak bir t-kare formu da burada var. Bunlar önlenemez zorlu ve yüksek ateş enerjisi içeren görünümler. Bir anda yükselecek enerji askeri hareketliliğe neden olabilir; fitneci, ayrıştırıcı etkiler. Uranüs'ün 2. ev kapısındaki durumu ise ekonomik olarak oldukça zorlayıcı, hatta üretim piyasasında engelleyici bir durum. Ani oluşabilecek gelişmeler bu alanlarda zorluk yaratabilir. Genel finans göstergesi Jüpiter'in de geri hareketi bazı olumsuzlukları beraberinde getirebilir ki haritanın Asc ve MC dereceleri Jüpiter yönetiminde ve gezegen 8. evde yerleşmiş. Bazı protestoları, halk hareketlerinde arttırabilecek bu görünüm inançlarla ilgili olayları belki terörü bize hatırlatabilir. Bu Jüpiter, 11 Ağustos 2018'de gerçekleşecek yılın son Güneş Tutulmasını sanki şimdiden tetikler gibi duruyor. Ne kadar ilginç değil mi?? Konular nasıl birbirine bağlanmakta.. 8. ev hareketlilikleri hırsı, dedikoduları, kıskançlıkları, yasak ilişkileri tetikler maalesef. İlişkiler açısından da ani radikal kararların alınacağı bir süreç diyebiliriz o zaman.

İstanbul'a göre çıkarttığım haritada Asc, Dolunay ve Kronos arasındaki Büyük Su Üçgeni, Güneş ile birlikte bir tane, Satürn ile de ikinci bir Uçurtma Formu oluşturuyor. Spor, sanat, gençler, döviz, borsa, meclis alanlarında hızlı ani değişimler içerdiği gibi diğer yandan da baskılara ve geleneksel kalıplara karşı bir kuvvetin önlenemez tepkisini oluşturabilir. Uçurtma formu adından da anlaşıldığı gibi giderek yükselir ve dizginlemek zor olabilir.  Bir çoğumuzun yaşamında miraslarda, hukuksal davalarda, tazminat, nafaka gibi konularda ilerlemeler yaşanacak. İlişki formları geleneksel bakış açısı ile çelişecek. Bu şekilde Ceres konusuna da geçiş yapabiliriz; zira geleneksel ilişkiler de Ceres konusu. Çocuklarını tek başına büyüten ebeveynler, çalışan anneler, sosyal ve politik tartışmalar, hatta Ceres'in Hades ile yaptığı pazarlıpa istinaden bu alanlarda yapılan pazarlıklar, ebeveyn modelleri, çocuk bakımı, doğum izni, nafaka ve bu konulardaki hukuksal davalar hep Ceres konusudur. Ceres'in haritada Venüs ile birlikte, apexi Satürn olan bir YOD açı kalıbına dikkat çekmek isterim; bu durum yukarıdaki konular nedeniyle oluşabilecek baskıları ya da belki yeni kanunları temsil edebilir. İkinci bir YOD ise apexte Venüs olmak üzere Dolunay ve Satürn arasında (iletişimde ve ilişkilerde barış, sevgi ve anlayış esas olmalı ki bu süreç bu konuda zorlayıcı olabilir.) Ceres ayrıca ekolojik temaları, çılgın hava şartlarını ve jeomühendislik haberleri tetikleyebilir; zira Ocak ayındaki Ay Tutulmasını agresif bir şekilde tetiklemekte. Ceres kızının kaçırılması nedeniyle yeryüzünün kış mevsimiyle tanışmasına sebep olmuş; toprak ürün vermemiş ve insanlık açlıkla tanışmış. Demek ki Ceres hayat kurtarmak yerine, zorlu açılar altında hayatı da yok edebiliyor. Bazen çok sevmek, çok sıkı sarılmak sevdiklerimizi sıkabilir. Olumsuz manada bu görünüm çocuğunun istismara uğradığını fark etmeyen narsist bir anneyi de anlatabiliyor. Bu enerji, 1. dekan Akrep burcu etkisi ile yok edici plutonik bir hale dönüşebilir ve çocuklara yönelik suistimallere işaret edebilir. Ceres enerjisi paylaşmayı tavsiye eder, bazı sorumluluklarımızı güvendiğimiz kişilere emanet edebiliriz. Hızlı adaptasyona ihtiyaç duyacağız. Bu süreçte batmayan gemiler bir daha kolay kolay batmayacak. Bilgelik kazanabilir ve beklenmedik bir şekilde mükemmel sonuçlar elde edebiliriz. Ancak bazılarımız ise büyük zararlara uğrayabilirler.

Bu süreçte kişisel güven oluşturmak çok önemli olacak. Güvenilir olmak ve yaratıcı yeteneklerimizi ortaya koyabilmek ana sorumluluğumuz olmalı. Bir çok konuda arınma fırsatı bulabiliriz; zira kötü yanlarımızla bu süreçte yüzleşeceğiz. Yaşamlarımıza birileri girecek belki birileri çıkacak; kişiler üzerinde zorlayıcı tavırlar içinde sakın olmayalım. Sonradan pişman olacağımız davranışlar içinde olmayalım, etik kuralların önem kazandığı bir 15 güne giriş yapıyoruz. Bu Dolunay'ın ana konusu "Açlık" (Ceres).. Test edileceğimiz ana konu bu. Bir kaç zamandır Yeniaylar, Dolunaylar karanlık enerjiler barındırıyor, biliyorsunuz. Suçlar ve dürtüsel davranışlar Dolunay dönemlerinde artar. Dolunay insanı zorla şeytan yapmaz, ama bilinçsizliğe yaptığı vurgu, enerjinin manipülatif hale dönüşmesine neden olur. Aslında çoook derinlerde sakladığımız bazı hazımsızlıklarımız, komplexlerimiz işte farketmek işimize gelmese de görünür olur. Bu yüzden artık bu manyetik enerjilerle nasıl başedeceğimizi bilmek çok çok önemli. Enerjilerimizi olumlu ve yapıcı kanalize etmeye özen gösterelim. Bu Dolunay Güneş günü, Güneş saati vuku bulduğu gibi, gecenin 10. saatinde gerçekleşiyor. Ay / Güneş orta noktası MC ile tetikleniyor. Bu kontrol ve hükmetme hırsına, arzusuna yol açabilir. Ay yavaş ilerliyor, kare açı oluşturduğu Ceres ise yüksek deklinasyonda (out of bounds). Mars Antiscia derecesi 7 derece Yay ile Antares'e yakın. Pluto Antiscia'sı 8 derece Yay. Jüpiter, Ağustos tutulmasına kare açı yaptığı gibi, Antiscia derecesi de 20 derece Kova ile yine kare yapıyor, double etki gibi. Dolunay'a kare açı yapan Güney Ay Düğümü Antiscia derecesi 19 derece Akrep = yine Jüpiter.. Daha ne dereceler var ahh, ama kafanızı gözünüzü yormak istemiyorum artık. Hırslarınıza, abartılara yenik düşmeyelim, hiç bir alanda fanatizme yer vermeyelim. Emin olmadığımız hiç bir başlangıç yapmayalık ve arkamızı her daim bu süreçte iyi kollayalım. Aktif olan Merkür ve Satürn karesi işimize fokuslanarak tüm sorumlulukları da omuzlamamızı öğütlemekte. Zodyak'ın ilk derecesi olan 0 derece Koç'ta buluşan Chiron ve Juno sayesinde iyileştirici bir dişil şifa enerjisinin etkisini verecek ve bir Amazon ruhuna yol açacak; sanki haritann Koç Noktasından kapıları tutmuş koruyucu gibi..

Ülkemiz açısından ise aniden ve geriye dönük borçlar açısından biraz zorlayıcı etkiler mevcut; malum 8. ev Dolunayı ile karşı karşıyayız. Yurtdışı bağlantılı olarak bazı silah ya da füze alımları konularının gündem oluşturması söz konusu. Ekonomik olarak olarak zorlanacağımız bir süreç olduğu gibi döviz hareketliliği kontrol dışı gelişecek görünüyor. Önemli bir asker figürünün, seçim sürecine aday olarak ekleneceğini söyleyebilirim. 29 Nisan doğumlu İlker Başbuğ bir sürpriz aday olarak gündemi sarsabilir; yazarken ben bile şaşırdım ama Uçurtma Formlarından Güneş apexli olanı tam da Güneş'i ile kavuşum halinde.. Ülkemizin progres Ay'ı ile tetiklenen Dolunay, oldukça tempolu bir sürece girdiğimizi söylemekte. Transit Pluto ve Mars kavuşumunun da progres Ay'ımıza üçgen açı yaptığını söylemeliyim. Bu iyi bir şey evet, halkın tepkisi birçok karar üzerinde etkili olacak denebilir. Önümüzdeki sürece hareket kazandıracak olaylar ise spor (Beşiktaş, Fenerbahçe cezaları, tekrarlanan maç), gençlerle ilgili sanatsal yurtdışı başarıları, hızlı döviz ve hisse senedi hareketleri, yurtdışı ilişkileri, dini bazı baskılar ve eğitim (üniversite bölünmeleri), bedelli askerlik, vergi / imar afları ile ilgili haberler olacak görünmekte. Aşırı öfkeli ve kontrol edilemeyen tepkiler veren bazı yöneticiler diğerlerini sindirme çabaları içinde beklenmedik belki şaşırtıcı söylemler yapabilir ki bazı gizli anlaşmalar, bilgiler de bu şekilde açığa kavuşabilir. Otorite ile korku ve sindirme politikası ile mesleki anlamda kontrol yetkisini ellerinde bulundurma eğilimi şaşırtıcı rekabet içeren sahnelere neden olacak görünmekte; sanki son kozların masaya sürülmesi gibi herşey mübah cinsinden de denebilir. İlişkilere müdahaleler belki bazı gizli ilişkiler özellikle Klotho ve Lachesis asteroidlerinin etkilediği Koç burcunun son derecesindeki Uranüs'ün natal Toro'muzu tetiklemesi sebebiyle gündem oluşturan olaylara eklenebilir; hatta bazı ittifakların bir şekilde zor koşma içerdiğini de bu süreçte duyabilir ve çoook şaşırabiliriz. Yol ayrımları ya da birleşmeler grupların istikrar arzusunu pekiştirecektir ki bu zaman alacağa benziyor. Bu arada 29 derecedeki Uranüs ve 29 derecedeki Vulkanus karesinin Apollon ile t-kare oluşturması, dünyada önemli birden fazla yeryüzü ve halk hareketlerine yol açacak görünüyor..


Zerrin Zindancıoğlu
ASA, MAPAI, ISAR Cap



22 Nisan 2018 Pazar

Pluto Geri Hareketi (21 Nisan 2018 - 1 Ekim 2018) - Astrolozi



Pluto'nun Güneş sistemindeki yeri, işe yaramayan kuyruklu yıldızların dışarı  çekilebildiği bir bölgedir. Kendine ait bir emilim ve çekim gücü vardır; burası Yin ve Yang arasıdır, karanlık ve aydınlık.. Güneş ışınlarının erişebildiği yer Yang, Pluto'nun bulunduğu yer ise Yin, yani dış uzay arası, kısacası karanlık.. Ama Pluto eril bir enerji ihtiva eder, yani Yang.. İşte Pluto, o karanlığın içindeki aydınlıktır; bilgi verici ve bütünü oluşturucu.. Doğum ve ölüm arasındaki sınır.. Küllerinden yeniden doğan Simurg misali ölür yeniden doğar ve bir döngü, bir bütün oluştururuz..

Pluto Oğlak burcunda, eski yapıların dönüşerek yeni bir forma dönüşmesini sağlar. 21 Nisan'dan 1 Ekim'e kadar süren geri hareketinde, eskiden gelen ve tamamlanmamış işlerle uğraşmaya koyulabiliriz.. Eski ve artık bizim işimize yaramayan ama bir türlü de kafamızdan, hayatımızdan çıkaramadığımız, belki de bilinçaltına gömdüğümüz ya da öyle sandığımız olaylar karşımıza çıkabilir. Bu işleri tamamlamak adına gerçeklerle yüzleşmek ve onları kabul etmek gerekebilir. Çünkü ancak kabulden sonra çözüme ulaşabiliriz. Bu bizi rahatlatan ve sırtımızda adeta bir yük gibi taşıdığımız ancak fark edemediğimiz şeyler olabilir pek tabii..

2012 Haziran ayından peri bu yaramaz cüce gezegen Uranüs ile güçlerinin doruğuna çıktı ve hepimizin hayatlarında olmadık değişimler yarattı. Rol aldıkları alanlar herkes için önemli alanlardı. Hızlı gelişmelere şahit olduk; hatta sindirilmesi, pekiştirilmesi gereken gelişmeler. Bu geri hareket dönemi bu gelişmeler adına harika bir fırsat. Değişimlerimiz üzerinde sağlamlaştırma çalışmaları, duygusal olarak da maddesel dönüşümlere ayak uydurma uğraşmaları adına uygun. Hatta senkronizasyon süreci de denilebilir.

Bu dönemde dikkatimiz içimize yöneleceği gibi kişiliğimizde, beğenmediğimiz ama düzeltmeye de pek yanaşmadığımız bu hoş olmayan yanlarımızla karşılaşabiliriz. Pluto yoğun ve derin duyguları temsil eder; bu duyguları çıkarıp atmak bizi zorlayabilir. Ancak arınmak bizi özgürleştirebilir. Pluto normal hareketine geçinceye kadar ruhun ne kadar arındığını test eden olaylarla karşılaşabiliriz. Gerek doğum haritamızdaki yeri, gerekse transit yaptığı evdeki olayların üzerini örtmemiz ya da kapatmamıza neden olabilir. Aynı şekilde içsel olan değişim gücümüzü, dönüşümler adına aktif hale de getirebilmek ve kendimizi daha güçlü ifade edebilmek adına bir nevi hazırlık dönemi diyebiliriz..

Geri hareketi ile beraber, derin ve çok önemli değişimlerin ağır bastığı temalar daha da ağır basabilir. Saklı olan su yüzüne çıkarılmaya çalışacaktır. Kendimizdeki yanlışlar ile tekrar yüzleşebiliriz. Bir kez daha ve bir kez daha kendimize nerede yanlışlar yaptığımızı, nerede geride kaldığımızı sormak zorunda kalabiliriz.. Bir nevi doğum sancısı gibi de denilebilir; içsel bir hazırlık. Bu dönemi farkındalıklarla pekiştirmek, onarılması gereken yerde belki parça değişimleri, retro bittikten itibaren kaldığımız yerden yepyeni bir enerji ile yolumuza devam edebilmemize ve bir sonra ki retro zamanına kadar değişim için yeni fırsatlara açık olabilmemize neden olur. Yarım ve başarısız kalmış çabalar, değişimin gerçekleştiği oranca geleceğe taşınabilir, bu da aksaklık yaratabilir. Pluto bir burçta çok uzun zaman kaldığı için etkileri kritik düzeyde başlasa bile gelişim, dönüşüm ve değişim uzun zamanda gerçekleşecek demektir. Pluto Oğlak burcunda eski yapıların dönüşerek yeni bir forma dönüşmesini sağlar. Kitlesel olaylarda etkileri daha çok hissedilecektir; yönetimler, yapılanmalar hepsi Pluto'nun ilgi alanında bu aralar.




Pluto'nun haritalardaki durumu, değişimi, yeniden doğumu ve gençleşme gibi konuları ele alır. Haritadaki ev yerleşimi ise hangi acılardan ders almamız gerektiğini belirler. Pluto ileri harekette iken değişimler kaçınılmazdır. Sonlara ve  yeni başlangıçlara hazır olmamız gerekir. Ancak bu güçlü ve sert hatlı değişimler için hazırlanma, içsel tamamlanma şarttır. Rota değişimleri, sil baştan yeni tecrübeler, dışsal zorlayıcı ama güçlendirici gelişmeler yaşayabilmek için önce bizlerin ringin köşesinde motive olmamız gerekebilir. Pluto, vücutta hayat ve ölüm sürecinin başladığı organları ve psikolojik durumumuzu etkiler. Çok yüksek potansiyelli bir enerjiyi ifade eder. Kişideki değişimin, gizli ve çok yavaş bir biçimde olması için gereken tedbirleri de yaratabilir. Bu enerji açığa çıktığı zaman artık yapacak bir şey yoktur. İşte enerjinin açığa çıkmadan önce, bizlerin kendimizi biraz dinlendirmesi, durumları hazmetmemiz bu noktada önem kazanır.

Bu dönemde dikkatimiz içimize yöneliyor.  Kişiliğimizde, beğenmediğimiz ama düzeltmeye de pek yanaşmadığımız bu hoş olmayan yanlarımızla dürüstçe karşılaşmaya çağırıyor bizi Pluto. Artık bunlarla yüzleş ve değiştirebildiklerini değiştir ve yoluna daha güçlenmiş bir ruh olarak devam et diyor. Pluto yoğun duyguları simgeleyen bir gezegen olduğu için içimizdeki derinliklerde bulunan olumsuz duyguları çkarıp arıtmamız bizi biraz zorlayabilir. Ancak sonuçta arınmanın ve şifa bulmanın temiz ve yükseltici enerjisiyle karşılaşacağız. Ve kendimizi bir kuş kadar özgür hissedeceğiz. Pluto ileri gitmeye başladığında ruhun ne kadar arındığını test eden olaylarla karşılaşabiliriz.


Rüyalarımızda geçmişe ait olayları, kişileri, çocukluğumuzu hatırlatan sembolleri görmemiz mümkün. Ya da eskiye ait şeyleri hatırlatacak herhengi bir sembolle günlük yaşamımızda karşılaşabiliriz. Tüm bunlar belki de çözümlenmemiş ancak artık temizlenmeye ihtiyaç duyulan konuların bizim dikkatimizi çekme yöntemleri olabilir. Bunlarla dürüstçe ilgilenmek ilerde işimize yarayacak.. Dürüstçe olmalı çünkü Pluto çok az söz edilse de dürüst, belki de can acıtıcı şekilde dürüst bir gezegendir..Gerek doğum haritasındaki natal yeri, gerekse transit yaptığı evdeki olayların üzerini örtmeniz ya da kapatmanız mümkün değildir.. Kapalı kaldığı yerde varlığını sürdürmeye devam eder ve eninde sonunda kendini gösterir. 


Zerrin Zindancıoğlu
ASA, MAPAI, ISAR Cap

9 Nisan 2018 Pazartesi

Koç Yeniayı (16 Nisan 2018) - Astrolozi


16 Nisan'da saat 04:57'de Koç burcunun 26. derecesinde bir Yeniay doğacak; ateş grubunun yoğunluğu ve hava elementinin eksikliği nedeniyle mantık kullanmakta zorlanabileceğimiz, duygusal tepkilerin bizleri ele geçirebileceği bir süreç var önümüzde. Şarteyn Durağında gerçekleşecek bu durum için eskş kayıtlarda olumsuzluklar not düşülmüş ve bu dönemde önemli başlangıçların yapılmaması tavsiye edilmiş. Bu bölgede etkili olabilecek kötücül enerjilerin, karmaşalara, yangınlara yaralanmalara ve kazalara neden olabileceği söylenmiş. Yeniaylar başlangıç etkisi taşıyan süreçleri temsil eder ancak Güneş'in bilge ışığını yansıtamayan Ay kendini göstermekte yetersiz kalır. Dolayısı ile içgüdüler sahne alır; bu dönemde verilen kararlar ya da bir girişim, çocukça bir hevesten de kaynaklanıyorsa eğer sonuç hüsran olabilir. O yüzden bedenimizin gelişmeler karşısında verdiği tepkilere dikkat kesilelim. Cesaretimizi ve kararlılığımızı iyi dengelemek, tutkumuzun güvenilirliği konusunda bizlere yardımcı olacaktır. Aksi halde heves geçince atılımlar da sonuçsuz kalabilir. Güneş'in (hakikatın ışığı) rehberliği, onu Dünya'ya yansıtacak Ay görünmez olduğundan, Yeniay zamanlarında eksiktir. Bu at gözlükleri ile dolaşmamıza da neden olabilir.  Ay'ın Yeniay dönemlerinde yeryüzüne uzaklığından dolayı ayrıca hayalgücü, maddi sınırlardan yoksun kalır; işte bu da başlangıç enerjisini koşul her ne olursa olsun körükler. Yeniaylarda ekilen tohumlar çabuk büyür; o yüzden de ne dilediğimize çok ama çok dikkat edelim. Güneş'in kör edebilecek ışığı, yeni bir bakış açısı oluşturmak için olanak tanımayabilir. Aklımızı, canladıran egomuzu besleyen bir düşünce, bir bakarız ki tüm dünyamızı değiştirmiş; aynı bir heves misali.

Sabit Yıldızlara, Yeniayın ruhunu anlayabilmek için bakmak şarttır;

Asc / Achernar: Kamu işlerinde ani başarı, dini fayda, duygusal takıntılar, karşı cinse kendini kurban etme arzusu, mazoşist duygular Merkür varsa, matematik ve muhasebe yeteneği, spritüel tecrübeler, uzun yolculuklar, felsefi zihin, felsefeci ya da hukukçu, avukat, üstbilince açıklık, yangın sel gibi doğal afetler, kişisel açıdan pek çok risk alan ve bu yüzden bir zorluktan diğerine geçmeye meyilli olan kişi, yaşamda iniş ve çıkışlar, ani ve trajik sonlanmalar.

Yeniay / Kurdah: kişinin yaşamında anne ya da baba çok önem teşkil eder, sorumluluk bilinci, yaşamda inişler yaşamak, güçlü ve saygı duyulan bir erkek figürü, ancak kendini çaresiz hissedebilir, kanı deli akan, kadın haritasında ise babayı temsil edebilir, aile üyelerinde kayıp, kızına yardım edemeyen baba, en yakın aile üyeleri ile ilişkilerde sorun verebilir, jüpiter ile bu kişi profesör olabilir, kişi de bu pozisyona zamanı gelince erişebilir. Mitolojide Kral Cepheus'un (Cepheus tk yıldızı) boynunda bulunan bu yıldız, dramatik olaylara neden olabiliyor. Manilius bu yıldızı anlatırken; "otoriteyi ve akıl almaz bir aktörü ifade edebilir, Yerlilerin, halkaların yargıçlarını temsil edebiliyor. Bazen acımasız ve şiddetli davalara maruz kalmayı, insan ilişkilerinde ise suçlara ve felaketlere yol açabiliyor." demiş.

Yeniay / Al Pherg: spiritüellik, bilinmeyene yolculuk, tecrübelerini anlatan, batma, suya gömülme ya da yok olma. diğerlerine tecrübelerini öğreten. Balık takım yıldızına ait bir yıldız. Robson'a göre, hazırlıklı olmaya, kararlılığa ve nihai bhaşarıya fırsat veriyor. Tıbbi Astroloji'de Al Pherg epifiz bezini yönetmekte. Morse, kendimiz, köklerimiz ve yaratıcımızla ilgili ortaya çıkabilecek sırlara, gizli bilgilere işaret ettiğini söylemiş; yani bir nevi yaradılışın sırları ile ilgili gizlenen bilgiler gibi.

Yeniay yön. Mars / Vega: Zenginlik ve itibarı temsil eder. karizmatik, sihirli görünüm, sanat yeteneği muhteşem bir konuşmacı, müzik, diktatörlük ve yönetim kabiliyeti, politik şans geçici şöhret pratiklik bel fıtığı romatizmal rahatsızlıklar, çift taraflı anlaşmalar, cömertlik, çoban yıldızı

Yeniay yön. Mars / Al Baldah: Bazen boşanmaları, yol ayrımlarını anlatabiliyor, aldatmalar. Bir işin başı ile ilgili problemler, tecavüz gibi sorunlar, kazalar.

26 derece Koç burcu sideral olarak Balık takımyıldızına denk gelir (17 derece Balık - 2 derece Boğa). Bu alan malum Neptün yönetimindedir; spiritüellik, empati, idealizm ve hayalgücünden söz edilebilir. Bunun yanında olumsuz olarak da yanılmalar, aldanmalar, aldatmalar, zayıflıklar, kafa karışıklıkları, endişeler ve belirsizliklerden söz edilmeli. Film endüstrisi, gazlar, sis, anesteziler, hipnoz, uyuşturucular, alkol, sigara, değişen bilinç durumları, zehirler ve zehirlenmeler, sosyalizm, komunizm ve refah durumu ile yakından ilgilidir. Ülkeler Astrolojisinde ise denizler, sular, sisli havalar, yağışlar ve özellikle kralın kaderini, çok sayıda insanın kaderini etkileyebilecek kitlesel olayları anlatabilir. 3. dekan Koç burcunda Ay oldukça rahatsızdır ve kendini savunmasız hisseder. Venüs / Jüpiter yönetimindeki bu dekan denizcilikle ilgili sabit yıldızların etkisinde olduğundan yağışlı hava verecektir. 



Eris asteroidi ve Uranüs orta noktasına yerleşmiş ve her ikisiyle, aynı zamanda Vulcan ile de kavuşumda, Pluto kareli bir Yeniay süreci var önümüzde.  Önemli değişimlerin habercisi görünümler bunlar; yönetici Mars ise Satürn ve Pluto tarafından kuşatma altında. Güneş, Mars (yüksek deklinasyonda), Satürn, Venüs, Neptün hepsi kuvvetli ve söz sahibi oldukları buçlarda. Yeniay'dan yaklaşık 16 saat önce geri hareketini bitirmiş ancak gerçek hızına ulaşamamış bir Merkür. Eris asteroidi ve Uranüs orta noktasına yerleşmiş ve her ikisiyle, aynı zamanda Vulcan ile de kavuşumda, Pluto kareli bir Yeniay süreci var önümüzde.  Önemli değişimlerin habercisi görünümler bunlar; yönetici Mars ise Satürn ve Pluto tarafından kuşatma altında. Güneş, Mars (yüksek deklinasyonda), Satürn, Venüs, Neptün hepsi kuvvetli ve söz sahibi oldukları buçlarda. Yeniay'dan yaklaşık 16 saat önce geri hareketini bitirmiş ancak gerçek hızına ulaşamamış bir Merkür. Önemli bir başlangıç, ses getirici bir dönüşüm mü arzu ediyorsunuz? Klotho / Persephone ve Circe desteği ile birlikte "tükkan sizin".. Eğer duygularınızı doğru kanalize edebilirseniz, zorlu yıldız etkilerine rağmen bazı başarılara fırsat tanıyabilir bu süreç. Karanlık enerjiler, hayalgücünün de artması ile iyi hissedilir olabilir. O yüzden tutkularınızı, ihtiraslarınızı açığa vururken gerçekten yaratıcılığınızı aktive etmeyi hedef edinin. Çünkü Yeniay'ın dokunduğu haritalar ile sürekli değişen ruh halleri nedeniyle maceradan maceraya koşan isabetsiz öngörüler yapan ve belki de hevesleri kursaklarında kalan kişilere rastlayacağız. Bu Yeniay biraz çılgın ve geleneksel olana karşı isyancı. Ani gelişmeler karşısında yaşayacağımız şoklar, birden artacak agresyon rahatsız ve huzursuz edici etkilere sahip. Kalkıştığımız işlerde "tek" ve "en" olmayı isteyeceğiz. Elektriği bol ve kaotik bir 15 günlük süre var önümüzde. Hem Ay hem Uranüs değişken enerjiyi temsil ettiklerinden yaşamlarımız ya da sahne diyelim, bir anda değişebilir. Uranüs, değişimden yana olmasak da, zorla değiştirir, yani devrimcidir; kontrolü ele geçirmek için oldukça cesur hatta bazı durumlarda kışkırtıcı olmak zorunda kalabiliriz. Bu süreçte öfkeyi bastırmak pek işe yaramaz; zira bu daha sonra daha kuvvetli bir fırtınaya sebebiyet verebilir. Kartların masaya konması ve açığa çıkması gerekmekte. İtirafların, bazı gizliliklerin, sırların ortaya dökülmesi muhtemel.

Uranüs, bu Yeniay ile birlikte, 7 yıldır sürdürdüğü Koç transitindeki son Güneş ile kavuşumunu yaşayacak. Astrolojide ilkler ve sonlar yüksek enerjiler içerir. Hiç beklenmedik gövde gösterilerine neden olabilir. Hızına ulaşamamış Merkür de iletişimde olağan dışılıklar oluşturabilir. Bazı liderlerin hırslarına yenilmelerine şahit olabiliriz. Gayrimenkul, emlak, tarım, teknoloji, internet, sosyal medya, kara / hava / yeraltı ulaşımı, borsa ve para piyasaları gündem başlıklarını oluşturabileceği gibi elektrikli her türlü sistemde kaoslar, kargaşalar ve tabii toplu taşıma aksaklıkları hatta maalesef kazalar söz konusu olabilir. Üretim önem kazanacak bu süreçte. Nisan ayı çok ilginç ve şaşırtıcı bir Ay olarak anılacak. Eski suyla artık değirmenlerin dönmeyeceğini o yüzden de yalanla, dolanla bir yere gelinemeyeceğini anlamak yolunda bir sürecin başladığını haber vermekte bu ay. Bazı sabit yıldızların anlamlarından yola çıkarak bu ay içinde gerçekleşecek Hakan Atilla davasının oldukça fazla ses getireceğini söyleyebiliriz. Bunların dışında ayrıştırıcı, bölücü tutumlarla karşılaşabiliriz. Yeni uygulamalar, normal rutin yaşamın başka bir yöne rota kırması huzursuzluk ve sinirsel gerginlik yaratabilir. Bu 15 günlük süreçte durağan bir enerjiden ziyade aktif olmaya ve hiçbir şeyi sıradanlıkla ele almamaya özen gösterelim. Kapıya dayan değişimlere direnmek, işleri daha da zor duruma sokabilir. Uranüs, yüksek ve farkındalık dolu bir bilinç ile alt edilebilir; bu dönemde psişik algılarımız da tavan yapacak. Getireceği yenilikler açık fikirlilik ve ileri görüşlülük talep eder. Venüs ve Jüpiter açıları evet çok hoş ve destekleyici görünüyor ama motivasyon eksikliğine ve tembelliğe yol açabilir. Tatil dönemindeyseniz sorun yok; sıradışı kişilerle tanışabilir, sıradışı bir tatil yaşayabilirsiniz. Ancak değilseniz, biraz daha iş üstlenmeli, işin derinine inmeli ye son derece yaratıcı olmalısınız. Manevi motivasyonu yüksek tutmalı, ve yoğunluk içeren eril ve cinsel enerjinin yaratacağı durumlar karşısında inisiyatif kullanmalıyız. Fitneciliğe, ayrımcılığa, manipülasyonlara karşı durmalı ve Birlik bilincinden ayrılmamalıyız. Bir olmanın ve omuz omuza durmanın önemini bu süreçte göreceğiz.

Biraz da Eris asteroidinden bahsederek yazımı bitirmek istiyorum; zira yukarıda yazdığım gibi Yeniay Eris ve Uranüs orta noktası ile kavuşumda. Biraz internette araştırma yapınca özellikle Eris ve Uranüs kavuşum zamanlarına kadınların aile içinde bir borcu ya da krediyi kapatmak için eşleri ile birlikte işin altına elini sokmalarına ve eşleri ile eşit haklara sahip olabilecek durumlara işaret etmiş. Demek ki herkesin beraberlik içinde olması gereken bir zamanı ifade ediyor. Ancak böyle zamanlarda ailelerin bu eşitlik tutkusu ya da arzusu nedeniyle çocukları ile daha az ilgilenmeleri söz konusu olmuş. Yani görevi paylaşmaktan çok, aynı görevi üstlenmek gibi. Batı ülkelerinde bu etkiler söz konusu iken doğum oranları düşmüş. Eris, Lilith'in dış gezegen versiyonu gibi algılanmalı. Lilith herkesin bildiği gibi "bebek katili" olarak anılır mitolojik hikayesinden ötürü. Bu Yeniay'ın da bu yüzden Dünya üzerinde neo-feminizm hareketlerine zemin yaratabileceğini düşünüyorum. Unutmayalım ki Eris "ötekileştirme" ile ilgilidir. Hele ki Ay ilişkilerdeki dengeyi temsil eden Terazi burcunun tam karşısında iken ve Eris ile Uranüs orta noktasına yerleşmişken; gerisini siz düşünün. Mars, Satürn ve Pluto ile kendi geleceğimize yatırım yapmak isteyeceğiz; belki bir çoğumuz yatırımlara ve para konularına odaklanacak. Borçlarımıza ve sorumluluklarımıza artık daha gerçekçi yaklaşmamız gerekecek. Son 7 yıldır kafa karışıklığı ya da değişime direnç içinde yaşıyorsanız, bu sonlanacak. Bu arada hiç beklenmedik şekilde eski bazı ilişkiler gündeme gelebilir; hani yolda yürürken, kahve alırken bir omuz çarpar gibisinden. İletişim odaklı bir Yeniay etkisindeyiz ve ilişkilerdeki gizlilikler aydınlanacak. Kadın yürüyüşleri, özgürlükçü halk hareketleri, kadınların örganize edebilecekleri bazı propagandalar görülebilir. Yeni yasalara, yaptırımlara tepki olarak halk hareketleri oluşabilir. Bu süreçte bazı faili meçhul suçlar tekrar masaya yatırılabilir. Hakkımızı savunalım derken, birlik bilincine ve diğer tüm insanlık haklarına bağlı kalmaya çok ama çok dikkat edelim. Karşımızdakilere karşı "ben" diye ortaya çıkıp sonradan o "ben" haklarından da olmak var işin içinde.. Hızlı hareket etmeli, hızlı düşünmeli, gerektiğinde mutlaka inisiyatif alınmalı ve etik kurallardan ayrılmamalı.. Hava, yeraltı ve kara ulaşımı sırasında çok çok dikkatli olmakta yarar var. Bu kişisel tavsiyelerin yanı sıra, Dünya için önemli kargaşaların hatta savaşların başlangıcı gibi tarif edilebilir bu dönem. Yok o parti yok bu parti, yok o böyle çaldı o yedi bu yemedi ifadelerinden çok OMUZ OMUZA verilmesi gereken bir sürece giriyoruz. Bu öyle veya böyle ister sosyal deyin ister ekonomik, hepimizin evinde hissedilecek bir durum olacaktır. O yüzden de kafamızı dar pencerelerimizden çıkarıp, nereye doğru gittiğimizin farkında olmalıyız..



Zerrin Zindancıoğlu
ASA, MAPAI, ISAR Cap


8 Nisan 2018 Pazar

Satürn Geri Hareketi Başlıyor (18/4/2018) - Astrolozi


Satürn ile ilgili mitolojide şeytani hikayeler bulunmaktadır. İyi huylu hikayeler hep Satürn'den uzaktadır. Onu alt etmek için ya güce ya da zekaya sahip olmalıdır. Akıl sahiplerinin sıksık mitlojide Satürn'ü yendikleri görülmektedir. Sümer, Babil, İncil Satürn'den bahsetmektedir. Zamanı yönettiği belirtilir. Tanrı Ea, Babillerin Büyük yaratıcısıdır. Yarısı keçi, yarısı balık ile tasvir edilen bir tanrıdır. Tapınaklarda rahipler balık benzeri kostümler giyerlermiş. Eski Çin'de ''Karanlık Savaşçısı'' olarak Kova ve Balık burcu ile birlikte anılır. Gündüz toprakta, gece suda yaşar. Yunanlılar Pan ile de ilişkilendirirler. Tanrıların habercisi Hermes'in oğludur. Hermes, Pan'ı sıcak tutmak için bir tilki postuna sarar ve Olimpos'a götürür. Tanrılar Pan'ı böyle görünce pek güler ve alay ederler. ''Bütün'' anlamına gelen Pan adını da ona yakıştırırlar. Satürn ile Oğlak Burcunun ilişkilendirilmesi Romalıların Satürn onuruna her yıl kış dönümü (Ekinos) zamanı, yani Güneş Oğlak Burcundayken yaptıkları kutlamalardan kaynaklanır.

Bundan başka Satürn; bir "zaman, kehanet ve ölüm tanrısı" olarak çeşitli yerlerde karşımıza çıkar. Satürn'un etkisi ağır, sınırlayıcı ve uzun sürelidir, tıpkı zaman gibi. İnsanın kendini geliştirip yücelteceği sorumluluğunu, görev duygusunu, kişisel disiplinini, sabır, direnç ve kararlılığını arttıracak ve sınayacak bir güce sahiptir. (Tarottaki Dünya kartının temsil ettiği de; sorumlulukların kabulü yoluyla elde edilecek başarıdır.) Astrolojide Satürn kısıtlayıcı bir gezegen olarak bilinir. Bu sınırlama insanlara sorumluluklarını sürekli hatırlatmasından ötürü ortaya çıkar. İnsanın karakterinde henüz tamamlanmamış eksikliklerini karşısına çıkarır ve onları cesaretle ele alıp düzeltmesini sağlar. Soyluluk ve ağırbaşlılık verir.

Satürn'den ders almışlar bilir ki; O, kötülüğün tanrısı değil, müthiş bir gücün tanrısıdır, en aşağının ve en yücenin... Her güç gibi korkutucu ve tehlikelidir. Aynı zamanda özgürlüğün ve aşkınlığın anahtarı olabilir...

O Zamanın lordu, karmanın efendisi, başöğretmen ve astrolojide kendisine adanan büyük cümle 'Ne ekersen onu biçersin!'

Nerede? Haritalarımızda Oğlak Burcu'nun kestiği evde ve doğum haritamızda açılarla değdiği tüm gezegen ve evlerde.

Ne dedi; Size bir şans veriyorum, 7 Eylül'e kadar bir durun da düşünün! Ya da...'Ateş düştüğü yeri yakar' sözünde olduğu gibi, Satürn, Oğlak burcu haritalarımızda hangi evimize düştüyse, orada her şeyi bir kere daha düşünmek için bir geri çekiliyor.  Bizim için nelerin öncelikli olduğunu, korkularımızla yüzleşmeyi, nerede disiplin gerektiğini ,nerelerde disiplin hatası yaptığımızı, neleri elememiz, neleri aşmamız gerektiğini, içimizde ve dışımızda ölen ve doğan soyut-somut her şeyi gözümüze sokmaya çalışacak. Söz konusu gezegen, geri harekette iken üstünkörü, geçiştirici işleri hiç sevmez; hele ki Oğlak burcundayken. Evet, birşeyleri doğru yapma için fırsat sunabilir ancak elimizdeki bir projeyi tekrar tekrar ele almamızı talep edebilir. Çevremizdekilerin sınırlarını ya da sınırlarımızı anlamanın, sabırlı olmanın zamanıdır bu dönem. Otoritelerle ilişkiler bir sorun oluşturabilir tabii; örneğin, patronunuz, aile büyükleriniz ya da resmi makamlarla olan ilişkileriniz.. Bir şekilde parçası olduğunuz sistemle savaşmak gibi diyebiliriz. Gezegen geri gittiğinde sanki sınırlar kalkmış gibi hissetmeniz olası; ama neye "evet" dediğinize çok dikkat edin aksi halde ileride sizi bunaltacak ve güç kaybı hissettirecek bir durumu kendinize çekiyor olabilirsiniz.



Başarısızlıklarımızı değerlendirmek, hatalarımızdan öğrenmek ve bilgelik ve anlayışla iç gözlemden ortaya çıkmak zamanıdır. Satürn genellikle karma, disiplin ya da adaletin dağıtıcısı olarak adlandırılır. Bizi kendi kişisel gerçekliğimizle yüzleştirmeye iten ve kontrol sorunlarımızı derinlemesine, titiz ve yıkıcı bir şekilde ifade eden bir gezegendir. Satürn mitolojide bilge bir adaçayı olarak ifade edilmekte. Retro hareketi ile birlikte bizim için hayatımızda her şeyi yeniden gözden geçirme ve dersler alma zamanı başlayacak. Daha önemli olan nokta ise bu dersleri ne zaman alacağımız ve kendimizi geliştirmek için nasıl çalışacağımızdır. Bu döneme engel ve kesinti olarak da bakabilirsiniz, mola ve kendini dinleme olarak da. Tabi ki bu size ve takınacağınız tavra kalmış… Görevlerimiz, sadakatimiz, azmimiz, dayanıklılığımız, şekil vermek istediğimiz yanlarımız veya işlerimiz, madde ile ilişkimiz, sınırlarımız ve sorumluluklarımız; işte bunlar Oğlak burcundaki Satürn'ün ana konuları. Sanki bir imparatorluk inşa etmek ve büyümesi, gelişmesi için sağlam temeller oluşturmak gibi. Eğer temel sağlam değil ise kararsızlıklar çekebilir hatta ruhumuzun arzularını yerine getiremeyiz. Oğlak burcu her ne kadar görevlerle, madde ile, sorumluluklarla ilişki olarak bilinse de o, denizden çıkan kayalara tırmanan bir keçi olarak sembolize edilir; yani bir çok tecrübe ve yaşanmışlıkla kazandığı olgunluğa, ayrıca su elementinin temsil ettiği ruhsallığa sahiptir.

Satürn retro döneminde gözlerimizin üzerindeki perdeleri açar ve olayların ardındaki derin anlamı görmemizi sağlar. Çok çalışma ve elini taşın altına koyma sonucunda bilgelik elde etme olanağı tanır bizlere. Öncelikle kendimize sonra da çevremize göstereceğimiz şefkat ve anlayış bu bilgeliğin daha kolay gelmesini sağlar. Tamamlanmamış, kısmen ilerletebildiğimiz, gözetimsiz kalan işleri, projeleri tamamlamamıza yardımcı olacaktır. Bunları yapmak için baskı yapacağını zannetmeyelim; ama görevleri yerine getirebilmek için zaman tanıyacaktır. Önümüze çıkan yollar hakkında bilgi edinmeli, otorite gösterebilmeli doğru zaman ve mekan olgusunu iyi kullanabilmeliyiz. Bizlere uzakları gösterebilir ve sınırlarımızın ötesine geçmemize yardım edebilir; hatta yapabileceklerimizin ötesine. Çevremizdekilere ve gelişmelere derinden daha bilgece bakmamızı talep eder. Ancak bu bilgeliğin sıkı çalışma ve derin tecrübelerle edinilebileceğini unutmamak gerek.

Eskiden olmuş hatalı olayları hatırlatır, tekrar önümüze çıkarır ki varsa hataları çözelim ve yolumuza pürüzlerden arınmış bir biçimde devam edebilelim… Doğum haritamızdaki ana tema, birden ve çok belirgin bir biçimde çalışmaya başlar. Eğer dersimiz ilişkilerse birden üstü örtülmüş sorunlar su yüzüne çıkar. Ekonomik olarak da kısıtlamalara da neden olacağından, dikkatimizi bütçemize çevirmek durumunda kalabiliriz, yetersizlik hissi ise birden kendi kendimize yetmek durumunda kalabiliriz v.b. Bize limitlerimizi aşma ve normal şartlarda aklımıza gelmeyecek kadar zor şeyleri yapabilecek, engelleri aşabilecek güçte olduğumuzu gösterme eğilimindedir. Tabi bunun yanında dayanma gücünü de ruhsal olarak verir beraberinde..

Bu dönem hayatımızın hızını azaltma, süratle ilerleyen olayları yavaşlatma, ayağımızı frene dokundurup, etrafımızda olan bitene ve kendimize dönüp bakma zamanıdır. Herkes sorumluluklara olan bakış açısını tekrar gözden geçirir. Satürn retrosu ruhumuzun gerçek ideallerine ulaşabilmesi ve kendimizi gerçekleştirebilmemiz için neye ihtiyaç duyduğumuzu görme şansı tanır.  Hayatımızda olan ve başımıza gelen şeylerin gerçek anlamı ve değeri sorgulanır. Nelere devam etmeliyiz ve neleri bırakmalıyız sorularına cevap aranır. Gerçek anlamda ruhumuzun özüne uyan şeylerin ne kadarını gerçekleştirebiliyoruz diye bakmak, buna hizmet eden icraatlerin de önem kazanmasına vesile olur. 
Transit olarak bir yaşam alanımıza dokunduğunda orada almadığımız, ertelediğimiz, göremediğimiz sorumluluklarımızı hatırlatır. Aslında Satürn maddi dünya içinde ilerlememizi ister, bizi geliştirerek yaşamda ilerleme prensiplerimizi tayin eder. Yaşadığımız hayat ile olan ilişkimiz almamız gereken sorumlulukları kabullenmemiz, disiplinli olmamız gereken alanlarda sorumluluklarımızı alarak gelişmemiz için itici bir güçtür. 

Unutmamak gerekir ki Satürn disiplinin gezegenidir; güvenlik ve emniyet isteklerimizi arttırıcı enerjileri yönetir. Ve tabii Oğlak burcu geçişinde, genişlemeye çalıştığımız her konuda kısıtlamalar ve az ile yetinmeye yönelik etkiler verecektir. Geri hareketinde diğer gezegenlerin retrosundan daha etkili bir durum ortaya çıkabilir. Özgür iradeye ve davranışlarımıza en iyi örnekleri temsil eder. Tabii ki bir öğretmen, bizlere yeni ufuklar açacaktır; bizlerin işlerimizi ciddiye almamızı, öğretilen şeylerden ve disiplinden yararlanmamızı sağlayacaktır. Ancak onu gücendirirsek, öğretim metodu ile savaşırsak, bizleri sadece engelleyecek ve bizlere karşı koyacaktır. Farklılığı sadece bizim ona tepkimize bağlıdır. Geri hareketindeki negatif etkileri, güvensizlik hatta aşağılık kompleksliliği derecesinde endişe ve korku olabilir. Bu süreçte kendimize dönüp baktığımızda, gördüklerimizden hoşlanmayabiliriz. Reddedilmekten korkup, onaylanmayacağımızı düşündüğümüz durumlarda kendimizi çok kolay geri çekebiliriz. Rutinliğe, cesaretlendirilmeye ihtiyacımız olabilir; sanki bazı hırslarımız körelmiş gibi görülebilir. Ancak olumlu kullanımlarda, gerçekten neyi inşa etmek istediğimizle ilgili net hedefler ve yöntemlerin tespiti kolaylaşır; neler yapmamız gerektiğini net görebiliriz. Başarıya ulaşma adına acele etmeden sağlam adımlar atmanın planlarını yapabiliriz. Temkinli olarak ve kendimizi sıkıntıya sokmadan işlerimizi halledebiliriz. Retro süreçleri bizlere güç verecektir; evet zor bir dönem olarak adlandırabiliriz. Tüm bu zorluklara verilecek ödüller ise tüm bu zorlanmaların ardından çok daha değer içerecek. En büyük ödül, lütuflar ve takdirler; geri dönüşümlerle başarılardan daha fazla tatmin alınabilir. Gelişen bilgelik ise maneviyat için çok ama çok değerli olacak.

Doğum haritalarında geri giden Satürn'e sahip olanlar genelde hayatlarını bilgiye adarlar; neyin düzeltilmesi, sağlamlaştırılması gerekiyor, peşinde olurlar. Bu bireylerin net sınırları olmaz ve diğerlerinin sınırlarını bu yüzden daha kabul edici davranırlar. Sorumluluk duygularında zayıflık görülebilir; yaşamdaki rollerini bulmaları da dolayısı ile zaman alabilir. Hayatlarında genel olarak rehber edindikleri kişilerin aslında doğru kişiler olmadığını anlamakta gecikebilirler.

Bu durumda 18 Nisan'da 9 derece Oğlak burcunda başlayacak  sürecin ardından 7 Eylül 2018'de 2 derece Oğlak burcunda geri hareket son bulacak; 13 Aralık 2018'te ise Satürn geri harekete geçtiği 9 derece Oğlak burcunda olacak. Kısacası tam anlamı ile geri hareket etkileri 13 Aralık'ta son bulacak diyebiliriz. Bulunduğu evlerin ve Oğlak burcu ile ilgili daha itinalı, yapıcı, iradeli ve dikkatli çalışmamız gerekecek. Acelecilik ve hırs tuzak oluşturabilir.. Bu dönemi içsel disipline ile geçirmek ise, ileri harekete geçtiğinde Baş Öğretmen'in sınavlarından başarıyla geçmemize yardımcı olacaktır. Az ile yetinmenin önemi en çok bu zamanlarda kendini hissettirebilir; bu süreç ise güzel bir hazırlık evresi olarak kullanılabilir.



Zerrin Zindancıoğlu
ASA, MAPAI, ISAR Cap



1 Nisan 2018 Pazar

Chiron (Yaralı Şifacı) Koç Burcu Transiti (2018 - 2027) - Astrolozi

Chiron, 17 Nisan 2018 itibarı ile Nisan 2010'dan beri transit yaptığı Balık burcunu geride bırakıp, Koç burcuna geçiş yapacak. Bu geçişin ardından 4 Temmuz 2018'de başlayacağı retro hareket ile birlikte geri giderek 20 Temmuz gibi Koç transitini, Balık burcuna tekrar geçiş için bitirecek. 2018'deki retro seyahati ise 9 Aralık 2018'te son bulacak ve Chiron'un tekrar ve kat'i Koç burcuna geçişi 18 Şubat 2019'da kesinlik kazanacak. Ve bu transit 2027'nin Nisan ayına kadar da devam edecek. Gördüğümüz gibi Chiron'un burç değiştirmesi uzun zaman aralıkları ile olmakta; ortalama 50.45 yılda ise tüm Zodyak'ı dolaşmakta. Şimdi yeni başlayacağı Koç transitinde ise ağır gezegenlerden önemli majör bir açı almayacak; bu da demek oluyor ki, Chiron kendini tüm gücü ile özgürce ifade edebilecek. Bu süre içinde 2023 ilkbaharında Jüpiter ile ve ardından da 2024 ilkbaharında Kuzey Ay Düğümü ile kavuşacak. Hem Jüpiter hem de Kuzey Düğüm, büyüme ve gelişme, ilerleme ile ilgilidir. Bu demek oluyor ki özellikle Kuzey Düğüm ile beraberliğinde kimliğimizi iyileştirme fırsatları sunacak ve Jüpiter ile gelişim, eğitim hatta bir çoğumuza kendiliğinden şifalanma bilinci bahşedecek. Her iki kavuşum da yepyeni yaratıcılıklara ve ifade mertebesine ulaşmayı temsil edebilir. Dönüştürücü tamamen değiştirici enerji güçlerine kuvvetli tepkiler verebilir, başka gerçeklik seviyelerine ulaşma arzusu duyabiliriz. Çok şey bilip de neden ve nereden öğrendiğimizi bilmeden mükemmellik ve sanatsal başarılara yol açabilir. Hele ki Kuzey Ay Düğümü ile olacak kavuşum, öncülüğe, manevi konularda rehberliğe, öğretmenliğe işaret edebilir. Önümüzdeki yıllarda daha fazla, şifacı, şaman, enerji terapistleri, yaşam koçları göreceğiz sanırım. 2023 - 2024 yılları manevi çalışmalarda, uğraşlarda artış görülebilir. Daha fazla insan, eski ve görünür kimliklerini geride bırakmak ve yepyeni bakış açıları ile özlerine dönüş sağlayabilir ve yeni kimlikleri ile yaşamlarına devam etmek isteyebilir. Koç burcunun ilk burç olmasından dolayı da bu sanki bir "yeniden doğuş" gibi algılanabilir. Koç transiti ile 1969 ve 1977 yılları arasında doğanlar, Chiron dönüşlerini yaşayacaklar ki bu ortalama 50 yaşında gerçekleşmektedir. 50 yaş hayatın en önemli dönüm noktalarından biridir. Şifalanma, iyileşme krizleri ile ilgilidir. Bu yaşlarda maddi değerlere olan ilgide zayıflama görülebilir ve manevi arayışlar artabilir. 

Chiron'un yörüngesi pek düzgün değildir o yüzden bazı burçlarda daha fazla kalır. Kabaca söylemek gerekirse 1.5 yıl ila 9 yıl bir burçta kaldığı söylenebilir. Balık ve Koç burçları ise en uzun süre yani 8 ila 9 yıl kaldığı burçlardır. Balık burcunun Zodyak'ın son ve Koç'un da ilk burç olduğunu düşünürsek, oldukça ilginç bir durum denebilir. Demek ki en fazla bu burçlarda çalışıyor, zaman harcıyor. Her şeyin sonunu hatta Bütün'ünü (Balık), tüm olasılıkların başlangıcına (Koç) bağlamak tabii ki kolay bir iş değil. Bu zorlukla başa çıkabilecek bir güç varsa, o da Chiron'dur diyebiliriz. Bilinçdışı ve bilinç, manevi olan ile maddi olan, bütünlük ve teklik arasında sanki bağlantı kurmak için çalışır. Zaten yörüngesini de incelersek aynı anlamları yani varoluşun iki farklı alemini nasıl birbirine bağladığını da anlayabiliriz. Chiron, Satürn ve Uranüs arasında seyahat eder; Satürn son görünür gezegendir ve Uranüs ise nesil gezegenlerinin ilkidir. Demek ki Chiron kişisel deneyimlerimizi kolektif bilince bağlamaya yardım ediyor diyebiliriz. Bir de şöyle bir bakış açısı sunabiliriz; malum mitolojide Chiron bir kentor (centaur); yani bir vücutta yer alan hayvan ve insan, sanki yarısı at, yarısı Tanrı gibi.. Sembolik yapısı ile sağlam, dürüst ve kutsal nitelikli bir insan ile güçlü bir hayvan gibi doğa ile bütünleşmiş, doğanın bir parçası olmuş, anlamlı bir yapıyı anlatır. Doğa ile bütünlüğü, tıpkı bir şaman (tanrısal güçleri ile insanlara ve topluma düzen ve sağlık veren yüce, kutsal insan) gibi ona, tedavi edici, iyileştirici, düzenleyici unsurlar verir. Tanrı'nın oğlu olan Chiron akıl ve zekayı, düşüncenin gelişimini anlatır; medikal çalışmalardaki başarıyı anlattığı gibi, müzik, kültür, ahlak ve avcılık, savaş ve astrolojiyi de temsil etmektedir. Chiron transitte doğum haritanızda bir yerleri tetikliyorsa bir iyileşme krizi başlar. İçinde bulunduğu ya da transit yaptığı ev konularında yaşamınıza etki edecer, bu ev konuları ile ilgili hassasiyetleriniz varsa, işte bunların önem kazanmasına, gözümüze iyileştirmeleri için batmasına yol açar. Chiron orayı kırmak ve farklı bir varoluş gerçeğini bir araya getirmeye çalışır. O, Zodyak'ın simyacısıdır ve her şeyi daha ulu, daha yüksek bir anlam oluşturmak için kırmaya bozmaya çalışır. Chiron bizleri bir kahraman gibi hazırlar; sadece gündemde olan bilgileri ve bilimi değil, ahlak ve kültürel olarak değerleri de öğretir. Tam bu noktada ise maneviyat oldukça önem kazanabilir. 



Koç burcundaki Chiron, kendiniz olma hakkınızın olmadığını hissettirir. Zira Koç her şeye atılır, kural ve engel tanımaz, korkusuzdur ve kin ne düşünüyor bakmadan fikir önderliği yapabilir; özgür olmalıdır ve "ben" demelidir. Koç tam olarak benliği anlatır ancak az önce belirttiğim gibi Chiron burada daha yüksek daha kutsal bir düzen oluşturmak için benliğin sorgulanmasını talep edecektir. Koç, burçların ilki; dürtü, tutku, içgüdü demek. Önce "Ben" dediğimiz yer. Kendimizi ifade ettiğimiz, isteklerimizin peşinden gittiğimiz, eşsiz olduğumuzu ifade etmek için sınırlar belirlediğimiz bir bölge. Sanki ilkbaharda topraktan başını çıkararak, yaşamı seçen ve yaşama gitmeyi, kendini ortaya koymayı arzulayan ilk filiz gibi. Chiron ise yaralı, utangaç, kırılmış ve yetersiz hissettiklerimiz. Demek ki Chiron burada Koç'un kendini ortaya koymasına, bireysellik ifadesine meydan okuyacak. Ders verici acı tecrübeler neticesinde kişinin sınırlarının hatırlanmasını sağlar. Kimlikle ilgili yaralar da aslında en önemli yaralar diyebiliriz. Kimlik yaraları ile var olma hakkına sahip olmadığımızı hissedebiliriz. Bunu kavramakta da zorlanacağımız için acısı da daha fazla olabilir. Hepimiz bir kimlik yarası ile doğarız; bebekken neredeyse kimliğimiz yok gibidir, yani ebeveynlerimizin genetik bir yapısı olarak dünyaya geliriz. Büyüdükçe kendimizi ifade edişimiz, ortaya koyuşumuz desteklendikçe, eşsiz kimliğimiz de yavaş yavaş gelişir. Bu hiç kolay bir seyahat değil tabii; ebeveynler haklı olarak çocuklarını kollar ve farklı bir kişilik olduğumuza direnç ile sanki onların bir parçası, bir uzvu olarak yaşamamızda ısrar ederler. Bu içgüdüsel bir dürtü, onları suçlamayalım. Onların istediği çocuklarını korumak. Ancak çocuğu başka biri olmaya zorlamak, çocuğun benlik duygusuna zarar verir. Bir bireyin bireyselliğini hiçe saymak belki de şiddetten daha fazla zarar verir. Psikolojik açıdan da en zorlayıcı psikolojik sorunlara sahip olanların, kendileri olmalarına izin verilmemiş, kendi eşsizliklerinin farkına varamamış ve böyle yetiştirilmiş bireyler olduklarını söyleyebiliriz.

* "Ben hiç kimseyim" - genel bir boşluk hissi ve yaşamdan kopukluk
* "Yeterli değilim" - kendini kanıtlama arzusu
* "Eğer uyumlu değilsem, varolmuyorum" - herkes tarafından sevilme ve onaylanma arzusu
* Diğerlerini kopyalamak, gördüklerini uygulamak, ancak örnek aldığı rol modelini tanımlayamamak
* Fark edilmek, dikkat çekmek korkusu - kişinin görüşlerini, inançlarını ifade etme korkusu
* Kişinin hem bedensel hem de duygusal bağ kurma problemleri
* Ya da tam tersi, kişinin tekliğini ispatlamak için garip bir görünüşe ve tuhaf tutumlara başvurması
* Kendini, fiziksel veya psikoljik açıdan incitme eğilimi - kendini yaralama, uyuşturucu, alkol ve ilaç bağımlılıkları, duygusuzluk, hissetme fonksiyonlarında problem..
İşte bunlar Astropsikoloji derslerimden notlar.. İlginç değil mi? 

Peki bu değersizlik duyguları ile nasıl başa çıkacağız? Kimlik yarası iyileşir mi?
Yeterince ne başarı ne para ne de çevrenizden aldığınız onay bu yarayı iyileştirmez; önce bunda anlaşalım. Öncelikle gerçekten siz olduğunuz şey olmanın kabulünü öğrenmekle başlar iyileşme süreçleri; olmamanız gereken şeye bürünmek değil. Bilmek, kabul etmek, yolun yarısı diyebiliriz. Koç burcundaki Chiron hepimizin doğduğumuzdan beri belki de boğuştuğumuz kimliğimizle ilgili yaraları ele almamızı ve iyileştirmemizi isteyecektir. Bir şekilde varlığımızın sorumluluğunu üstlenmemizi, acılarımızla, utançlarımızla yüzleşmemizi isteyebilir. Acıya, yaraya rağmen kendimizi göstermemizi ister; hepimiz bu süreçlerde bunları hissedeceğiz, tabii ki Koç burcuna ait evlerimizin konuları ile bağlantılı olarak. Bir şekilde kendimizi, özümüzü ve gerçekten her ne isek onu göstermemizi isteyecek; bu durumda yapmamız gerekeni yapmalı ve belki de artık saklanmamalıyız. Gerçek kimliğimizle bir adım öne çıkmamız gerekecek. Bunu yapmamız gerektiğine en büyük kanıt, bu yaşamda olmamız. Hepimiz bir nedenle dünyada bedenlendik; her kimsek o olarak devam etmek için. Milyarlarca genetik olasılığın içinde bizler seçildik. Var olma hakkımız, bir nedenden dolayı. Benzersiz görevlerle doğduk. Eşsiz hediyelerimizi yani yeteneklerimizi, becerilerimizi, aklımızı, bilincimizi benzersiz bir yolla, kendimize özgü yollarla ifade etmek için; başka bir diğer kişinin rolünü üstlenmek, ondan kopya çekmek için değil. Sandığımızdan, inanın ki, çok daha fazla bir şeyiz. Yıldızlar çarpıştı, Big Bang oldu, evren birbirine bir düzen oluşturmak için girdi ve bizler bu şekilde buraya geldik. Gerçeğin görünür olmasına izin verdiğinizde ise yara mara kalmayacaktır; bu şekilde kendinizi gerçekleştirebilirsiniz. Gerçekleştirme tüm kırık parçaları bir bütün oluşturmak için bir araya getirmekle olur. Ama ne parça olursa olsun, küçük, büyük, Tüm'e koymanız gerekir. İçinde korku olabilir, inat olabilir, utanç, suç olabilir. Hepsi bizlerin bir parçasıdır, hepsi tüm hikayemizin bir paragrafı gibi. Örneğin, cesaretinizden, kararlılığınızdan, mücadele gücünüzden içsel olarak kimseye belki kendinize bile farkettirmeden korkuyorsunuzdur; işte Chiron Koç burcunda sehayat ederken, sizi bu duygularla sınar. Bu korkunuzla, eksikliklerinizle burun buruna gelir, yüzleşmek zorunda kalırsınız; artık vakti gelmiştir. Bu defoların, diyelim, var olmalarına izin verdiğinizde, onları kabul ettiğinizde aslında kabul etme gücü gösterdiğinizde kendinizin var olmasına da izin vereceksiniz. Chiron için derslerimizde, "haritamızın anahtarı" deriz. Bu anahtar ise daha yüksek bir mertebeye, varoluşumuzun, gerçek kimliğimizin daha yüksek anlamını bulmamıza yardım eder. Sakladıklarımızın, korktuklarımızın, utandıklarımızın yer aldığı kara bir sandığın anahtarıdır Chiron. Koç burcu transiti ile birlikte işte o sandığın kilidi açılabilir. Sonuç mu?? Büyük bir tatmin, mutluluk, huzur ve en önemlisi büyük bir özgürlük duygusu..  ki bu duygular, dünyevi mertebenin şartlarıdır; misyonumuz mutlu olmayı öğrenmektir. Nasıl mı? 1977 yılında keşfedilen, asteroidler arasında 2060 numaraya sahip, 200 km çapa sahip bir taş parçasının manyetik enerjisi sayesinde..



Zerrin Zindancıoğlu
ASA, MAPAI, ISAR Cap