31 Ekim Cumartesi günü saat 17:48'te 8 derece Boğa burcunda Ekim ayının 2. Dolunay'ı ki bu durumda Mavi Ay adını almakta, Ay ve Güneş karşıtlığı netleşecek. Başkaldırı anlamına gelen Uranüs ile tam kavuşumda oluşacak Dolunay, beklenmedik bazen üzücü olaylara sebebiyet verecek olsa da altında yata sebebin özgürlük ve değişim anlamına geldiğini unutmamak gerekir. Satürn günü, Venüs saatinde netleşecek fenomen yine Venüs yönetimindeki Boğa burcunda. Bir Sümer efsanesi olan, İnanna ve Ereshkigal hikayesi, Demeter ve Persophene mitine benzeyen ama onlardan çok önce oluşmuş bir efsanedir. İnanna cennetin kraliçesidir ve Venüs gezegeni ile yakından ilişkidedir. Kız kardeşi Ereshkigal ise yeraltı kraliçesidir. Akrep, ölüm ve yenilenme anlamına gelen bir burçtur ve yeraltını temsil eder; Mavi Ay sırasında Ay Boğa burcunda ve Güneş de Akrep burcunda olacak. Inanna, kayınbiraderinin cenazesine katılmak için yeraltı dünyasına gider. Ereşkigal, İnanna'yı yeraltı dünyasının 7 kapısına götürür ve burada İnanna, tacını, kolyelerini, cüppesini, göğüs zırhını, yüzüğünü, asasını ve nihayet hayatını da içeren güç eşyalarını bırakmak zorundadır, vazgeçmelidir. Bu 7 kapı, Venüs döngüsünün 7 aşamasına benzer. Ne zaman bir kayıpla karşılaşsak eski benliğimizin bir formundan vazgeçmek zorunda kalırız. İnanna, geri dönemeyeceğini düşünür ve kendisini gerektiğinde kurtarmak üzere hizmetkarı Ninshubar'ı görevlendirmiştir. Ninshubar, yardım için İnanna'nın anne tarafından dedesi Enki'ye gider ve yardım ister. Enki Yas Tutanlar anlamında 2 küçük varlık yaratır ve bu yaratıkları yeraltı dünyasına gönderir; görünmeden kapıların yanlarından geçer ve Ereşkigal'e ulaşırlar. Ereşkigal o sırada eşinin yasını tutarken, doğum sancısı da çekmektedir. Her inlediğinde ve şikayet ettiğinde, acısı sanki daha da artıyordu. Gölgemizle ya da kendimizin hiç de onaylamadığımız tarafları ile yüzleşmekle ortaya çıkan acıyı kabul etmek gerekir, ancak bu şekilde acıyı sonlandırabiliriz. Ereşkigal, Yas Tutanlara ne istediklerini sorar ve onlar da İnanna'ın hayata yani dünyaya dönmesine izin vermesini isterler. Boğa Dolunayı Oğlak burcundaki Jüpiter / Satürn / Pluto kavuşumu ile geçirdiğimiz 2020 yılın tüm acı ve ısdırabını sanki aydınlatıyor; bu şekilde kabul etmediklerimizi, gölgemizi onurlandırmak ve bir kez daha hayata, yaşama, dünyaya dönmek adına yardım edebilir. İlginç ki Dolunay hem Mavi Ay olarak tam da Cadılar Bayramı gününe denk gelmekte, bunun illa karanlık bir anlamı olmasına dair bir korkunuz olmasın. Nadir bir durum olduğu kesin ki bu da gökyüzünde bolsa sihir etkisi olacağının göstergesi. Cadılar Bayramı zamanlarında dünyalar arasındaki perdelerin ince olduğuna inanılır. Soğuk aylara ve kısa günlere hazırlandığımız bu mevsimde bir dönüm noktası olan sonbahar ekinoksuyla kış gündönümün tam ortasıdır bu tarih. Sembolik olarak, her birimizi içe dönmeye ve kendimizle ilişkimiz üzerine düşünmeye davet eden bir etki yaratır. Kuzey Yarımküre'de Pleiades yıldızının yükselişi ile bağlantılır bu gün. 31 Ekim aynı zamanda Meksika ve Orta Amerika'da yaygın olarak kutlanan ve Aztekler zamanından gelen Ölüler Günü ya da Dia de los Muertos ile ilgilidir. Hem de bu kez Dolunay ile aynı gün olması perdelerin daha incelmesi anlamına gelebilir. Sezgilerimizle ve daha yüksek alemlerle daha kolay bağlantı kurmamıza yardım edebilir. Uranüs de bu esnada kundalini enerjisini aktive edecek ve yoğun biliş hallerini kuvvetlendirecektir. İçinizde beslemek, geliştirmek ya da iyileştirmek istediğiniz neler var? Sezgilerinizle, köklerinizle, gerçeğinizle daha doğrusu iç pusulanızla ilişkiniz nasıl? Cadılar Bayramı'ndaki Mavi Ay, bu soruları keşfetmemize yardımcı olacak mükemmel bir burç olan Boğa'da gerçekleşiyor. Boğa burcu dünya yaşamına güçlü bir şekilde bağlıdır. Doğanın gizemlerini anlar ve döngülerin, mevsimlerin armağanlarına değer verir. Kendi kalplerimizin, zihinlerimizin ve bedenlerimizin potansiyeli içinde merkezlenmemize ve köklenmemize, topraklanmamıza yardımcı olur. Uranüs kavuşumu ise değişim yaratacak, Ekim'in Mavi Ayı ile hayatımızın sıkışmış hissettiğimiz bir alanında yeri sarsmamıza yardımcı olacaktır. Beklenmedik değişiklikler, bazen belirsizlikler, endişe, sabırsızlık ve gevşemeye kabul etmeyen bir enerji yaratabilir Uranüs.
Dolunay haritasındaki Satürn ve Merkür karesi, özellikle Merkür'ün 4 Kasım'da geri hareketini sonlandıracağından hızını düşürmüş olması sebebiyle, gecikmeleri, hayal kırıklıklarını ve anlaşmazlık riskini arttırmakta. Tartışmalı durumlar oluşabilir ki bu aynı zamanda toplumsal anlamda da kargaşaları, şiddet olaylarını, isyanları yaratabilir. Hem Uranüs hem Satürn bu durumda, önümüzdeki 15 gün boyunca güçlü ve yıkıcı, sert enerjilere zemin hazırlayabilir. Dolunay derecesinde etkili olan yıldızlar ise genel olarak Mars, Satürn ve Venüs doğasında; bu durumda çabalamak ve sorumluluk almak gereken her türlü ilişki formu bu Dolunay'dan etki alacaktır. Sabit yıldız Hamal, Mars ve Satürn'ün doğasına sahiptir. Şiddeti, kabalığı, zulmü ve kasıtlı suçları kışkırtır. Ay ile kavuşan Hamal, sabır ve sıkı çalışma ile yavaşça gelen başarıyı da anlatır. İlişkilerde sıkıntı yaratsa da istikrarlı bir evlilik adına olumludur ve eş kazancı anlamına gelebilir. Uranüs ile kavuşumda ise keyifli, sempatik, kolay etkilenen, hassas, güçlü tutkular ve olumsuz olarak da zayıf karakter, alkol ve zararlı alışkanlıklara duyarlı, kalabalık çevre, aşk problemleri ve zor şartlarda ölüm anlamına gelebiliyor; agresif etkilere de sahip. Kişisel düzeyde huzursuzluk verebilir ki kişi yalnız kalmak isteyebilir. Neyse ki Ay ile hizalanması zorlukların üstesinden gelinecek bir sabra işaret etmekte. Sabır, belirsizlikler ortasında fırsat yakalamaya yarar. Sıkı çalışmak, arkadaş edinmek ve evlilikler için olumlu anlamlara sahip.
Duygusal tereddütler ve başkaldırılar, alışılmadık tutumlara dürtüsel eylemlere, hızlı yön değişimlerine hatta kazalara yol açabilir. Gerginlik, duygusal kopukluk, ayrılık, izolasyon ve genel olarak istikrar / güven eksiklikleri ile başa çıkmak zorunda kalabiliriz. Bu beklenmedik gelişmeler bizleri gölgelerimizle yüzleştirecek ve durumlar karşısında nasıl tepkiler veriyoruz, önem kazanacak. Kabul etmemek, başımızı ters yöne çevirmek ise yeraltında kalmaya yol açabilir. Her gelişme, içinde değişim fırsatı da içerir. İçsel olarak özgürlüğünüzü ilan etmek isteyeceksiniz. Hatta ciddiyet gerektiren bazı olumsuz haberler, karamsarlık, üzüntü, yanlış anlamalar ve kavgalar karşısındaki tavırlarınız önem kazanacak. Belki anlaşmazlıklar, iletişim kazaları, kayıp mailler, koliler bu durumları besleyecek. Eğer ilk dürtüsel tepkileriniz sabırsızlık ve dikkat dağılması ise o zaman zorda kalabilirsiniz. Bu nedenle önemli kararlar vermeden önce dikkatlice dinlemek, ayrıntılara inmek ve 2 kez düşünmek çok işinize yarayabilir. Müzakereler, sözleşmeler, ticari ve yasal konularla ilgili iseniz, güvendiğiniz kişilerden mutlaka tavsiye alın. İlişkilerde mesafeye ve izolasyona ihtiyaç duyabilirsiniz. Kelimeler kolayca kötü, saldırgan, şok edici ve incitici algılanabilir.
Dolunay sırasında Ay Apogee / Yer öte durumda yani Dünya'dan uzak pozisyonda. Ay gökyüzünde küçük hatta daha az parlak görünebilir. Ay bu konumda iken batıl inançlar, kötü hava şartları ya da doğal afetler yarattığına inanılır. Ay Dünya'dan uzakta olsa da Apogee Ay ruh halimiz üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğu kabul edilir. Dolunaylar her zaman güçlü fark edişler, kuvvetli tamamlanmalar hatta serbest bırakma, salıverme zamanlarıdır. Yaşamda bir şeyleri karıştırır ve neyin serbest bırakılması gerektiğini gösterse de, uzaklaşmaya yardımcı olacak güçten yoksun hissedebiliriz. Bazen etkisi bir sonraki Dolunay'a ki bu kez bir Ay Tutulması şeklinde olacak, sürebilir. Bu Tutulma tam bir nihayete yol açabilir her ne kadar zorlansak da. Ay ve Uranüs bir araya geldiğinde şok edici bilgiler, farkındalıklar yüzeye çıkar. Tabii bu tetikleyici durumlar bizleri rahatlıkla tuzağa düşürebilir. Bu enerji altında bir çok yöne çekildiğimizi hissederken, Boğa burcunun sunabileceği dünyevi, topraklanmış bir kararlılık yaratılabilir.
Uranüs ayrıca teknolojiye ve gelecekteki gelişmelere ışık tutar. Dünya'nın burcu olan Boğa'da, bedene ve sağlığa da dikkat çekiyor. Uranüs, bilim ve biyoteknolojiye dikkat çekecek; bu alandaki açıklamalar ilginç olacaktır. Akrep burcundaki Güneş nedeniyle Pluto, özellikle siyasi alanda saklı olan bir çok şeye işaret edebilir. Dolunay bir spot ışığı gibidir. Olan biten her şeye rağmen, perde arkasındaki kirli işlere ışık tutabilir. Boğa ve Akrep aksı para meselelerine indirgenen ortak paydaları anlatır. Bu nedenle, özellikle politik olarak tüm bunların nasıl olup bittiğini ve hepsinin para ile nasıl bağlantılı olduğunu görmek de ilginç olacaktır. Bazı yüksek profilli kuruluşların, finans kurumlarının ya da büyük parayla bağlantılı kişilerin gündeme gelmesi mümkün. Merkür de siyaset ve finans alanında bir çok aldatmacaya, yalana ve hilekarlığa ayrıca işaret etmekte. Merkür 27 Ekim'de Terazi burcuna geri dönecek; ilişkilerimizde neleri değiştirmemiz gerektiğini bizlere gösterecektir. Venüs de aynı gün Terazi burcuna giriş yapacak; ilişkilerdeki iletişim daha da vurgulanacak. Terazi burcundaki hem Merkür hem Venüs maddi değerleri nasıl algıladığımızı ve ölçümlediğimizi bize gösterecek. Para ile olan ilişkimiz ve paranın insanlarla ilişkimizi nasıl etkilediği hakkında daha fazla düşünmek gerekebilir. Siyaset alanında sorumluluklar ve adalet medya gündemini yorabilir. İktidardakilerin özellikle Satürn ile ilgili kontrol ve kısıtlamalar hakkındaki kararları sorgulanabilir. Otorite konumdaki kişilerin büyük hedefleri Dolunay'ın ışığı ile didiklenebilir.
Boğa burcu boğaz ve boyun ile ilişkili, bu anlamda iletişim ve boğaz çakrası ile bağlantılı. bizlere düşüncelerin pratik kararlara ve dolayısı ile maddi dünyada sonuçlara dönüşen eylemlere yol açabilecek kelimeler haline dönüştüğünü anlatır. İçinde yaşadığımız dünyayı yaratmada ne kadar güçlü olduğumuza dair artan bir farkındalık getirecek. Nihayetinde gerçek dünyada tezahür ettirdiğimize ve bunu nasıl yaptığımıza dikkat çekiyor. Evrende ortak yaratıcı olmak ve dünyayı değiştiren bir etkiye sahip olmak bizlerin doğuştan gelen bir hakkıdır. Sadece 19 yılda bir olabilecek bir fenomen (Cadılar Bayramı - Mavi Ay) bize bu gerçeği hatırlatacak. Önemli kararlar almak ya da gerçekten ne istediğinize odaklanmak için bu astrolojik döngüler bizlere hedeflerimize ulaşma fırsatı verebilir. Hint Astrolojisinde buna Sankalpa denmekte ve niyet etmek üzere kullanılmakta. Özellikle niyetleri yeniden düzenleme fırsatı yaratabilir. Ay, dişi tanrının ezoterik bir göstergesidir. Özellikle enerjinizi tüketen, çatışmacı enerjileri belirlemek gerekir. İhtiyacınız olan ile istekler arasında gerilimler ve baskılar varsa dengelenmek zorundadır. Hem kendinizle hem de dış dünyadaki ilişki dinamiklerinizde uyumsuzluklar olumsuz duyguları açığa çıkarabilir. Destekleyici sabit yıldız etkileri bazılarımıza evlilik ve gayrimenkul fırsatları yaratabilir ya da artık daha fazla insan evde bulunduğundan ev içi yenileme, dekorasyon, renovasyon anlamına gelebilir. Ay Boğa burcunda kuvvetli olduğundan bereket vaat edecektir, tek sorun rehavet etkisi barındırabilir ancak Uranüs bu anlamda gerekli uyanışı sağlayacaktır.
Boğa burcunun 1. dekanı Merkür ve Venüs yönetiminde. Koç takım yıldızının etkisi ile biraz öfkeli Boğa'ları temsil edebilir, dolayısı ile doğal lider alanı gibidir. Ama ilk dekan özellikle sabit ve inatçı olarak bilinir. Boğa 1. dekan bir işe başlamakta zorluk yaşasa da ağır kalsa da, iş ivme kazandığında, pek durdurmak mümkün olmaz. İşte şimdi tam da Uranüs etkisinden bu ivmeye güvenebiliriz. Şimdiye kadar ayağınızda bir pranga varmış gibi geldiyse, bir anda artan özgürlük dürtüsü ile kurtulmak ve ilerlemek isteyebilirsiniz. 1. dekan fiziksel olarak ağır da olsa ifadede, iletişimde çok hızlı olabilir. Ünlü hatipler, konuşmacılar çıkartır bu dekan, hatta önemli propagandacılar. 1. dekan dikte etmeyi sever; iyi bir öğretmen ama aynı zamanda bir diktatör denebilir. Boğa bir hayvan burcu olduğundan, bazen nezaket konusunda eksiklikleri yani kabalıkları ifade edebilir. Ama her şekilde de ifadeler genel olarak açık ve net olur. Boğa burcunun bu alanı derin bir ruhsal değişime ihtiyaç duyulduğunun bir göstergesidir ve paranın her şey olmadığı, kesinlikle mutluluğun garantisi olmadığı anlayışı verebilir. Fiziksel olarak aç olmak yerine, açlık daha çok duygusal ve ruhsal düzeyde algılanır. Gerçek yoksulluğun ne anlama geldiğini anlamak için etrafınıza ve sahip olduklarınıza bakmanız gerekir. Ay aslında dünyanın bir parçası ve şimdi Ay'ın varlığını sürdürmesi gerekiyor, demiş Gurdjieff. Bu anlamda Ay, bazen asalak bir düşünce formu gibidir. Kişinin eylemlerinin Ay tarafından yönlendirilme derecesi, kişinin tepkisellik ve yokluk düzeyiyle orantılı görülmüş. Yaşam boyu bir türlü harekete geçemeyen insanlar için Ay itici bir güç sağlayabilir. Ben bir astrolog olarak sadece tahminlerde bulunabilir ve Dolunay'ın neleri tetikleyebileceğini söyleyebilirim. Refahınızı, mutluluğunuzu, iç huzurunuzu nasıl geliştireceğinizi ya da sağlamlaştıracağınızı söyleyemem. Bu zaten sizin içsel olarak bildiğiniz bir şeydir; ama bu yönde öncelikle sizi alı koyan gölgelerinizi, enerjinizi emen tepkilerinizi belirlemeniz gerekir. Potansiyelleri barındırırız ama özgür irademizle bu potansiyellerimizi aktive edebilir ya da tamamen sırtımızı çeviririz. Dolunay bu yönde bir nevi uyandırıcı bir takım gelişmeler yaratacak. Nasıl tepki verdiğiniz kendinizle olan barışıklığınıza bağlı olabilir.
Vedik astrolojiye göre Dolunay Bharani nakşatrasında ve 1. padada; Güneş yönetiminde ben merkezci bir bölge. Empati eksik bu alanda; belki çok fazla "ben" diyorsunuz. Bharani'nin derdi kendiyledir aslında Sosyal normları yıkan, sallamayan bir etki yaratır. Olgunluğun bu bölgeye büyük başarılar vaat ettiği bilinir. Kontrol edemediğini bir güç asla güç değildir. Duygusal dalgalanmalar yaratır zira bir doyumsuzluk vardır. Aynı anda her şey olsun diyen bir yapı gibi. Hep en güzeli, en iyisi demek, dibine kadar hayatı yaşamayı istemekle ilgili. Hatta bu istekler takıntı haline bile dönüşmüş olabilir. İşte şimdi bunların size ne yarar sağladığını göreceksiniz. Kontrol altına alamadığınız bir takım dürtüleriniz olabilir. Dışarıdan çok mutlu ve mükemmel görünürken aslında sizi içten rahatsız edenlerin fark edilmesi gibi bir etki doğabilir. Sakladığınız gölgelerinizle yüzleşmek zorunda kalabilirsiniz. Her türlü büyük veya küçük "ölüm" e asla bu dönemde direnmeyin ve kalbinizi sevgiye açın. Zira her birimiz için bu yıl "ölen" çok şey var; acı verseler bile bizler için en önemlileri onurlandırmak, kutsamak çok değerli olacaktır. Bu dönem bize nasıl ölündüğünü ve kendini yeniden tekrar nasıl canlandırdığını gösterdiğinden, rehberlik almak için doğayı mutlaka gözlemleyin. Ölüm her zaman bilinmezliktir ama korkmaya asla gerek yok. Kaybedilen her şeyin sonunda tekrar başka bir formun geleceğini bilin. Hiç bir şeyin yok olmadığını, sadece yeniden doğduğuna inanın; bu, Evren'in en önemli yasasıdır, bu bir döngüdür. Şimdi neler yaptığınıza bakın ve bu dünyada neyi tezahür ettirmek istiyorsunuz, diye kendinize sorun. Ne yaratmak için çabalıyorsunuz, hangi gerçeklere ulaşmak için hangi pratik adımları atıyorsunuz. Geleceğiniz için ne istiyorsunuz ve daha özgür olmak adına hangi değişiklikleri gerçekten amaç ediniyorsunuz, hangilerini hayatlarınızdan çıkarıyorsunuz. Hangileri ile en doğru diye bilerek inatlaşıyorsunuz. Fark edin, yüzleşin ve tabii böylece özgürleşin. Dolunay asla olmaz dediklerimizi gündeme getirebilir ve bizi şaşırtabilir; alışkanlıklarımızı bozucu gelişmeler barındırıyor cebinde. Güvenlik kavramlarımız, değerlerimiz alt üst olabilir; bazıları bizden uzaklaşabilir bazılarını da biz salıverebiliriz. Anlamsız endişelerden önce olayları iyi analiz etmemiz gerekecek.