30 Haziran 2013 Pazar

1 Temmuz - 6 Temmuz Haftası ve Burçlar - Astrolozi






Koç ve Yükselen Koç:
Olumsuz gökyüzü konumundan ötürü zor bir haftaya giriyoruz. Otorite figürleri , büyüklerimiz ve müşterilerimiz  ve ev ile ilgili ani gelişmeler, sürtüşmeler yaşanabilir. Ayrıca haftanın ilk yarısı aşk, çocuklar ve spekülatif konularda çıkabilecek problemlere dikkat..




Boğa ve Yükselen Boğa:
Olumsuz gökyüzü konumundan ötürü zor bir haftaya giriyoruz. Kardeşler, komşular, tatil ve iletişim konuları ile ilgili işlerde ani gelişmeler, sürtüşmeler yaşanabilir. Ayrıca haftanın ilk yarısı  otorite figürleri, büyükler ve müşteriler ve ev ile ilgili konularda çıkabilecek problemlere dikkat..



İkizler Ve Yükselen İkizler:
Olumsuz gökyüzü konumundan ötürü zor bir haftaya giriyoruz. Para ile ilgili işlerde ani gelişmeler, sürtüşmeler yaşanabilir. Borç, kredi ilişkilerine girmemeye çalışın.Ayrıca haftanın ilk yarısı  kardeşler, komşular, tatil ve iletişim ile ilgili konularda çıkabilecek problemlere dikkat..



Yengeç ve Yükselen Yengeç:
Olumsuz gökyüzü konumundan ötürü zor bir haftaya giriyoruz. İş ve hayat partneriniz ile aranızda ani gelişmeler, sürtüşmeler yaşanabilir. Ayrıca haftanın ilk yarısı  maddi konularda çıkabilecek problemlere dikkat..



Aslan Ve yükselen Aslan:
Olumsuz gökyüzü konumundan ötürü zor bir haftaya giriyoruz. Günlük ve çalışma hayatınızda ani gelişmeler, sürtüşmeler yaşanabilir, bazı dedikodular ve gizli düşmanlıklar duyabilirsiniz, ani tansiyon dengesizliği ve başağrısına dikkat. Ayrıca haftanın ilk yarısı iş ve hayat partneri ile olan ilişkilerinizde sorun çıkabilir..



Başak ve Yükselen Başak:
.Olumsuz gökyüzü konumundan ötürü zor bir haftaya giriyoruz. Özel ve sosyal çevre, çocuklar, aşk ve spekülatif konularda ani gelişmeler, sürtüşmeler yaşanabilir. Ayrıca haftanın ilk yarısı  iş ve çalışma hayatı, sağlık konularında çıkabilecek problemlere dikkat..



Terazi ve Yükselen Terazi:
Olumsuz gökyüzü konumundan ötürü zor bir haftaya giriyoruz. Kariyer, ebebeyn, otorite figürleri, ev ile ilgili ani gelişmeler, sürtüşmeler yaşanabilir. Ayrıca haftanın ilk yarısı  umutsuzluğa ve sosyal çevredeki olumsuzluklara da dikkat..




Akrep ve Yükselen Akrep:
Olumsuz gökyüzü konumundan ötürü zor bir haftaya giriyoruz. Yurt dışı ilişkiler, eğitim, hukuk ve inançlar konularında ani gelişmeler, sürtüşmeler yaşanabilir. Ayrıca haftanın ilk yarısı kariyer, otorite figürleri, ebebeyn, ev ile ilgili konularda çıkabilecek problemlere dikkat..



Yay ve Yükselen Yay:
Olumsuz gökyüzü konumundan ötürü zor bir haftaya giriyoruz. Kredi, sigorta ve ortak gelirler konularında ani gelişmeler, sürtüşmeler yaşanabilir. Ayrıca haftanın ilk yarısı yurt dışı ilişkiler, eğitim, hukuk ve inançlar ile ilgili konularda çıkabilecek problemlere dikkat..





Oğlak ve Yükselen Oğlak:
Olumsuz gökyüzü konumundan ötürü zor bir haftaya giriyoruz. İş ve hayat partneriniz ile aranızda maddi ve iletişim konularında ani gelişmeler, sürtüşmeler yaşanabilir. Ayrıca haftanın ilk yarısı  ortak gelirler, kredi, sigorta konularında çıkabilecek problemlere dikkat..




Kova ve Yükselen Kova:
Olumsuz gökyüzü konumundan ötürü zor bir haftaya giriyoruz. Günlük ve çalışma hayatınız ve sağlık ile ilgili konularda ani gelişmeler, sürtüşmeler yaşanabilir. Ayrıca haftanın ilk yarısı iş veya hayat partnerinizle aranızda  maddi konularda çıkabilecek problemlere dikkat..



Balık ve Yükselen Balık:
Olumsuz gökyüzü konumundan ötürü zor bir haftaya giriyoruz. Aşk, çocuklar ve spekülatif konular ile ilgili ani gelişmeler, sürtüşmeler yaşanabilir. Ayrıca haftanın ilk yarısı iş ve günlük hayatınız ile sağlık konularında çıkabilecek problemlere dikkat..




Twitter: @Astrolozi

30 Haziran 2013 - Astrolozi






Ay tüm gün Koç burcunda ilerliyor. Sabah erken saatlerde etkisini gösteren Güneş ile karesi, ikili ilişkilerde çıkabilecek stresli gerginliklere işaret. hele ki Ay bu erken saatlerde Algenib ile kavuşumdayken. Kibir, tutku, aşırı çoşku, yanlış kararlar çabuk düşebileceğimiz tuzaklar olacaktır. Öğlene doğru Ay, Uranüs'e kavuşuyor ve Pluto ile Güneş'e çok sert bir kare yapıyor. Kocaman önemli bir T-Kare açı kalıbı.. Odak noktası, Ay ve Uranüs; yani karşıtlığın dışavurumu, farklılık yaratma, özgürleşme karşıtlığından doğan dışavurum ve çekişmeler. Oldukça gerilimli olduğunu söyleyebilirim, hele ki Jüpiter de Güneş'e hala yakın bir pozisyondayken yani 2 kat bonuslu.. Aniden oluşabilecek büyük tepkisel hareketlere neden olabilir.

Çözüm diye soranları işitir gibiyim. Çözüm; Satürn - Neptün ve Jüpiter, hatta Güneş'i de ekleyebiliriz, arasındaki Büyük Su Üçgeni'nde. Bu T-kare açı kalıbının tek çözümü farkındalıktır, neyse o da gökyüzü tarafından altın tepside sunulmuş. Ne kadar bu üçgen, T-karenin odak noktasına bağlı olmasa da, bir çok insanın mantık ötesine taşan algılama ve yol bulma becerilerini arttıracağını düşünüyorum ki bu da, olayları biraz daha sağduyu ile karşılamamızı sağlayacaktır.

Yaşamın gerçek anlamının, sadece isteklerimizi yerine getirmek olmadığını artık anlıyoruz. İşte artık emrimize amade sezgilerimizi kullanmaya başlayarak, problemler, çıkan olaylara çözüm yaratmak ve gerekli inisiyatifi alıp, öne çıkmamızla, öncü grupta oluşan bu T-kareyi bir fırsat haline dönüştürebiliriz. Geçmişte bir türlü çözememiş olduğumuz bir çok konu, artık harekete geçerek çözülebilir. Pluto'nun etkisiyle herşey yerle bir de olur ama yeniden doğmak için ölmek gerekir. Bu şunu açıklıyor, devam etmek için, hareket şarttır, canımız yansa da, bütünlüğümüzü koruyarak yola devamm.. Su üçgenleri, değişimi kabul etmeyi, saplanıp kalmamayı öğütler..

Bu etki tüm gün sürüyor, ne kadar sezgisel ve yüksek empati ile olaylara yaklaşırsak, sağduyulu ve serinkanlı olursak, o kadar kazançlı oluruz. Bu açılar, hava hareketlerinide etkileyeceğinden, önümüzdeki birkaç gün hava durumunda ciddi değişimler olacak; bol sulu ve serin günlerr..

Canım Türkiye'mm, güzel bir Pazar geçirme hayali pek mümkün görünmüyor, yine olay yine hareket.. Öğle saatlerinde transit Ay, Pluto'ya deli gibi fişek gibi bir kare yapıyor, zaten o Pluto'ya karşı yönden transit Pluto'dan da bir karşıtlık söz konusu. Ani güç ve şiddet savaşlarına sahne olacak bir Pazar bizi bekliyor. Bir tarafta 10. ev; devlet, bir tarafta 1. ev; kimliğimiz, diğer tarafta, 7. ev; rakiplerimiz... Bunların arasında enerjiler yoğunken, nasıl denge kurulur ki.. Zaten yukarıda bahsettiğim kocaman bir T-kare de bunlara dokunuyor, Benim sevimsiz 135'likler de görevdeler hala.. Zorlayıcı tüm açı kalıpları mevcut, sanki Astroloji'de negatif açılar dersi gibi..

Bunlardan sıyrılar tek bir açı var.. Transit Neptün Güneş'imize pırıl pırıl bir üçgen yapıyor.. Yine sezgiler, yine empati, yine sağduyu, yine sevgi, yine kardeşlik... İşte bilmecenin şifresi..




Twitter: @Astrolozi




29 Haziran 2013 Cumartesi

Göksel Ailemizin Efsanesi - Astrolozi




"Bu öykü, gezegenlerin 12 burçta olan ilişkisinin mantığını anlamaya yardımcı olacaktır..


Güneş yalnızdı. Gökte sabit bir şekilde, kendi parlak ışığında yalnız başına duruyordu. Verecek çok şeyi vardı, ama bunları verecek kimsesi yoktu. Tüm evrenin onu görebilmesine rağmen o kendisini göremiyordu. Kendisini tanıyamıyordu, nefis farkındalığından yoksundu. Paylaşacak arkadaş arayışındaydı.


Bir gün, gün batımında, son ışın demeti ufukta kaybolurken, o ana kadar görmediği şaşırtıcı bir güzelliğe gözü takıldı. Ay çıkmıştı.


Ayın görkemli bir şekilde güneşin ışığını geri yansıtmasını, güneş unutamıyordu ve evrendeki en eski ilk-görüşte-aşkı yaşıyordu. Ve yine ilk kez güneş, ışığını sevgiye dönüştürdü. Sevgilisinin kala orada olup olmadığı endişesi ,ç,nde 12 uzun saat beklemek zorunda kaldı. Onu çok kısa bir süre yeniden gördü ama o değerli an uçtu gitti.


İlişki yavaş yavaş gelişti; ilk önce şafak ve günbatımına özgü kaldı, daha sonra kimsenin varlığından haberdar olmadığı, bilincin bile ulaşamadığı gizli ve özel yerlerde buluşmalar başladı (insanlar çok sonra bu büyülü birleşmeleri, güneş ve ay tutulmaları olarak adlandırdılar.). Bütün gerçek aşklarda olduğu gibi, çift birbirine ve kendilerine aşık oldu.


Çok geçmeden ay hamile kaldı ve bu toy ışık ailesi, göklere dağıldı. İlk gelen Satürn idi. Satürn hem çok ciddi hem de çok şakacı idi; bu epey tuhaf ama aynı zamanda muazzam bir bileşimdi. Sonra, neşeli ve yanında şansı sürükleyen çocuk Jüpiter doğdu. Jüpiter'i savaşçı, atletik koruyucu, her an kurtarıcılığa hazır Mars izledi. Derken Venüs geldi. O kadar güzeldi ki, kimse gözünü ondan ayıramıyordu. Son olarak da çevik ve her an bir öykü ve şaka ile karşımıza çıkmaya hazır Merkür geldi.



Güneş ve Ay, 12 göksel alan yönetiyorlardı ve bu krallığı, harika çocuklar arasında bölmeye karar verdiler. Satürn en uzaktaki bölgeyi aldı çünkü hepsinin en büyüğü ve en sorumlusu idi ve herkes en çok na güveniyordu. Ona Kova'nın rüzgarlı ülkesini ve Oğlak'ın dağlık krallığını verdiler. Jüpiter, erkek kardeşinin bölgesinin her iki yanını aldı, yunusların yaşadığı gizemli göller ülkesi Balık ve görkemli atların krallığı Yay. Mars, Jüpiter'in yanındaki ülkeleri aldı; Koç'un volkanik arazisinin ve enerji kuyularının hakimiyetini ele geçirdi. Mars'a ayrıca, güçlü kartalın süzüldüğü Akrep bölgesi verildi. Venüs, göklere yükselen ağaçları ile Boğa'nın verimli arazisini ve kutsal kütüphaneleri ile Terazi'nin bulutlu şehrini aldı. Merkür'e, tüm krallıklardan gelen yolların kesişme noktası olan İkizler ve Başak'a ait büyülü hizmetin çıkarıldığı maden ocakları ve mağaralar teslim edildi. Kral Güneş, Aslan'ın altın ülkesinin hakimi olarak kaldı ve Yaşam Kraliçesi Ay, süt ve erzağın şefkatli dünyası Yengeç'i yönetmeyi sürdürdü.


Yörenin paylaşımı çok zekice yapılmıştı ve bu göksel aile hala uyumlu ve zarif bir şekilde hakimiyetlerini sürdürüyorlar. İşlev bozukluğu ve aile sözcüklerinin her zaman aynı şey demek olmadığını bize öğretiyorlar. Kardeşlerin nasıl uyum içinde gelişebileceklerini ve her yerde her şeye bu huzuru yayabileceklerini kanıtlıyorlar."




Gahl Eden Sasson / Kozmik Gezgin



29 Haziran 2013 - Astrolozi



Sabaha karşı, Balık burcunda ilerleyen Ay, 03:16'da boşluğa girecek. 16:06'ya kadar kayda değer bir açısı yok. Sabah boşluğa girmeden, Merkür ile olumlu bir açı yaptığı görülüyor. Bu, duygularımızın akışgan olduğu, kendimizi rahat ifade edebildiğimiz saatler, tabii uyumayanlar için söylüyorum. 16:06'ya kadar yeni girişimlere başlamak yerine, elimizdekilere odaklansak çok iyi ederiz, çünkü karasızlık, belirsizlik diz boyu. Daha sonra Koç burucuna giriş yapacak Ay ile, yapacaklarımıza pek düşünmeden hızlıca karar vermeye eğilimli ve coşkulu bir tavır takınacağız. Hareketliyiz, lider gibi hissediyoruz ve yeniliklere açığız, çok cesur ve girişgeniz, kendimize de fazlaca güveniyoruz. Rekabetçi özelliklerimiz bize zorluklarla mücadele yolunda destek verecektir. Ama çabuk sıkılmaya müsaitiz, haaa bir de, ufak kazalara açığız, tansiyona da dikkat etmekte fayda var.

Akşama doğru ise Ay önce Jüpiter ile bir kare, akşam ise Venüs ile üçgen açı yapacak. Buyrunn buradan yakın. Duygularımızı abartılı bir biçimde ortaya koymak isteyeceğimiz, isteklerimizin çabucak olmasında ısrar edeceğimiz saatler... bencillikten, egoizmden uzak durursak problem yok. Aksi halde tartışmalar çıkması muhtemel. Venüs ile olan olumlu açı ise bu kare açının stresli havasını dağıtacak nitelikte; aşk ve ilişkiler için oldukça güzel anların habercisi. Dikkat çekme, beğenilme, satın almaya duyulan aşırı istekler ön planda, malum ego da oldukça yüksek.. Eğlencenin dibine vurmaya uygun bu gece, Cumartesi gecesine yakışır şekilde...

Ülkemize bakarsak, sabah erken saatlerde, geceden başlayan ve gün boyu etkisini sürdürecek olan transit Güneş'in, Mars'ımıza olan karesi netleşiyor. Bu sert bir açı, duyguların allak bullak olmasına neden olacaktır. Transit Ay da zaten bu arada, Ay'ımıza kare yapmakta; bu insanlarımızda endişe ve karasızlık duygularının ortaya çıkmasına neden olacaktır. Ancak transit Ay'ın yöneticisi Neptün, Güneş'imize olumlu bakıyor, bu bizi oldukça destekleyici bir oluşum, sevgi ve kardeşlik yolunda alınmış kararların koruyucu eli üzerimizde, dikkatimizi dağıtmadığımız sürece, hedefe odaklı ilerlediğimizde, endişeler korkulu rüya görmemize neden olmaz.

Gelin bu sevimsiz açıyı, biraz farkındalık, biraz sağduyu ve geniş bakış açısı ile birlikte olumlu hale getirelim ve haritayı aşalım, Mars'ın desteğiyle eğlenceli, bol aktiviteli, enerjisi yüksek bir hale getirelim ve haftasonunun tadını çıkaralım..


Twitter: @Astrolozi



"DALGA

Mesut sanmak için kendimi
Ne kağıt isterim, ne kalem,
Parmaklarımda cigaram,
Dalar giderim mavisinden içeri
Karşımda duran resmin.

Giderim deniz çeker;
Deniz çeker, dünya tutar.
İçkiye benzer bir şey mi var?
Bir şey mi var ki havada
Deli eder insanı, sarhoş eder?

Bilirim, yalan, hepsi yalan;
taka olduğum, tekne olduğum yalan;
Suların kaburgalarımdaki serinliği,
İskotada uğuldayan rüzgar,
Haftalarca dinmeyen motor sesi,
Yalan..

Ama gene de,
Gene de güzel günler geçirebilirim;
Geçirebilirim bu mavilikte.
Suda yüzen karpuz kabuğundan farksız,
Ağacın gökyüzüne vuran aksinden,
Her sabah erikleri saran buğudan,
Buğudan, sisten, aşktan, kokudan..

Ne kağıt yeter ne kalem,
Mesut sanmam için kendimi.
Bunların hepsi.. hepsi fasafisso.
Ne takayım, ne tekneyim.
Öyle bir yerde olmalıyım
Öyle bir yerde olmalıyım ki,
Ne ışık, ne sis, ne buğu gibi..

İnsan gibi."

Orhan Veli Kanık



28 Haziran 2013 Cuma

Adam Olmak - Astrolozi



"eğer herkes çıldırmış seni suçlarken
sen başını dik tutabilirsen
eğer herkes senden kuşkulanırken
sen kendine güvenebilirsen
ama bu kuşkulara da hoşgörülü davranırsan
eğer bekleyebilir ve beklemekten bıkmazsan
veya hakkında yalan söylenirken
sen yalan söylemezsen
ya da senden nefret edilirken
sen nefret etmezsen
ve yine de insanlara tepeden bakmaz
çokbilmişlik taslamazsan

eğer düş kurabilir
ve düşlerinin tutsağı olmazsan
eğer düşünebilir
ve düşünceleri ihtirasın haline getirmezsen

eğer hem zaferi hem de felaketi göğüsleyebilir
ve bu iki sahtekara da eşit davranabilirsen

eğer söylediğin gerçeklerin
üçkağıtçılar tarafından
aptalları tuzağa düşürmek için çarpıtıldığını
duymaya dayanabilirsen
ya da yaşamını adadığın eserler yıkıldığında
işe koyulup yıpranmış araç gereçlerinle
onları yeniden yaratabilirsen

bütün kazanımlarını bir yere toplasan
ve hepsini bir yazı turayla riske atabilsen
ve kaybettiğinde yeniden baştan başlayabilsen
ve kayıpların hakkında tek bir söz etmesen
eğer yüreğini, beynini ve kaslarını
bütün yıpranmışlıklarından sonra bile
yeniden dönüş için zoryalabiliyorsan
ve içinde, onlara "dayan" diyen
iradenden başka hiçbir şey kalmamışken
dayanabiliyorsan

eğer erdemlerini koruyarak kalabalıklarla konuşabiliyorsan
ya da insanlığını unutmadan krallarla birlikte yürüyebiliyorsan
eğer ne düşmanların ne de sevgili dostların seni incitebiliyorsa
eğer herkes sana güvenebiliyor ama yapamayacağın şeyleri beklemiyorsa
eğer sen acımasızca geçen her dakikanın her saniyesini
bir uzun mesafe koşucusu gibi hakkını vererek yaşayabiliyorsan
işte o zaman dünya ve içindeki her şey senindir
ve daha da önemlisi
sen artık adam olmuşsundur oğlum.."

Rudyard Kipling




İzin Vermelisin - Banu Damcı (BeDi)








Aynaya bakıyordu. Harika bulutlar, mavisi parlayan herşeye yansıyan bir deniz onun önünde belki 20-30 yıl sonraki hali duruyordu. Ayna pencereydi. gözlerinin birazcık daha yaşlı, yorgun bakan ifadesinde korkuyla kendini arıyordu belki de. Deniz, bulutlar onu sakinleştirdi. Tekrar karşısındaki yaşlı gözlere kilitlendi. bir sorgulama anıydı bu. Ne zaman gelmişti başı sonu yoktu. O an vardı takılıp kaldıgı hatta kımıldayamadığı.



Karşısındaki gözleri tüm detayıyla sakinleştirmek için hafızasına çagırdı. Yaşlı gözler hiddetli ve tırnaklarıyla yaşamına geçmiş gibiydi...

Ne gitmek istiyor ne kalmaya cesaret ediyordu. Yaşlı gözler genç olanı istiyordu. gençliğini umutlarını....

Ağzını açabileceğini hatta mırıldayabileceğini farketmeden sen dedi yaşlı ses. Neden vazgeçmiyorsun. Aşkı biliyor musun? Nesini biliyorsun?

Genç olan yaşlıyı yatıştırmakla kaçmak yok olmak arasında kaldı. Bir anda kelimeler dökülmeye, anlamlarına kavuşmaya, ona güç vermeye başladı.

Her kelime büyük bir kayanın iradesinde; aynanın yaşlı aksine, bulutlara, denize doğru yuvarlanıyordu.

Hani dedi... bazen çok güzel insanla tanışırsın... tanışırsın ya. Konuşmaya başlarsın. Onlarla konuşman beş dakika sonra sıkıntı kaçma ihtiyacına döner. Çok sıkılırsın sıkılırlar..

Bir de diğer insanlar vardır. Onlarla tanışırsın ve düşünürsün. ''Fena değil'' ve onları tanımaya başlarsın. Yüzleri sanki kendileri olur. Bütün kişilikleri yüzlerine kazınmış gibi. Zaman genişler. Yanında kalırsın uzaklaşamazsın.... birden çok güzel bir şeye dönüşür? O tanıdığın en güzel insan...

Onu geride bırakamam. Onu ileri taşımalıyım. O yüzden senin gitmen gerek. Benim sıram şimdi. Şu an sen bana bakan kırılmış yorgun, herşeyi yaşamış gözlerizin vermelisin..


Aşkı bilmek için yaşamama izin vermelisin..

BeDi
Twitter @BanuBeDisi


28 Haziran 2013 - Astrolozi






Ay Balık burcunda ilerlemeye devam ediyor. Duyguların getirdiği hassasiyetleri yoğun ve derin bir şekilde yaşamak olası.. Sezgisel olarak oldukça açığız, öngörüsel yetenekler yüksek. Sabah saatlerinde Pluto ile destekleyici bir açısı var, bu bize duygusal bir olgunluk sağlayacak. Olaylara daha aklı başında tepkiler, olgun harekentler sergilemek mümkün. Olanların derinini anlamak için çaba göstereceğiz. Akşam üzeri ise Ay ile Mars arasında sert bir açı gerçekleşecek, bu tepkilerimizi galiyana getirebilir. Saat 17:00'den sonra, kararlarımız sanki bir konuda kurban edilmişiz, aldatılmışız mantığıyla, agresif roller sergileyebilir. Kullandığımız sözler can acıtabilir, düşünmeden Mars'ın vereceği cesaretle, delifişeklikle, sonradan pişman olabileceğimiz kelimeler kullanabiliriz. Hele ki Mars'ın hemen yanıbaşında Kara Ay var, tutkular, bencillikler.. İşte o karanlık yanımızın öne çıkıp, istemediğimiz atılımlarda bulunmamız olası.. Ay ve Mars arasındaki bu sert konum, ayrıca kazalara da sebebiyet verebilir, trafikte dikkatli olmakta yarar var.

Gerileyen Merkür, Pollux durağına çok yakın, hepimiz zorlu bir öğrenme sürecinden geçiyoruz. Bu bizde endişeler yaratabilir, hele ki Merkür bugün açısız, yani kötü taraflarını da sergilemeye müsait. Hatalı bilgilerle, içten içe taşıdığımız bu endişeleri, gaza getirmeyelim.

Güney Ay Düğümü de, Güney Scale durağında, ama neyse ki, Ay'dan güzel bir açı alıyor. Geçmişteki tüm olumsuzluklardan kurtulmak, düze çıkmak ve şifalanmak için hazır hissediyoruz kendimizi, herşeyi geride bırakmaya hazırız.

Ülkemize dönersek, transit Güneş'in öğle saatlerinde etkisinin başlayacağı zor bir Mars açımız var. Yengecin güçlü duygusal güvenlik ihtiyacı nedeniyle bağımlı bir burç olduğu aşikar. Terazi'deki Mars'ımız ise, daima yansıtmak, paylaşmak ve birşeyleri birlikte yapmak ister. İşte bu sert açı, bizi yalpalatabilir, esnek, teslim olan ve kararsız bir hal yaratabilir. İlişkiler arasında bazen çatışma, bazen de gereksinimler yüzünden kararlardan sapma görülebilir. Transit Mars ise, ki hemen yanında Kara Ay var, Güneş'imize 135'lik bir açı yapıyor, Genelde kazalarda görülen bu açı, olay yağdırabilir. Akşam saatlerinde is transit Ay ile Venüs'ümüz arasında güzel bir açı var. Bu noktadaki Zuben Elschemali'nin de desteklediği toplumsal değişim yaratma arzumuz bu saatlerde oldukça öne çıkıyor. Daha sonrasında transit Ay, Güneş'imize bir 135'lik daha yapıyor. İşte bunların toplamı akşam saatlerinde bizi oldukça şaşırtabilir. Bu 135'likler majör açılar olmadığından, siz benim detaylara takılmama bakmayın, ama ben bu 135'likleri sevmiyorum..

Ülkemiz için en hayırlısını dileyelim, bir yola çıktık, bu yolda mutlaka ki engeller olacaktır. Tek dileğimiz, hiç bir eve, ocağa, can yakıcı ateş düşmesin, kimseye zarar gelmesin. Büyümenin sancıları derken, kimsenin canı yanmasın. Ay Balık burcunda ilerlerken, umarım herkes elini biraz vicdanına koyarak düşünmeye başlar...


Twitter: @Astrolozi

27 Haziran 2013 Perşembe

Zamana Dair - Astrolozi




Zamandan bahsetmek istiyorum.

Güneşe bakarak çizdiğimiz takvimleri bir kenara atarak anlatacağım ama zamanı. Ömer Hayyam'ın yahut bir başkasının yaptığı değil benim burada yapacağım, takvim olacak bu yazımın konusu.

İlk olarak zaman, arasına hatırlatıcılar koymamızı gerektirecek kadar bizimle çelişki içindedir. Onu aylara, yıllara ve yüzyıllara böleriz ve her günü bir sonraki gün yahut bir sonraki milenyum için yaşamaya başlarız.

Bu noktada en büyük hatamız, oluşturduğumuz belki binleri bulan onca zaman birimine sonsuzluğu eklememiş olamamızdır. Oysa, insan sonsuzluk için vardır ve onun için yaşar. İnsanın ruhunda karşılık bulan tek zaman birimi sonsuzluktur.

İnsan, altına güneş düşmeyen gökdelenlerin arasında koşuşturmayı, nerede olduğunun farkına bile varamayarak kaybolmayı değil, uzayıp giden denizle ufuk çizgisi arasında kaybolmayı arar oysa. İnsan aldığı nefesleri değerlendirmekle sorumlu da olsa, önce nefes alabilmesi gerekir yani.

Bütün bu hatalar, her geçen gün kararsız ve aceleci yüz ifadelerinin altında derinleşen mutsuzluğu doğurur ufukta güneşin yerinden. Mutsuzluk, Nil gibi uzanır her yerine kentin ve her zerresine insanların. Şehir git gide grileşir ve git gide zorlaşır bulması gündüzleri de açık kalan sokak ışığını. Ve insanlar kendi mevsimlerini unuturlar.

İnsanlara ait olmayan zaman dilimleri isimlerini eski kral ve tanrılardan alır. Temmuz, Anadolu inançlarındaki yeraltı tanrısıdır ve Mart, Yunan medeniyetinin savaş tanrısı. Ve insanların oluşturduğu bu birimler git gide tiranlaşır insanlık üzerine.

Turgut Uyar "...Bir devrim sessizce olmalı mesela.." der Palyaço'sunda. İnsanların zaman üzerindeki devrimleri de sessizce olmalı, insanlar üzerlerinde tiranlaşan bu yalancı tanrıları, kendi mevsimlerini bularak yıkmalıdır.

Haziran, eğer yazın başlangıcıysa, takvimin neyi gösterdiğinin bir önemi yoktur. Ne zaman Güneş'i kendine yakın hissedersen, anla ki, Haziran'ı yaşıyorsun. Ne zaman üşürsen mesela, Şubat'ta olduğunu bil. Kendi mevsimlerini bulmanın yolu da buradan geçer.

Biraz geç saatlerde yazılmış bir yazı bu. Bu saatlerde belki sokaklarda sarhoş bir halde bağıran onlarca insan var bütün dünya metropollerinde. Ve Güneş'in ne zaman doğacağı umurlarında değil. Güneş'i doğdurmak için yürür gibiler çünkü. Ve Güneş'lerinin altında ne savaşlar önem taşıyor ne takım elbiseliler ordusunun neye karar verdiği. Bu tür bir insana zamanı anlatamazsınız.



Twitter: @Astrolozi

27 Haziran 2013 - Astrolozi






Ay dün 16:06 itibari le girdiği boşluktan sabah 11:31'de çıkacak. Sonrasında ise Balık burcuna geçiyor. Duygusal iniş ve çıkışlara, kendimizin ve diğer insanların duygularıyla bağ kurabilme yetisine sahip olacağımız bir gün. Sevinç veya mutsuzluk gözyaşları bizi hemen etkiler. İnsanlarla ilgilenmemiz gerektiğini düşünürüz ama karşılığında aynı ilgiyi beklediğimiz için bazen kırılgan olabiliriz. Bugün herkese güvenmek isteriz, çok da hassasız. İncinirsek, duygusal patlama yaşayabiliriz ve kendimizi içeri çekebiliriz. Amaaaa, çok da çabuk iyileşiriz. Merhamet duygusu oldukça yoğundur içimizde. Hayal gücümüz, sanata ilgimiz artar. Kısacası katı olan herşeyden kaçma eğilimindeyiz bugün..

Ayrıca Venüs de Aslan burcuna giriş yapıyor bugün. Venüs, işbirliğini, vermeyi, paylaşmayı, tavizi, güzelliği, sevgiyi, değerleri, karşılaştırmaları, sanatı, zevki, değiş tokuş araçlarını, parayı, başkalarını ve kendini mutlu etme yollarını anlatır. Venüs'ün yumuşak doğası, Aslan burcunda biraz otoriter ve sözünü geçiren bir kişilik sergileyecektir. Sosyal veya ikili ilişkiler vasıyasıyla olaylara damga vurma, tanınma, güçlü olma isteği ortaya çıkacaktır. Aslan burcu dışa dönük olduğu için, Venüs burada çok neşeli ve sosyal olacaktır saygınlık ve asalet talep edecektir. Güzelliğimize ve modaya düşkün olduğumuz bir ay olacak bu. Pahalı alışverişler, çok çabuk düşeceğimiz tuzakların başında. Pırıltılar, şaşaalar, dikkat çekici herşey bizi cezbedecek. Etrafımızda gurur duyacağımız insanlar arayacağız. Aşkta ise ego öne çıkacaktır. Vermekten çok almakla ilgileniyoruz. Sahne sanatları bu dönemde öne çıkacak. Arkadaşlarımızı kollar, yeri geldiğinde onların arkasında dururuz. Popüler insanları etrafımızda isteriz. Bu dönemde diğer kişilerin duygularını daha fazla önemsemeli, mantık dışı alışverişerden uzak durmalı ve uç noktada sosyetik veya züppe kişilere ilginin ayarını bozmamalıyız, ego ve kibir her an bizi tavlayabilir, dikkat..

Venüs, Aslan'a girer girmez, Ay'a stresli bir açı yapacak, ufak tefek ev kazalarına , aile içinde kırıcı konuşmalara dikkat etmekte fayda var.

Öğleden sonra Ay, Neptün ile kol kola girerek, Satürn ve Güneş'e gayet olumlu bir açı yapıyor, yani, Güneş, Neptün ve Satürn büyük üçgenini harekete geçmesini sağlayacak, karamsarlıkları, olumsuzlukları bir nebze rahatlatacak olan, insanların şefkat ve merhametin önemini anlamalarına yarayan bir etki bu, evet çok duygusalız ama bunlar bizi olgunlaştırıyor, ne doğru ne yanlış, artık sap ile samanı ayırt ediyor, böyle büyüyor olgunlaşıyoruz.. Yengeç'e girmiş olan Jüpiter de, ben de buradayım diyor zaten, etkiyi coşturdukça coşturuyor.

Jüpiter de yeni evindeyken Ay ona, selam gönderiyor, ailevi ve duygusal konular öne çıkıyor.

Türkiye'm Türkiye'm Cennetim'de ise, gün boyu transit Güneş, Güneş'imize olumlu bir açı yapacak, duygusal olarak da kimlik olarak da özgüven yüksek, ne yaptığımızı gayet iyi biliyoruz ve hedefe odaklıyız.  Sabah yine erken saatlerde transit  Ay, Ay'ımıza güzel bir duygusal üçgen yapacak, iletişimde duygular önde. Akşamüzeri ise transit Ay, Güneş'imize güzel bir konumda, enerjilerin gayet uyumda, dengede olduğu bir gün bugün. Yalnız gece yarısından hemen sonra transit Güneş'in, Mars'ımıza sert bir açısı var, hem de öncü gruptan. Duygusal güvenlik ihtiyacımız, ihtiyacı olan adaleti bulamayacak. Umarım bu durum stresli olaylara sebep olmaz. Demokrasi talepleri sert bir engele takılabilir. Düşünmeden yapılan hareketlerden uzak durup, sağduyumuzu korumamız gerek, provakatif, kışkırtıcı oyunlara gelmemeliyiz, Ay Balık burcunda iken kandırılmaya çok açığız. Bu etki yarın sabah da etkili olacak..



Twitter: @Astrolozi

26 Haziran 2013 Çarşamba

Nedir bu Astroloji - Astrolozi







"Astroloji, ya da Türkçe çevirisiyle Yıldız Bilimi, neredeyse insan ve dinler kadar eski bir geçmişe dayanmaktadır. Gerçekten de Astroloji ve dinler arasında özellikle İslam ve Astroloji arasında pek fark edilmeyen ilginç bağlar vardır. İnsan, kendi hizmetine verilmiş yıldızlar ve gezegenleri, onların manyetik alanlarının etkilerini yüzyıllardır gözlemlemiş ve sonunda Astroloji'yi de sanat gibi putlaştırma yoluna gitmiştir. Oysa Yüce Yaradan, Kur'an'da yıldız ve gezegenlerin belli amaç doğrultusunda insanın hizmetine verildiğini vurgular. Hiçbir şeyi laf olsun, küp dolsun diye amaçsız yaratmamış olan Yaratıcımız, yıldız ve  burçların etkilerinden olumlu yönde tapmadan, abartıp falcılık yapmadan yararlanmamız için bu güzel bilimi vermiştir.


Astroloji, gökyüzünde gezegen ve bu gezegenlerin hareketlerinin incelenmesiyle Astronomi bilimine ışık tutmuştur. Astroloji gerçekten de bir bilimdir, çünkü onca gezegen hareketleri, açılar, burçlar ve hareketleri yeryüzünde başımıza gelen olayların hep ipuçlarını vermiştir, sonunda binlerce yılın birikimleri geçmişten gelerek Babil, Mısır, Yahudi, Yunan, Roma, İslam medeniyetlerinden ve astrologlarından süzülerek bugünkü Modern Astroloji'yi oluşturmuşlardır.



Ülkemizde, Astroloji, üfürükçülük veya kahve falıyla karıştırılarak "fal" kategorisine sokulmuş, bunun sonucunda da bilimsel düşünen ve aklın mantığın yolundan gitmek isteyen binlerce insan Astroloji'yi fal diye red etmişlerdir. Oysa, Astroloji'ye fal denemez, çağların tecrübesinin bir yansımasıdır. Oysa, kahve, kemik veya fasulye vs. falları bir birikim gerektirmeden sırf bakanın ruh haline göre yorumladığı olgulardır.


Astroloji'de 12 burç vardır, tıpkı 12 Hitit, Yunan, Roma tanrıları gibi, tıpkı 12 Hristiyan havarisi ya da 12 Ehli Beyt imam gibi ya da yılın 12 ayı gibi.


Astroloji, tarihte yıldız hareketleri ve gökyüzünde zodyakta bulunan burçlarla gezegenlerin ilişkilerini, açılarını inceleyen ve dünyadaki insanlar üzerindeki etkilerini araştıran bir bilimdir. Mezopotamya topraklarında başlayan Astroloji'nin serüveni sırasıyla Yunan, Mısır, Roma ve Arap, Çin ve Hint medeniyetinde araştırmak için kendine yer bulmuş ve birçok kişinin ilgisini çekmiştir. Herşeyde olduğu gibi Astroloji de istismara uğramış, falcılık ve büyücülüğün de ilgisini çekmiştir."




Alıntı

Twitter: @Astrolozi



26 Haziran 2013 - Astrolozi







Sabah satlerinde Kova burcunda ilerleyen Ay, Mars ile uyumlu bir açı yaptıktan sonra, 16:06'da boşluğa giriyor ve tüm gün boşlukta ilerliyor. Toplumsal olayların, orijinal fikirlerin, özgürlük düşüncelerinin öne çıkacağı bir gün. Erken saatlerdeki açı sayesinde, kendimizi atak, cesaretli, girişken hissetmemiz olası. Ama günün ilerleyen saatlerinde bu enerjiyi elimizdeki süregelen işleri halletmek yolunda kullanmak bizim yararımıza. Yeni başlanacak girişimlerin sonuçsuz kalma ihtimali yüksek. Güneş, Satürn ve Neptün arasındaki büyük su üçgeni bir kaç gündür etkili, ama artık kesinleşiyor. İncinmiş kimliklerimiz zamanla şifalanıyor, sabreden derviş misali.. Gökyüzü desteğini hazır etmiş. Satürn'ün temsil ettiği Cronos yani zaman tik tak seslerini duyuruyor. Artık hayallerimizi, umutlamızı dile getirmeye, somutlaştırmaya yavaş yavaş çalışabiliriz, ilişkilerde duygular akışgan. Ancak kelimeleri sözleri iyi seçmekte fayda var, çünkü Merkür gerilemesi başlıyor..

Merkür gerilemesi, iletişim, öğrenme, konsantrasyon, algı, idrak, ulaşım, karar alma konularında bizi sekteye uğratabilir. Geçmişe yönelik, ailevi, bazı çözülememiş olaylar, tekrar önümüze gelebilir. Bu etkiler bize daha odaklanarak yaşamayı, bazı çözülememiş yeterli dikkati gösteremediğimiz sorunları çözebilme şansı sunar. Bunlar aksilik değildir, eğer siz atınızı sağlam kazığa bağladıysanız, işleriniz yolunda gidecektir. 20 Temmuz'a kadar sürecek bu gerilemede yeni girişimler, başlangıçlar tavsiye edilmez. Ama eğer mecbur kalırsanız, en ufak detayı bile atlamadan, titizlikle planlayarak harekete geçin. Aksi halde bu tip işlerde aksilikler mutlaka karşınıza çıkacaktır.

Canım Türkiye'm ise sabah saatlerinde kimliğini ortaya çıkarma becerisine sahip, ancak öğleden sonra oluşacak transit Ay ile Venüs'ümüz arasındaki sert açı, yabancı ülkelerle olabilecek finans ilişkilerinde veya halk güvenliği konularında sıkıntılı anlar yaşatabilir. Akşamüzeri, transit Ay, Neptün'ümüzün karşısına yerleşiyor, bu bazı yanılgılara neden olabilir. Bu konunun komşular, kültür, iletişim, ulaşım başlıklarını kaplama şansı yüksek, devlet bu konularla ilgili şaşırtıcı açıklamalar yapabilir.

Jüpiter'in özelliklerinden bazıları dürüstlük, iyilik ve umutlardır. Bu kolların bizi bir yıl boyunca saracağını bilmek insanı rahatlatıyor. En son Yengeç'te bulunduğu 2000 - 2001 dönemi gibi bir dönem yaşayacağız, herkes biraz anılarını tazelesin, o yıllarda neler olmuştu. Belki önümüzdeki bir yıl içinde hayatımızda sadece bir kez karşımıza çıkacak bir fırsat ihtimalinin olması, geleceğe güvenle bakmamı sağlıyor, Umarım, bu fırsatı gözden kaçırmayız..


Twitter: @Astrolozi




25 Haziran 2013 Salı

Öğretilmiş Duygu Durumları - Şefkat Değer Leblebici






Varlığını kabul etmeye korkan bedbaht, nasıl kaybolmaya çalışır?
Oysa sır, varlığı kabul buyurup, kayb-ı seyr eylemede!

Kaç yaşına kadar ben varım diye direndin? Dünyada olduğunu anladığından beri. Daha öncesinde, gözlerin sadece sevgi ışığında gömülüydü, öyle bilirdin. Bir tek bunu bildiğinden, başka türlü bakmayı da bilmezdin. Bakışının adı sadece sevgiydi.
Sonra keşfetmeye başladın. Neyi? Başka bakışları, başka türlü bakanları!
“Ayşe, hadi oyuncağını Serap’a ver, biraz da Serap oynasın”
Çoğu kez vermedin oyuncağını,
“O benim, vermem!”
Avuçlarında tuttuğun plastik bebeğini iki elinle göğsüne bastırıp Serap’tan sakladığında, yanaklarından düşen damlalara etrafındakiler gülüyorlardı.
“Şuna bakın, nasıl da vermiyor oyuncağını!”
Diyelim ki oyuncaklarını oynaması için Serap’a verdin, senin onca iyi ve sevecen niyetine karşın, ya Serap onları alıp evine götürürse?

Her an, bir önceki an’ın içindeki tavırda saklı. Zor zamanlarda, öfkeyi fark ederek öfkesiz olmak, eksikliği fark ederek bilgilenmek, yanlış konuştuğunu anlayıp empati kurmak, kıskançlığın içindeki azgın ve boğucu canavarı fark edip bir adım geri durmak ve kendimize hep şu soruyu sormak gerekir.
“Ne yapıyorum ben?”
Bu soruyu sorabilmek için, duygularımızın kabarık dalgalarına kapılmamış olmamız gerekiyor. Duygu derken, öğretilmiş ve belletilmiş duygulardan söz ediyorum.

“Hayatım, ben bu gece Sinan’la maça gidiyorum”
Siz bir erkeksiniz ve kız arkadaşınız, sevgiliniz ya da eşiniz size böyle bir şey söyledi. Kaçınız kaşlarını kaldırmadan ve birkaç dakika, yok dakika değil birkaç saniye düşünmeden, duraksamadan bu cümleye bir cevap verebilir.
Kıskançlığınız, boğazınızda yutkunduğunuz ve sizi duraklatan bir duygu olmasın!
“Sinan’la maça mı gidiyorsun?”
“SİNAN’la maça mı gidiyorsun?”
“SİNANNNN’LAAAA, MAÇA MI GİDİYORSUNNNN?”
Hangisi sizsiniz? Ve şu aşağıdaki cevabın, siz olma ihtimali yüzde kaç?
“….aaa ne güzel, Sinan’la maça mı gidiyorsunuz, hadi bakalım, sıkı eğlenin!”
Ya Sinan, Serap’ın yaptığını yapıp, senin sevgilini alıp, evine giderse?
“Bunu nasıl yaparsın Sinan?”
Kim bu Sinan, tanımıyorum, her neyse, biz devam edelim.

Duygular kendimizi tanıma yolculuğumuzda birer araçtır. Duygularımızı sürekli kontrol etmek, onların farkında olmaya çalışmak bizi doğal ve akışında süren yaşamdan ayırır, hastalıklı hale götürür. Doğru, iyi niyetli ve akıllı düşünceler zaten duygu kontrolünü taşır.Ama bu düşünceler de bilince göre görecelidir.
Günün sonunda, sizi mutlu, neşeli, keyifli hissettirecek, özbenliğinize ve özsaygınıza zarar vermeyen her şey sizin doğrularınızdır.




Huzursuz ve sıkıntılı zamanlar için bir çay önerisi:
Sarı kantaron otu ….. 2 çay kaşığı.
Sıcak su .…. 150 ml.
Bitki üzerine sıcak su ilave edilir ve ağzı kapalı olarak 10 dk. bekletilir. Süzülüp bal ilavesi ile tüketilebilir.



-Hamileler ve emziren anneler kullanmamalı
-Alzheimer hastaları kulanmamalı
-Psikiyatrik başka bir ilaç kullanan hastalar kullanmamalı
-Kullanıldıktan sonra güneşe çıkıldığında özellikle çok beyaz ciltli olan kişilerde kırmızı lekeler görülebilir
-Tansiyon ilaçları, kan sulandırıcılar, doğum kontrol tabletleri, solunum yolları ilaçları ile beraber kullanılmamalı.

*Bitkinin çay formu günlük kullanım için önerilir ve düzenli olarak 2 hafta kadar, günde 1-2 fincan tüketebilirsiniz. Kronik huzursuzluk ve sıkıntı için bitkinin yeterli terapatik dozunu içeren tablet /tentür formu doktor kontrolu altında kullanılmalıdır.


Twitter: @SifaPerisi


25 Haziran 2013 - Astrolozi




Ay sabah 05:23 ile 11:08 saatleri arasında boşlukta. Hayatımızı bir fark yaratmak için insanlık adına kullanma arzusu sarıyor içimizi. Bağımsızlık dürtüsü içimizde, sosyal olmak için yollar arıyoruz. İdealist ve sıradışı hissedebiliriz bugün. Özgür düşünce bizim için çok önemli olacak. Aslında insanlara fikirlerimizi kabul ettirmeye çalışmaktan çok, bizimle aynı kafada olan insanlarla bağ kurmayı tercih edeceğiz Polemikler bizi sıkacaktır. İnsanlarla aramıza mesafe koyup, ulaşılmaz görünmek de cabası. Kafamızda bin tane tilki dolaşacaktır.

Sabahtan itibaren etkili bir Ay ve Satürn karesi var. Adı bile sevimsiz geliyor artık size değil mi? Bu idealist ve bağımsızlık isteyen duygular, engellemelerle, sıkıntılarla, gecikmelerle karşılaşacaktır. Düşüncelerimizi uygulamaya geçmek o kadar kolay değil bugün.  Ama bu olumsuzluk daha çok duygularla alakalı. Nitekim, harika bir Güneş ve Satürn üçgeni ki, Neptün'den destekli, bize oldukça yardımcı, sorumluluklar, olgunlaşma isteği anlamında doğru adımları atmak o kadar da zor değil. Manevi olarak engellenmiş de hissetsek, aslında herşey olması gerektiği gibi işliyor, bu destek bunu anlatıyor.

Akşam saatlerinde etkinleşecek Ay ve Uranüs arasındaki olumlu görünüm, ortalığı birden bire aniden rahatlatma etksinde, biraz önümüz açılacak, gökyüzü bize minik sürprizler sunabilir ayrıca. Akşam geç saatlerde yaklaşan Kova burcundaki Ay ile yöneticisi Uranüs'ün ilişkisi, bizi bir zeki yapacak ki sormayın, hepimiz bir Cin Ali kesilebiliriz. Bu açı ertesi sabah oldukça etkili olacağından, aman lütfen bu zekayı iyi yönde kullanalım.

Off ne akşam bu akşam.. Jüpiter 21:40'ta Yengeç burcuna giriş yapıyor, rahat ettiği yer, kendini yuvada hissedecek.. Bununla ilgili yeterince yazdık ama herkesin haritasında yengeç burcunun yönettiği ev konularını bu konum genişlettikçe genişletecektir, olumsuzluklar içeren tüm düşüncelerden girişimlerden kurtulmak gerekir, kez bu turuncu büyük gezegen onları da büyütebilir..

Ülkemiz haritasına gelirsek, 12. evdeki transit Jüpiter, Ay'ımız ile kavuşum halinde, gizli olayların duyulması, düşmanlıkların ortaya çıkması ile ilgili haberler artarak devam ediyor. Saat 17:10 gibi transit Ay, Güneş'imizde sert bir açı yapıyor, bu ilginç gelişmelere, sıradışı olaylara sebep olabilir, olayın içinde yine gençler var. Sonra saat 20:10 gibi transit Ay, Mars'ımıza gülücük atınca, insanlar pek bir atak, cesaretli, gözüpek hissedecek, sosyal olarak girişimciliğini gösterektir. Transit Mars, Venüs'ümüze stres dolu bir açı yapacak ayrıca, yani ortam oldukça gergin. Akşam sıkıntılı olaylara gebe gibi.. Transit Ay ve ransit Uranüs'ün yukarıda bahsettiğim açısı ile beraber bu ani gelişebilecek olaylara işaret.  Buraya bir dipnot eklemek istiyorum. Sevgili Hocam Astrolog Oğuzhan Ceyhan, bu konumu, orman yangınlarına sebebiyet vermesi olarak da yorumlamakta. Bu konuya dikkat çekerek, önlem almakta fayda var.

Transit Güneş'in, Güneş'imiz ile olan olumlu açısı, akşam saatlerinde önemli olumsuz bir olay olmasına engel olacak diye düşünüyorum. Özgürlük yolunda yapılan her girişim bir engelle karşılaşsa da, halk eyleme eğlence kattı. Her karşı koyuş, karşı hareket ile birbirimize bağlandık, ve bu konudaki isteklerimizi artık tatmin edebiliyoruz. Birbirimizi destekleme, dış dünyada koruma becerimiz yüksek. Herkes birbirininin neyi isteyip neyi istemediğini gayet iyi biliyor. Zaten Güneş'imiz, Neptün'den de destekli, duygusal bağlar oldukça akışkan.. Evet süreç zor ama biz kuvvetliyiz, elele, beraberce, kardeşlik içinde.. Kimm korkar hain kurttan??...



Twitter: @Astrolozi

24 Haziran 2013 Pazartesi

24 Haziran 2013 - Astrolozi






Bugün Ay, Oğlak burcunda ilerlemeye devam ediyor. Realist, objektif ve sistemli hareket etme, olgunlaşma ve kalıcı çözümler yaratma isteği bizi etki altına alıyor. Günün erken saatlerinde Ay ile Uranüs arasında olumsuz bir açı söz konusu. Uranüs bize ani bir, hoş olmayan sürpriz hazırlıyor olabilir. Artı olarak bize tüm girişimlerimizde inisiyatif alma desteği de kazandırabilir ama sabırsız hissedebiliriz. Kabalık ve bencillikten uzak durmak gerek, otorite figürleri ile çatışmaktan kaçınalım, ani olaylar gelişebilir. Öğleden sonraki saatlerde gerçekleşecek Ay ile Merkür zıtlığı ile sabit çözümler bulma konusunda endişe duyabilir, bu şekilde kendimizi ifade etme problemleri yaşayabiliriz, hele ki Merkür'ün hareketi oldukça yavaşlamışken. Hemen arkasından oluşacak Ay ve Venüs karşıtlığı, özel ve sosyal ilişkileri gerecektir, kendimizi ifade edemediğimizden ilişkilerimizde dengeler bozulacak gibi. Yengeç burcunun doğasındaki öncü ruhu, biraz frenlemek akşam saatlerinde hepimiz için faydalı görünüyor. Sağduyu ve serinkanlılığı elden bırakmamak en iyisi.

Güneş, Satürn ve Neptün arasındaki su üçgeni netleşmeye başladı, 1 - 2 güne kadar daha etkili olacaktır. Hisler iyice derinleşecek ve insanlarla daha rahat empati kurabileceğiz, sezgisel yönler çıkışta. Duygularımız akışkan.

Bu hafta biraz hareketli, bu hayatlarımıza mutlaka etki yapacaktır. Jüpiter, Yengeç burcuna giriyor, taa Temmuz 2014'e kadar. Bizim hızlı, elçi Merkür 26 Haziran'da geri harekete başlıyor, ki yavaşlamaya çoktan başladı, taa 20 Temmuz'a kadar. Venüs, yine bu hafta, Aslan burcuna giriyor, bir gösteriş, bir şaşaa, taa 21 Temmuz'a kadar. Evlere şenlik bir hafta.

Jüpiter sayesinde, ki çok seviyor bu konumu, duygular şelale, bir anaçlık, bir sarıp sarmalama ohh.. ama bir o kadar da endişe.. ben yine de bu konumun herkese şans getireceğini düşünüyorum. Merkür deseniz, bir güzel, elektrikli ev ve iletişim aletlerinin canına okuyabilir, rötarlar, iptaller.. önlem almak lazım.. Venüs ise bize tanınma ve güçlü olma isteği, sosyal ve ikili ilişkiler vasıtasıyla olaylara damga vurma eğilimi verecek, bir neşeli, bir sosyal olacağız ki, anlatamam. Pahalı alışverişlerden de uzak durmanızı ayrıca öneririm.

Ülkemiz haritasında ise, transit Jüpiter ile Ay'ımız kavuşumda, 12. evde. Transit Ay, gün içinde Venüs'ümüze güzel bir açı, Chiron'umuza kare yapacak. Transit Kuzey Ay Düğümü ise Venüs'ümüzün tepesine gelmek üzere. Bunlar, insanların ilişkilerini kuvvetlendiriyor ama 12. ev hareketleri, bazı gizli saklı olaylara işaret ediyor. Perde arkasında hareketlerde Jüpiter etkisi ile genişleme mevcut. Bol bol daha önce haberdar olmadığımız olaylar duyuyoruz. Ancak gece saatlerinde transit Ay, Merkür'ümüz ve Satürn'ümüze kare açı yapacak. Otorite figürleri, halkın düşüncelerine karşı çıkma eğilimide olup, bu yolda girişimler başarısız olabilir. Maalesef hem otoriter hem demokratik yolu izlemek zor zenaat...

Halk olarak geçirdiğimiz bu zor günlerde, herkese anlayış ve hoşgörü ile yaklaşmak incilerimizi dökmez, tam aksine çok şey kazanırız. Sonuç elde edemesek de, saygı görürüz. Artık bazı olaylara manevi boyuttan bakmayı öğrenmemiz gerekiyor. Sevginin, şefkatin, merhametin, bize kazandıracağı ruhsal tatmini, inanın milyon dolarlarda bulmak zordur. Bu tecrübe ile sabittir. Her yeni gün yeni bir döngüdür, her sabah, her saat, her an bize yeni bir şans veriliyor.. Bunun üzerinde biraz düşünelim derim..



Twitter: @Astrolozi

23 Haziran 2013 Pazar

24 - 30 Haziran 2013 Haftası ve Burçlar - Astrolozi






Koç ve Yükselen Koç:
Bu hafta, kariyer evinizdeki dolunay etkisiyle, kafanızda bazı bitiş ve sonlandırma kararları etkili olacaktır. Ama üzülmeyin, çocuklar ve aşk ile ilgili güzel gelişmeler var Ev, aile içi, yuva  konularında iletişim problemlerine dikkat..



Boğa ve Yükselen Boğa:
Bu hafta, hukuk, eğitim, yurt dışı ilişkiler, iletişim, yakın akrabalar evinizdeki dolunay etkisiyle, kafanızda bazı bitiş ve sonlandırma kararları etkili olacaktır. Ama üzülmeyin, ev, aile içi ve yuva konularında güzel gelişmeler var. Ulaşım ve iletişimde problemler yaşanabilir, dikkat.



İkizler Ve Yükselen İkizler:
Bu hafta, ortaklaşa gelirler, kredi, sigorta, miras evinizdeki dolunay etkisiyle, kafanızda bazı bitiş ve sonlandırma kararları etkili olacaktır. Ama üzülmeyin, kardeşler, yakın seyahatler, tatil, eğitim ile ilgili güzel gelişmeler var. Finansal konularında iletişim problemlerine dikkat.




Yengeç ve Yükselen Yengeç:
Bu hafta, ortaklıklar, eş ilişkileri, anlaşmalar evinizdeki dolunay etkisiyle, kafanızda bazı bitiş ve sonlandırma kararları etkili olacaktır. Ama üzülmeyin, finansal konular ile ilgili güzel gelişmeler var. Algılama ve bazı konuların tekrar önünüze gelmesi ile ilgili iletişim problemlerine dikkat.




Aslan Ve yükselen Aslan:
Bu hafta, günlük işler, iş ortamı ve sağlık evinizdeki dolunay etkisiyle, kafanızda bazı bitiş ve sonlandırma kararları etkili olacaktır. Ama üzülmeyin, kişisel bakım ve moraliniz ile ilgili güzel gelişmeler var.Gizli bazı konularla ilgili iletişim problemlerine dikkat..




Başak ve Yükselen Başak:
Bu hafta, aşk, yetenekler, şans ve çocuklar evinizdeki dolunay etkisiyle, kafanızda bazı bitiş ve sonlandırma kararları etkili olacaktır. Ama üzülmeyin bazı bilinçaltı korkularınıza çözüm bulmak için atağa geçeceksiniz. Sosyal çevrenizle ilgili iletişim problemlerine dikkat..




Terazi ve Yükselen Terazi:
Bu hafta, ev, aile içi ve yuva evinizdeki dolunay etkisiyle, kafanızda bazı bitiş ve sonlandırma kararları etkili olacaktır. Ama üzülmeyin, sosyal çevre ve aktiviteler ile ilgili güzel gelişmeler var. Kariyer hayatınızda ve ebebyn ile ilgili iletişim problemlerine dikkat.




Akrep ve Yükselen Akrep:
Bu hafta, kardeşler, yakın akrabalar, tatil, eğitim, ulaşım, yakın seyahatler evinizdeki dolunay etkisiyle, kafanızda bazı bitiş ve sonlandırma kararları etkili olacaktır. Ama üzülmeyin, iş ve kariyer ile ilgili güzel gelişmeler var. Yurtdışı ilişkiler, hukuk, eğitim ile ilgili iletişim problemlerine dikkat.




Yay ve Yükselen Yay:
Bu hafta, finansal konular ve harcamalraevinizdeki dolunay etkisi ile, kafanızda bazı bitiş ve sonlandırma kararları etkili olacaktır. Ama üzülmeyin, yurtdışı ilişkiler, eğitim, hukuk ve inançlar ile ilgili güzel gelişmeler var. Miras, sigorta, kredi, ortaklaşa gelirler konusunda iletişim problemlerine dikkat.





Oğlak ve Yükselen Oğlak:
Bu hafta, hayatınızda sorun olarak gördüğünüz konularla ilgili, dolunay etkisi ile, kafanızda bazı bitiş ve sonlandırma kararları etkili olacaktır. Ama üzülmeyin, ortak gelirler, kredi, sigorta, miras ile ilgili güzel gelişmeler var. İkili ilişkiler ile ilgili iletişim problemlerine dikkat..





Kova ve Yükselen Kova:
Bu hafta, gizli düşmanlıklar, sağlık, gizli ilişkiler evinizdeki dolunay etkisiyle, kafanızda bazı bitiş ve sonlandırma kararları etkili olacaktır. Ama üzülmeyin, ikili ilişkiler, anlaşmalar, ve partner konularında gelişmeler var. Günlük işler, iş ve çalışma ortamı, sağlık konularında iletişim problemlerine dikkat..





Balık ve Yükselen Balık:
Bu hafta, sosyal çevre, aktiviteler evinizdeki dolunay etkisiyle, kafanızda bazı bitiş ve sonlandırmalar etkili olacaktır. Ama üzülmeyin, günlük işler, iş ve çalışma ortamı, sağlık ile ilgili güzel gelişmeler var. Şans, aşk, yetenekler ve çocuklar ile ilgili iletişim problemlerine dikkat..









Twitter: @Astrolozi

Zümrüd-ü Anka (Phoenix) - Astrolozi


Kuşların hükümdarı Simurg (Zümrüd-ü Anka ya da batıda bilinen adıyla - Phoenix), Bilgi Ağacı'nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş. Bu kuşun özelliği, gözyaşlarının şifalı olması ve yanarak kül olmak suretiyle ölmesi, sonra kendi küllerinden yeniden dirilmesidir. 

Kuşlar Simurg'a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. Ancak ne var ki,kuşlar dünyasında her şey ters gitmeye başlamış. İşler ter gittikçe onlar da durumu düzeltmesi için Simurg'u bekler dururlarmış. Fakat Simurg ortada görünmekdikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler.

Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg'un kanadından bir tüy bulmuş. Simurg'un var olduğunu düşünen dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte hükümdarlarının huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler. Ancak Simurg'un yuvası etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı'nın tepesindeymiş. Oraya varmak için ise hepsi birbirinden çetin yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş.İ stek, aşk, marifet, doygunluk, birlik, hayret ve yokluk vadileri.

Kuşlar hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. İsteği ve sebatı az olanlar, dünyevi hazlara takılanlar yolda birer birer dökülmüşler. Yorulanlar ve düşünler olmuş.

...Aşk denizinden geçmişler önce...Ayrılık vadisinden uçmuşlar...Hırs ovasını aşıp,kıskançlık gölüne saplanmışlar... Kuşların kimi aşk denizine dalmış, kimi ayrılık vadisinde kopmuş sürüden... Kimi hırslanıp düşmüş ovaya,kimi kıskanıp batmış göle... Önce bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp... Papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş, kartal, yükseklerdeki krallığını bırakamamış. Baykuş yıkıntılarını özlemiş, balıkçı kuşu da bataklığını...

Vadileri aştıkça sayıları gittikçe azalmış. Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen altıncı vadi şaşkınlık ve sonuncusu olan yedinci vadi yokoluşta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş. Kaf Dağı'na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış. Bakmışlar ki dağın zirvesinde kimse yok. Tam kendilerini kurtaracak hükümdarlarını bulamamanın düş kırıklığını yaşıyorlarmış ki sonunda işin sırrının sözcüklerde olduğunu anlamışlar.

Farsça 'si' otuz,'murg' ise kuş anlamına geliyormuş.
Simurg'un yuvasını bulunca öğrenmişler ki 'Simurg' 'otuz kuş' demekmiş. Yani Simurg aslında kendileri imiş.Hepsi Simurg'muş. Otuz kuş onlar ki aradıkları sultan kendileridir ve gerçek yolculuk,kendine yapılan yolculuktur...

Mistik kuş Simurg Fars sanatında kuş şeklinde, kanatlı dev bir yaratık olarak resmedilmiştir. Zaman zaman köpek başına ve aslan pençelerine sahip bir tavus kuşu olarak da resmedilmiştir. Bazen insan yüzü ile de resmedildiği olmuştur. Bir bölümü memeli olduğu için yavrularını emzirirdi. Yılanlara karşı bir düşmanlığı vardı ve yaşadığı yer fazlasıyla sulaktı. Bir antik İran tanımında Simurg'un kendisini alevlerle kaplayana kadar 1700 yıl yaşar, daha sonraki tanım ve kayıtlarda ise onun ölümsüz olduğu ve Bilgi Ağacı'nda bir yuvası olduğundan bahsedilmiştir.
İran efsanesine göre, bu kuş o kadar yaşlıdır ki dünyanın yıkılışına üç kez tanık olmuştur. Tüm bu zaman boyunca, Simurg o kadar çok öğrenmiştir ki tüm zamanların bilgisine sahip olmuştur.

Sasani Persler Simurg'un yere bereket bahşedeceğine ve dünya ile göğün arasındaki birliği sağlayacağına inanırlardı. Yaşam ağacı, Gaokerena'da tünediğine ve her türlü şeytani şeyi tedavi eden, düzelten kutsal Haoma bitkisinin yöresinde yaşadığına inanılırdı. Daha sonraki İran geleneklerinde Simurg ilahiliğin bir sembolü haline gelmiştir. Ayrıca, Sên-Murv/Simurg Pers edebiyatında Homâ olarak tanımlanmış, Arapça'ya ise Rukh olarak girmiştir.

Simurg uçuşa kalktığında, bilgi ağacının yaprakları titrer her bitkinin tohumlarının dökülmesine neden olurdu. Bu tohumlar dünyanın her yanına dağılır gelmiş geçmiş her bitki çeşidinin kök almasını sağlar ve böylece de (bu bitkiler yoluyla) insanoğlunun tüm hastalıklarını tedavi ederler. Simurg'un tüylerinin bakır renginde olduğu söylenmiştir. Her ne kadar başlarda bir köpek-kuş olarak tasvir edilse de, daha sonraları sıklıkla bir insan veya köpeğin başıyla gösterilmiştir. Onun iyilik sever bir doğası olduğu ve kanatlarının bir dokunuşunun her türlü hastalık veya yarayı tedavi edeceğine inanılırdı.


Firdevsi'nin destansı eseri Şahname'de (Şahların Kitabı) Simurg en tanınmış halini almıştır. Şahname'de Simurg'un Prens Zal ile olan ilişkisi yer alır. Şahname'ye göre Kral Sam'ın oğlu Zal albino olarak doğmuştur. Kral Sam albino oğlunu görünce, çocuğun şeytanların tohumu olduğunu düşünüp çocuğu bir dağa terk etmiştir. Çocuğun ağlayışlarını duyan yumuşak kalpli Simurg çocuğu alıp büyütür. Zal her türlü bilgiye sahip Simurg'dan hikmet almış birçok şey öğrenmiştir. Yine de büyüyüp bir yetişkin olduğu zaman insanların dünyasına girmek ister. Simurg çok üzülse de, ona bir tane altın tüy verip gitmesine izin vermiştir. Eğer Zal, Simurg'un yardımına ihtiyaç duyarsa bu tüyü yakacaktır.

Krallığına döndüğünde Zal güzel Rudaba'ya aşık olur ve onunla evlenir. Karısı bir oğula hamile kalır fakat doğum zamanı geldiğinde birçok sorun yaşarlar. Zal karısının doğum sırasında öleceğini fark eder ve tam Rudabah ölüme yakınken Zal Simurg'u çağırmaya karar verir. Ortaya çıkan Simurg Zal'ın bir tür sezaryan benzeri yöntem uygulamasını sağlar ve Rudabah ile çocuğun hayatını kurtarır. Bu çocuk daha sonra en ünlü ve büyük Pers kahramanlarından biri olacak Rüstem'dir.


Kaynak:

  • ^ Doç. Dr. Ali Duymaz. "Anadolu ve Balkan Türklerinin Halk Anlatmalarında Mitolojik Bir Kuş: Zümrüdü Anka.". Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Cilt: 1 Sayı: 1 Yıl: 1998. Erişim tarihi: 1 Ağustos 2009.
    ^ Yard. Doç. Dr. Erdoğan Altınkaynak. "Yer Altı Diyarının Kartalı.". erdoganaltinkaynak.com. Erişim tarihi: 1 Ağustos 2009.
    ^ H. Dilek Batîslam. "Divan Şiirinin Mitolojik Kuşları: Hümâ, Anka ve Simurg.". Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi,İstanbul 2002, 185-208. Erişim tarihi: 1 Ağustos 2009.



  • Didar Çiftçi Çetin'e katkılarından dolayı teşekkürler..