Nedir bu Düğümler??
Ay'ın Düğümleri, gökcisimleri değildir; onlar Ay'ın Dünya çevresindeki yörüngesinin Dünya'nın Güneş'in çevresindeki yoluyla kesişmesi sonucunda oluşan noktalardır. Düğümlerin yönü saatin aksi yönündedir. Kuzey Ay Düğümü, yükselen düğümdür yani Kuzey Kutbu'na en yakın olan nokta ve Güney Ay Düğümü ise alçalan düğümdür yani Güney Kutbu'na en yakın olan nokta. Her zaman birbilerinin karşısındadırlar.
Kuzey Ay Düğümü'müz, bu yaşamda hizmetimizde olan doğal yeteneklerimizi ve becerilerimizi sembolize eder. Yaşam hep bizim mutlu olmamızı ister; ama dengesizlik olduğu sürece her mutluluğu bir mutsuzluk izleyecektir. Bu nedenle yeteneklerimizi ve becerilerimizi deneyerek ve geliştirerek, ihmal ettiğimiz yanımızı bilinçli bir biçimde çalıştırabiliriz. Bu sanki kullanılmayan bir kas gibidir. Onu çalıştırmaya başladığınızda kısa sürede gelişir ve geri kalan yanımızla dengeye gelir. Yani eğilimlerimizi geliştirmek, her zaman kazanmamızı sağlar. O, geri kalan yanımız var ya, yani Güney Ay Düğümü'müz, bizim doğuştan sahip olduğumuz eğilimlerdir. Otomatik olarak düşündüklerimiz, hissettiklerimiz, değişimden korkan yanımız, işte onları tekrar tekrar sergilememize rağmen, yaşamımızda geriye baktığımızda asla işe yaramamış olduklarını görürüz. Aslında bu nitelikler kendi başlarına olumsuz değildirler ama onlar karakterimizin doğuştan aşırı gelişmiş yanını gösterirler. Haddinden fazla olarak o yöne eğilim gösteririz. Ve bu eğilimleri izlemeye devam etmemiz, maalesef her zaman kaybetmemize neden olacaktır. İşte yukarıda bahsettiğim mutluluk için denge kavramı gereği bu iki noktanın arasındaki dengeyi kasteder. Güney Düğüm, bizim içine kolayca düştüğümüz tuzağın bir tanımlamasıdır ve o kadar çekicidir ki, sendeleyip o olumsuz eğilimlere geri dönmek çok kolaydır. Bu sanki bir kırmızı bayrak gibi, bunlar tarafından yönlendirildiğimizde, elimizdeki en iyi seçenek o yönlerimizden uzaklaşmaktır; çünkü kaybetmemiz kaçınılmaz olacaktır. Kuzey Düğüm ise bize şanslar, fırsatlar sunar; evet belki onun gerektirdiklerini yapmakta zorlanırız, Güney Düğüm içten içe çalışır.. Ancak o zinciri kırabildiğimizde önümüzde yeni ufuklar belirir..Kendinizi Güney Ay Düğümü'nün etkisi ile yoran niteliklerinizden bilinçli olarak arındırmaya çalışmanızı öneririm. Bu yolda ilerledikçe, yavaş yavaş kendinizi yenilgiye uğratma eğilimi kaybolacak ve onun yerini sevinç alacaktır. Bu bir süreçtir; çaba gerektirmesine ve büyük bir kişisel risk olarak görünebilmesine rağmen, bir kez ilerlemeye başladığınızda, asla geçmişin lorkularına ve sınırlamalarına geri düşmezsiniz.
Pekii şimdi ne oluyor??
18 Şubat 2014'te Düğümler bulundukları Akrep - Boğa aksını saat 16:50'de geçerek Terazi - Koç aksına geçiyorlar. 19 Şubat 2015'e kadar da bu aksta göksel seyahatlerine devam edecekler. Akrep - Boğa aksındaki hareketlerinde bazı körü körüne bağlı olduğumuz değerlerimiz ile sınandık. Kuzey Ay Düğümü'nün amacı o maddesel bağımlılıklarımızdan bizi kurtarmaktı. Bu eksen sahip olmakla ilgiliydi. Sahip oldukça kendini güvende hisseden yanımız, müthiş testlerden geçti. Aşırı bağımlı olduğumuz ne varsa, her birimiz sınandık, çoğumuzdan hatta geri alında. Ama bizler bu sürede sahip olduklarımızla tanınmamamız gerektiğini öğrendik. Kuzey Ay Düğümü Akrep, egodan sıyrılmamız ve diğerleri ile ruhsal ve duygusal olarak bir bağ kurmamız gerektiğini öğretti. Hep kendisini garantiye alan (Boğa) ve değişimden korkan yanımız, krizlerle dönüşebilmeyi, dönüşebilmeyi (Akrep) keşfetti. Fiziksel ve materyal değerlerin geçici olduğunu, aslında bir bütünün parçası olduğumuzun farkına vardık. Bu değişime direnmeyenler bu zorlu sınavları daha çabuk kabul ettiler ve yeni düzene ayak uydurdular, ama diğerleri paraları ile, evleri ile, işleri ile hatta ölümlerle ağır bir biçimde çok ama çok acı çektiler. Bu dönem "Bağımlılıklarından Kurtul" mesajı verdi.
Şimdi ise, kimliğimizi başkaları ile olan ilişkilerimiz sayesinde geliştirme konusunda testlere tabii olacağız. Sadece kendi ihtiyaçlarımıza odaklanarak değil, diğerlerinin de ihtiyaçları olduğunu keşfedeceğiz. İlişkiler sayesinde kendi sınırlarımızı belirlemeyi ve hareketlerimizin sorumluluklarını almayı öğreneceğiz. Başkaları ile olan ilişkilerimizde uyum ve dengenin önemini farkedeceğiz. Kendimizi ortaya koyuş tarzımız belki bir süredir bize acı çektiriyor.. Çok fazla ben merkezli davranışların, başkalarının haklarını ihlal etmenin, bencilce hareketlerin, etraftakileri dinlemeden "Ben, ben" demenin, alınan kararları etraflıca düşünmeden harekete geçirmenin devri artık kapanıyor. Eğer şanslar, fırsatlar yakalamak istiyorsak, küçük dağları ben yarattım havasını artık bırakmamız gerekiyor. Tüm ikili ilişkiler, ortaklıklar ve tabii evlilikler bu dönemde bu testlerden nasibini alacaktır. Amaç burada Terazi burcunun olmazsa olmazı, dengeli ve adil olmakta yatıyor. Aşırı sinirlilik hali, kıskançlık, hırs, bencil hareketler, bu dönemde bizi sınayacak olan duygu halleri. Bu hallerdeki ısrar hep daha fazla kayıp, mücadele ve kavga getirecektir; bizi aşağıya çekecektir. Şimdi diğerlerini görme, dinleme zamanı geldi; birçok ego bu dönemde darbe alacak.
Çevremizdekilerle işbirliği içinde olmak,
Diplomasi ve davranış inceliği, herkesin kazançlı çıkacağı girişimlerde kararlar almak,
Paylaşmayı öğrenmek,
Olaylara objektif ve diğerlerinin gözü ile bakabilmek,
Başkalarının gereksinimlerinin farkına varmak ve
Tüm bunların eşliğinde kendi-kimliğimizi ifade edebilmek..
İşte bunlar karşımıza yepyeni fırsatlar sunabilecek ödevlerimiz..
Geride bırakmamız gereken modası geçmiş davranış biçimleri ise;
Düşünmeden, fevri davranmak,
Düşüncesizce kendini öne sürmek,
Başkalarının destek gereksinimlerinin farkında olmamak,
Ben-merkezcilik,
Bencillik
Para konusunda iyi karar verememek,
Başkalarından kendimiz gibi olmalarını beklemek,
Uzlaşmaya direnmek,
Öfke patlamaları,
Yaşamı sürdürme konusunda aşırı kaygılanmak..
Astrolozi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder