Eşini ve işini bulmak insanın en önemli meselelerinden biri. Ve ikisi de kendisini bulmaya gelip dayanıyor. Buradaki “ eş” ten kasıt işte o meşhur Eşruh.
Kendisini bulması insanın içindeki Tanrısallığı bulması demek. Çünkü Biz O’nun sevgisinden yaratıldık.
Kendi güzelliğini, muhteşemliğini, büyüklüğünü ve gücünü keşfetmediyse bulduğu şey neyse o kendisi değildir.
Onu bulduğunda bir huzur ve denge hali içinde yaşamıyorsa, arasın ve aramayı bırakmasın bulana kadar.
Bunu hayatının en önemli işi edinsin. Ki aslında daha da önemli bir şey yoktur ya!
Gerisi lafı güzaftır. Oyalanmadır. Vakit geçirmedir, avareliktir.
Başıboş dolanmanın da bir keyfi ve hoş tarafı vardır gerçi. Ama ne zamana dek?
Bir sevgili peşinde koşmak, aşkın ve mutluluğun peşinde koşmak, bu asıl işi savsaklayınca bir tür sığınma olur.
“Gelsin de beni biri kurtarsın. Mutlu etsin beni eğlendirsin” durumu. Birlikteliğinizin böyle bir ihtiyaçtan kaynaklanıp kaynaklanmadığını öğrenmek basittir aslında. Bir süre sonra şikayetler başlamışsa, beklediğiniz kurtarıcının o olmadığını düşünüyorsanız, bu yüzden ona kızıyor, sitem ediyorsanız. Onu olduğu gibi değil de görmek istediğiniz biri gibi yapmaya kalkıyorsanız nerede olduğunuz bellidir.
Ama siz arayın ve aramayı bırakmayın.
Kendinizi bulmanız ile Eş ruhunuzu bulmanız birbirinden pek farklı değildir.
Nasıl buluruz kendimizi?
Olmadığımızı olmamaya başladığımızda.
Biyolojik varlığımızda kayıtlı kendini koruma ihtiyacını normal düzeye indirmeden bize rahat yok bilesiniz.
O hep güvenlik ister. Sığınacak bir liman, tutunacak bir dal ister. Ve ilk kim ona bunu vermişse (isterse daha anne karnında olsun) ona sıkıca yapışır. O onun Tanrısı olur bir bakıma.
Sonra büyüyüp koskoca adam olduğunda yine onu aradığının farkına varmadan yaşamı nı sürdürür.
Yeter ki içindeki çocuk, kendini iyi hissetsin varsın o kişi ona pek de saygı duymasın. Hatta belki de şiddet uygulasın. Yada onu yok saysın. Olsun ona annesini yada babasını hatırlatsın da!
Sonra da ruhun sıkıntısı nabız atışı gibi baskı yapınca.
Güvenlik yetmez olunca sadece. Gelişmek, olgunlaşma isteği dipten gelip zorlayınca insanı.
Sevdiği şeyleri yapmak, özgür olmak ve kendi olma ihtiyacı.
Ya var olacaksın yada güvende!
Ya var olacaksın, ya var kalacaksın!
Arayın va aramaya devam edin.
Mutluluğu, gücü ve neşeyi.
Ya pes edip bıraktığınızda sonuca ulaşmaya çeyrek kaldıysa!. Ki genellikle öyledir.
Kendiniz olmayan şeyleri ayıklayın ve kendiniz olun. Bakın o zaman neler olacak!
Kapılar bir bir açılacak. Melekler gelip size hizmet edecek. Her şey süratle yerli yerine oturacak. Ve siz yaşamınızın efendisi olacaksınız.
Gülümseyen yüzü ve çekici tavırlarıyla o gelecek. Hayatınızın insanı; Eş ruhunuz.
Şimdi egonuz size bunun boş bir hayal olduğunu söyleyecek. Evet öyledir. O haklıdır! Çünkü ne diyorsa onu gerçek kılacaktır.
Ona şunu söyleyin sizin için neyi amaçlıyor?
Mutlaka bir iyi amacı vardır. Ve ne olursa olsun bu amaç temel olarak sizi güvende tutma esasına dayanır.
Çocukluğunuzda güvende olmak için susmak zorunda kaldınız belki, duygularınızı bastırmak, cinselliğinizi bastırmak zorunda kaldınız. Belki de sizin küçük omuzlarınıza büyük yükler yüklendi. Terk edildiniz ya da ebeveyniniz öldü.
Ya da geçmiş yaşamınızda ilişki için, beraberlik için yemin etmiştiniz bir şekilde.
Bununla ilgili pek de hoş deneyimleriniz yoktu, yine sizin seçilerinizden kaynaklanan.
Bakın bakalım geriye doğru ne yeminler etmişsiniz?
Arayın va aramayı bırakmayın.
Ya da elinizdekiyle yetinin. Razı olun ve oturun.
Ama bilin ki büyük gıpta ve hayranlıkla izlediğiniz insanlar, hayatlarında farkı yaratan insanlar razı gelmeyenlerdir. İşin peşini bırakmayanlar.
Ya kendinize acıyın, hayatınıza küsün, yada her şeyi olduğu gibi bunu da sizin seçtiğinizi ve en üstün bir fayda sağlamak amacıyla bu hayatı kombine ettiğinizi fark edin.
Sizi temin ederim ki bunu yapmadıkça hep birilerine kızacak, öfkelenecek, bunu bastıracak ve sonra niye işlerin sizini istediğiniz gibi gitmediğine şaşacaksınız.
Bu yazı sizi şaşırtmış olabilir. “ Hani Eş Ruh romantizmi?” diyebilirsiniz.
Ben de size önce kendinizle romantizmi yaşamadan bunun mümkün olmadığını söyleyeceğim.
Eş ruhunuzu aramadan önce şimdiye kadarki ilişkilerinize dikkatlice bakın. Oradaki içerik neydi? Nasıl başlıyor, devam ediyor ve bitiyordu? Bu ilişki sırasında hangi duyguyu yaşıyordunuz en çok? Onun en çok nesi size çekici geliyordu ve en çok neyin açlığını çekiyordunuz? Eksik olan neydi bu ilişkide?
Hep tekrarlanan kalıp neydi?
Bu soruları sorup yanıtı verdiğinizde ilişkinin bir ihtiyaçtan mı, yoksa bir paylaşımdan mı güç aldığını bulabilirsiniz.
İlişkilerinizin hepsine teşekkür edin çünkü onlar sizi size tanıtıyorlar.
Onlar belki Eş ruhunuz değildi, ama Eş inizdiler.
Merak etmeyin, o orda olacak, sizi bekliyor olacak. Siz hazır olunca ve işinizi de bulunca. Onu karşınızda bulacaksınız.
Sadece onu mu? Mutluluğu ve bolluğu da.
Bileceksiniz ki onlar zaten sizindi.
Bu arada size birkaç öneri. Birlikte olmak istediğiniz kişinin niteliklerini sıralayın bir bir. Üzerinde çalışın ciddi olarak. Projelendirin yani. Önem sırasına göre.
Sonra kendi üzerinizde çalışın. Öyle ya evinize ağır bir misafir çağırdınız. Hazırlık yapmak gerekmez mi? Dip köşe şöyle bir temizlik yapmak. Güzel ve hoş sürprizler hazırlamak?
Yapmak istediğiniz, ertelediğiniz şeyler var mıydı?. Olmak istediğiniz kişi haline gelmek için tamamlamanız gereken şeyler?
Hazırlıklarınızı yapın.
Sonra sınırlamalarınızdan ve önyargılarınızdan kurtulup kurtulmadığınıza bakın. O sizden çok genç yada çok yaşlı olabilir. Bambaşka bir kültürden, ya da başka bir dinden olabilir. Hazır mısınız bu engelleri aşmaya?
Ve aman bu konuda peşin hükümlü olmayın önce görüp tanıyın mutluysanız eğer siterse adı "Eş Ruh" olmasın fark etmez.
Kimlerden danışmanlık alabilirisiniz bunun için? Öncelikli değerleriniz nedir? Onlara bir bakın.
Eee biraz çaba göstermek gerekecek tabii ki!. Ama emin olun ödülü de büyük olacak. Ve şaşırtıcı.
Rastlantılar arka arkaya gelmeye başlayacak. Melekler sizin için çalışacak. Sizi bir araya getirmek için. Kendinizi bu olağanüstü planın kollarına bırakın. İzleyin ve oyuna katılın.
Onu bulduğunuzu nasıl anlarsınız? Bir kere size çekici gelir. Ona dokunmak, sarılmak istersiniz sık sık. Teni size şifa veriri sanki. Onun yanında kendinizi tek kişi hissedersiniz.
Zaman çok hızlı akar. Eşzamanlılıklar artar. Yetenekleriniz birbirini tamamlar niteliktedir. Bir şey yaparken bunun kolaylıkla gerçekleştiğini fark edersiniz. Çok kolay özür diler, gönlünü almaya çalışırsınız. Onu memnun etmek, mutlu etmek için çaba gösteririsiniz. Kendinizi özgür hissedersiniz ve aynı zamanda değerli olduğunuzu ve tabii ki onun yanında çekici ve yakışıklı olduğunuzu hissedersiniz. Başka insanlar size yakın olmak içi can atarlar, yanınızda mümkün olduğu kadar uzun kalmak isterler. Yaratıcılığınız artar.
Dünyanın en önemli kişisi kimdir?
SİZ siniz tabii ki başka kim olabilir?
Peki dünyanın en önemli işi?
KENDİNİ keşfetmek.
Kendini bulduğunda orada neyi göreceksin?
Tanrıyı!
Bunu nerden anlayacaksın?
Bütün insanların fark etmeseler de öyle olduklarını.
Peki Eş Ruh?
Artık bu soruya gerek var mı?
Astrolozi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder