14 Ekim'e geçişin hemen ardından saat 00:07 itibarı ile Ay ve Güneş karşıtlığı 20 derece Koç burcunda kesinleşecek; Ocak ayı içinde yaşanacak Ay Tutulması derecesine tam bir kare açı yapan bu etki ile zorlayıcı, dönüşüm içeren, gerektiği kadar acı hissettirecek, bazen şüphelerle, kuşkularla ve endişelerle sarsacak bir sürece girişi yapıyoruz ki şartlar artık Koç Dolunayı ile birlikte çok daha görünür olacak gibi. Özellikle ilişkiler açısından bize artık yarar sağlamayan kişileri, bağlantıları geride bırakma daha doğrusu serbest bırakma süreci de diyebiliriz. Kendimize artık boğulmamak, sıkılmamak açısından yeni sınırlar belirleyebiliriz. Evet zorlayıcı ama bir o kadar da adrenalin yani tutku içeren bir duygunun bizi ele geçirmesi, bitişlerin, sonlanmaların yanı sıra doğacak yeni umutların kısacası yeni doğumların da habercisi niteliğinde. Hiç bir doğum süreci sancısız, ağrısız olmaz; ancak Dolunay etkileri içindeki ağır gezegen kombinasyonları inatlaşmanın, karşı koymanın pek işe yaramayacağı yönünde ikazlar vermekte. Yapılması gereken, stratejik olarak doğru olan, içinizi acıtsa da yapılmalı, diyor gökyüzü. Kalbinizi ve mantığınızı terazinin 2 kefesine yerleştirip tam denge sağlamakla yükümlüyüz. Yükümlüyüz diyorum zira Pluto'nun şakası olmaz, zaruridir, doğum ve ölüm zamanlarının Külli İrade'ye bağlı olması gibi. Aşırı gergin hissederseniz ki hissedeceğiz, diğerlerin kırmamaya dikkat edin. Bu Dolunay bir kurtuluş fırsatı da yaratacaktır, zira her batan güneşin ardından yeni bir gün doğar ve yeni gün yeni umutlar, fırsatlar barındırır. Adım atmanızın gerekliliğine şahit olacaksınız, durağanlık can acıtabilir. Kendinize koyduğunuz bazen fiziksel bazen görünmez parmaklıkları kaldırmak adına avantaj sağlayabilir.
Ne gerçek, ne yalan, kim doğru söylüyor? Çaresiz, sıkışmış ve şaşkın olmak bizleri güçsüzleştirir, parçalara ayırır ve savunmasız hissetmemize yol açar. Korkular, endişeler artabilir bu süreçte, bir nevi yüzleşme gibi düşünelim; kendi karanlık yanlarımızla burun buruna gelme gibi. Bunların hepsi kendi ruh mücadelelerimiz, halbuki bizler onları korkunç düşmanlar, canavarlar gibi dış dünyada arıyoruz. Kendimizle bir savaşın start alması ile ilgili Dolunay, kendi limitlerimizi aşmak, duvarlarımızı, alışık ve bağlılık oluşturmuş görüşlerimizi yıkmak ile ilgili. Kolay mı zannediyorsunuz; ASLA.. önce kalpten inanmak ve harekete geçmek şart.. işte o ilk adım var ya, ahhh ne büyük bir kapı açacak, şimdiden tahmin etmek pek zor diyebiliriz. Alınması gereken kararlar, uygulanacak talimatlar ve uyulması gereken taahhütler var; korkar mıyız? hem de nasıl. Zira o kapı bilinmeyene, yeniye, hiç test edilmemişe açılıyor, ee el mahkum insanoğlu yeni olandan pek bir ürker. Bunu bir seçim süreci gibi de görebiliriz, dediğim gibi seçimi yapmak zorundayız bu kez. Seçim yapmamak adına inatlaşmak acıyı arttıracaktır. Hazırlık sınıfına hoş geldik hep birlikte; Ocak ayın içinde tutulma etkisi ile birlikte Satürn / Pluto kavuşumu sayesinde eski dünya ya da yaşamın ego egemenliğinde sonlanmalar başlayacak. Bu sürece güvenmekten başka çaremiz de pek yok sanırım.
Gergin enerjiler zincirleri koparmak, serbest bırakmak isteyecek ki bu zincirler bizlerin ilerlemesini engelleyen unsurlar. Sınırlarımıza, limitlerimize görünmez parmaklıklarımıza dikkatimizi vereceğiz. Hangi düşünceler / inançlar / kişiler önümüzde engel oluşturuyor. Bizi geride tutan şeylerden kurtulmak ve o kapıyı açmak isteyeceğiz. Kendi yarattığımız kafeslerden kurtulmak ve kanat çırpmak bizlerin özgür iradesine ve özgüvene bağlı. Toplumun kukla iplerinden ve kendimize yüklediğimiz beklentilerden kurtulmak için bu bir fırsat. Kendimizi koruduğumuzu zannettiğimiz zırhımızı, maskemizi çıkarmalıyız. Bu bir özgürleşme süreci. Şimdi gerçek olma zamanı. Pluto sadece gerçek ile mutlu olur. Gölgelerden, kurtulmalı, enerjimizi dünya ile paylaşmaktan korkmamalıyız. Etrafımızdakileri rahat ettirmek için gerçek benliklerimizi saklamadığımızda Pluto müthiş bir güç verir; gerektiğinden fazla özveri, fedakarlık bu sürece yardım etmez. En diplerden, yüzeye büyük bir volkanik patlama gibi, saklanamayacak tutkular, ihtiraslar.. Zaman öncü grubun etkisiyle sanki hızlanıyor. Çok önemli çok "BÖYYÜKK" günlerdeyiz. Yormayacağınız söylemek büyük yalan olur. Chiron acılarımızla, yetersizliklerimizle, kararsızlık ve cesaretsizliklerimizle nasıl başa çıkabiliriz ya da çıkamıyoruz, gözümüze sokabilir. Yöneticisi Mars ile karşıtlığı, mücadele ve uğraş yani tırmalama isteyecek. Tembellik mi; yaralar iltihaplanabilir, kanayabilir, daha derinleşebilir, aslaa.. Yardımlaşma içinde olmaya önem vermek, aslında hiç de yalnız olmadığımızı bize anlatacak. Yeni ortaya çıkan yanlarımızla kendimize yabancılaşabilir, bu da kim diyebiliriz. "Sanki bir ben var benden içeri" diye bir kitap okumuştum, o geldi nedense aklıma :))
Ay ve Güneş karşıtlığı gecenin ışığının en yoğun olduğu zamanlar, karanlıklar aydınlanır, kaçacak delik kalmaz. Ama bu kez sanki sinema perdesinde seyrediyor gibi olacağız. Tabii bu diğer yönden birilerini çok daha egolu, kibirli, paşa gönüllü / cömert yapabilir ki burada istekler daha görünür, daha iz bırakma yönünde olacaktır. Ülkemiz açısından bir Mars döngüsü başlıyor ki, her bir sorunlu köşeye kare açılar, t-kareler yapıyor. Mars, ataktır, hamledir, savaştır, harekattır. Bunlar keskin dönemeçler ki en ufak yanlış bir stratejinin sonucu Ocak ayı itibarı ile felaket getirebilir. Mars haritamızda Güneş'imizi, Venüs ve Jüpiter'imizi, Chiron'umuzu, 11. evimizi yönetiyor. İnatçı enerjiler agresyona, çatışmalara ve hazinenin ekonomik olarak yara almasını açıklayabilir. Mars ayrıca spor ve sanat alanının da efendisi diyebiliriz ki bu alanda dedikodular, haksızlıklar, rekabetçi enerjiler, belki borçlar, skandallar ve sakatlıklardan pek bir konuşacağız görünmekte. Doğru bildiğimiz, detaylarını derinlemesine hesapladığımız startejilerimizden vazgeçmemek büyük güç kazandırabilir; korku ve endişe ile yanlış yapmak ise pek bir kolay gibi.
Çok yoğun çok zorlayıcı ama bir o kadar da Jüpiter ile olumlu fırsatlar içeren bir süreç var önümüzde. Andromeda takım yıldızı bölgesinde gerçekleşecek Dolunay için aşağıda teknik bölümde bilgi vereceğim ancak bozuk ilişkilerde bile düzelme yaratabilecek uzlaşma fırsatları barındırmakta. Derinde gömülü ve açığa taşacak yıkıcı davranışlar oluşabilir. Bağnazlık, ırkçılık, fobiler, korkular, bağımlılıklar, cinsel problemler hep Pluto ile ilgili. Bu tip yoğun duyguların kontrol altına alınması zordur ama şarttır. Kişisel krizlerdir yukarıda da bahsettim, bir nevi kendimizle savaşımız. Kıskançlıklar, manipülasyonlar, suçlar, zorbalıklar, cinsel tacizler, aile içi şiddet temaları hep Pluto'nun işidir. Aile / şirket vs önemli sırlar dökülebilir, bir nevi yüzleşmedir bunlar. Kendi sırlarımızı ya da utanç verici tecrübelerimizi, bağımlılıklarımızı ortaya dökmek ve bunların ağır yüklerinden özgürleşmek isteyebiliriz. Bilinçli farkındalık, paylaşımlar, iyimserlik ve açık fikirlilik çıkış yolları oluşturabilir. Bir krizin fırsata dönüşmesi gibi. Dürüstlük şart ki çok tatmin edici ilişkiler / ortaklıklar oluşabilir bu sayede. Reform ve dönüşümden kaçmamak gücü arttırır, manevi / kişisel gelişim ile varlık / mutluluk sağlayabilir. Perde arkasında sanki çok daha büyük güçler bizler için çalışıyor diyebiliriz ki kaderin tabii karmanın parmağı var bu işte hak eden için.
Vedik'çe;
Dolunay Sideral / Yıldızsal Zodyak'a göre Revati nakşatrasının 3. padasında gerçekleşecek ki Batı astrolojisine göre de 20 derece Koç burcun gökyüzünde Balık takım yıldızına denk gelmekte. Az sonra Koç burcunun 3. dekanı ile ilgili bölümde vereceğim bilgiler dolayısı ile Sideral olarak da aynı anlama geliyor diyebiliriz. Revati sezgilerinizi iyi kullanmanız gerektiğini söyler; film yıldızları, fizikçiler, gazeteciler, dinsel işler, editörler, hükümet işleri, yayıncılar, seyahat işleri ve uçuş görevlileri ile ilgili olduğu bilinir. Çocuk hastalıklarının artabileceği, mide, kulak, diş rahatsızlıklarının görülebileceği gibi hassas sinir uçları ile bağlantılıdır ve bu alanlarda hassasiyetler oluşturabilir. Bu nakşatra bir dönemin bitişini, sonlanmasını anlatır; Chiron gibi yaralı olduğu yerler vardır. İçinde bereket barındırır. Hayvanlara, ihtiyaç sahiplerine yardım eli uzatın der. Kendini hedefine adamış bir enerji taşır. Beklentisi pek yoktur; tanrısı Pushan'dır ki tanrıların da egoları meşhurdur. Revati'nin yöneticisi Merkür gezegeni; ki dolunay haritasında Swati bölgesinde. Esneklik ve çalışkanlık isteyen 4. padada. Diplomasi ve karşılıklı iletişim, anlayış, empati önemli diyebiliriz. Bu alanda yapılacak bazı hatalar, bir takım gizli perde arkası işlerin sorun yaratacağı anlamına gelebilir ki bunlar ortaya da dökülebilir. Gizlemeye çalışan bazı şeylerin görünür olması muhtemeldir. Agresif tutumlar, öfke, etkiye kolay tepki göstermek mümkün olabilir. Bazen gerçekçi olmayan hedefler dünyayı birbirine katmaya yol açabilir. Duygusuz ve kaba olmaya, kendi isteklerini her şeyin üzerinde tutmaya neden yaratabilir, dikkat. Bu etkiler illüzyon içinde olmayın der gibi, kendinizi asla kandırmayın. Sularla ilgili denizlerle ilgili problemler, yağış, fırtınalar oluşabilir.
İçinde fırsat barındıran, koruyan bir enerjisi vardır Revati'nin. Seyahatler, yolculuklar, kaybolan eşyalar ve hayvanları ilgilendirebilir; bir nevi rehber / çoban gibidir. Ancak dünyevi alanda başarı biraz zor elde edilebilir ancak kişinin kendini öne çıkarmasına, dikkat çekmesine yardım eder. Kapılarla ilgilidir ki Hindistan'da tanrısı Pushan'ı kapılara çizerlermiş koruma sağlasın diye. Gölge tarafında uyanıklık, sinsilik, dolandırıcılık vardır. Revati, Chiron'un üst oktavı gibi çalışabilir ki bu onun eksikliklerini, yetersizliklerini yani yaralarını anlatır. Kendinden çok etrafına yardım etmek ister ancak bu kendi sorunlarını yok saymalarına kendilerini kandırmalarına ve kurban rolüne düşmelerine yol açabilir. Kendimizi kandırdığımız gölge yanlarımızın tesbiti açısından bu nakşatra bu kez bizlere çobanlık edecek görünüyor. Çok sahtekar çıkabilir bu bölgeden, sanki Robin Hood gibi. Aşırı iyimserliğin kişinin başına iş açması gibi ifade edilebilir. Tembellik oluşabilir ki bu bazen kaderimizden kaçmak anlamına da gelebilir. Gerçekçi olmak zorundadır bu bölge. Satürn görünümü bu anlamda zaten gerçekliğin yüzümüze vurulacağı ile ilgili işaret vermekte haritada, Satürn bir nevi ayar çekici bir pozisyonda. Aşırı hayalperestliğin kendimizi kandırmaya dönüştürdüğü bir anda gerçeklerin yüzümüze çarpması gibi. Kim ve ne için kendimizi tüketiyoruz, Revati sayesinde anlayacağız. Nerede durmamız gerektiğini göreceğiz. Hayatlarımızda ne / kim için neleri erteledik? Mum neden etrafını aydınlatırken dibine gölgesini düşürüyor? Belki de duymak istemediklerimiz, görmezden geldiklerimizle ilgili diyebiliriz. Sosyallik artarken bu detaylar da dikkat ve ince ayar isteyecek görünüyor. Bulmaca gibi problem çözme, düğüm açma yeteneği vardır. Çok zengin, çok mutlu, çok başarılı görünmeye çalışırken ne kadar kendimizi / diğerlerini kandırdığımız ile ilgili denebilir. İşte bu şimdiye kadar kabul etmekte zorlandığımız gerçeklerin artık görünür olması bizleri sınırlarımızın ötesine gitmeye zorlayacak.. Revati, şanslı / bereketli ayaklar, adımlardır. Bir eşiği geçmek bir kapıyı açmak fırsat / bereket içerebilir, iş ki kendimizi kandırmaya devam etmeyelim. Bazı önemli futbolcuların da haritalarında aktif olduğu bilinir ki ayak sağlığına önem vermemiz gerektiğini de vurgular.
Teknik Bilgiler;
Yüzümüzü Batı Astrolojisi'ne dönersek, Koç burcunun 3. dekanında bahsetmemiz gerekir. Bu bölge Balık takım yıldızında ve Venüs ile Jüpiter yönetiminde yani nemli bir alan ve Cetus / Deniz Canavarı takım yıldızının sınırlarında. Azgın bir deniz canavarı ki deniz kazalarında, fırtınalarda, tsunamilerde parmağı var aynı Vedik bölümünde ifade etmeye çalıştığım gibi. Tutkulu duyguları da ifade eder bu azgın canavar. 3. dekan yöneticilerinden dolayı savaş değil uyum arar; ama uyumu oluşturamazsa canavarlaşabilir. Evet Venüs / Jüpiter yönetimine rağmen bu bölgede bulunan yıldızlarda Satürn ve Satürn / Jüpiter etkileri görülür. Demek ki Jüpiter çok etkili ki bir yozlaşma içermesi de Yay niteliklerinden gündeme gelebilir. Burada yasaları kendine göre yorumlayan, kendini kandıran ve yargılamaya kalkan kişileri görebiliyoruz. Korsanlar ve bazı uyanık kişiler bu grup dahilinde aynı Revati bölgesinde ifade etmeye çalıştığım dolandırıcılar gibi. Ateşli aşklar 3. dekan ile ilgilidir; şehvetli Boğa bölgesine bir adım kalmıştır. Sanatın, mizahın gücü vardır burada, zekada kıvraklık söz konusudur ve her şeyin farkındadır. Austin Coppock bu bölgeye Yanan Gül demiş; tanıklık eden herkesin gönlüne ateş saçan diye yorumlamış. Sanki silahın namlusuna yerleştirilmiş kırmızı bir gül gibi demiş. Umarım Güneydoğu derken, denizlerimizde bir sorun baş göstermez (Akdeniz - Ege).
3. dekan dayanıklıdır, ayakta kalmasını bilir ve daha da güçlenebilir. Sıkı emek ve kararlılık projelerde başarı getirebilir. Bir nevi kök oluşturmayı ister ve istikrar arzusu yoğunlaşmaya başlar ki Boğa burcuna bir hazırlık gibi. Bir kaos, fırtına döneminin geçiş sürecinin ardından gelecek birlikte güvenlik, düzen ve istikrarı anlatabilir. Burada en ihtiyaç duyacağımız şey tecrübe ve bilgi olacaktır. Koç burcu Güneş'in yüceldiği alan ama canavarlaşabilir, sınırlar ve zincirler söz konusu olduğunda. Patlayıcı bir öfkeyi barındırabilir Ay ile. İçinde farklı yöne yüzen 2 balığın arasındaki düğümü çözme mücadelesini yani gerilimi barındırabilir. Sanki ikiye bölünmüşlük söz konusudur ki bu Koç burcunun baş bölgemizi yönetmesinden ötürü baş ağrılarına, migrene yol açabilir. Bazen her iki yönde de gerçekten sahip olamayacaklarımızı kabul etmek gerekir. Koç 3. dekan bu iki yöne çeken ikilemleri çözmek adına kendine eğlenceli yollar bulabilir. A. Coppock bu dekanın eğlence değerine dikkat çekmiş. ilişkisel yetenekleri test etmek, genellikle dans, drama veya komedi olarak sahne sanatlarına ihtiyaç duyulur diye belirtmiş. Diğerlerinin kalplerinde bir ateş yakmak böyle mümkün olabilirmiş. Titanik'in batışı bu dekan ile ilgilidir ki deniz canavarının işi olduğu gibi bir düşüşe, felakete de harika bir örnektir. Titanik dramatik bir şekilde buzdağına çarptı ve battı. Bir anda yükseldi ve baş aşağı oldu. Ayrıca tüm zamanların en yüksek hasılatlı filmi oldu ve görsel olarak muhteşem bir sinema eseri olarak tarihe geçti.
Neden Titanik dersek, tam olarak 21 derece Koç burcunda Baiten Kaitos adındaki sabit yıldızı görüyoruz, diye cevap veririm. Bu yıldızın bulunduğu haritalarda yaşamda en az bir kere sudan çıkmış balığa dönem etkisine rastlıyorum; al aşağı eden bir enerji. Denizlerle, gemi kazaları ile ilgili bir yıldız. Sil baştan bir yaşama işaret edebiliyor. Dedim ya deniz faciaları, Titanik ve kayıp cesetlerle, çözülemeyen cinayetlerle ilgili Satürn karakterinde bir yıldız. Pearl Harbor saldırısı ile de ilgisi bilinir ki herkes uyurken farkedilmeden gelişen bir saldırıdır, sanki bir an ansızın gelen. Cetus tk yıldızında tabii ki. Ayaklarından zincirli Andromeda'yı yutmak için gönderilmiş bu canavar mitolojik hikayesinde, sanki bir genç kızı öldürmek ya da belki bir aileyi, bir ırkı. Robson'a göre genel olarak bu takım yıldız tembellik ve boşluk yaratır, belirsizlik gibi ama savaş emri vermeye sahiptir. Duygusal ve yardımseverdir. Sevimli, sağduyulu, deniz / toprak işlerinde kazanç sağlar ve kayıp eşyaların bulunmasına yardımcı olur. (Vedik'çe Revati ile ne kadar benzer değil mi? Bana kimse vedik ve batı farklı şeyler anlatıyor demesin lütfeni mümkünse). Baiten Kaitos, zorunlu nakliye, taşınma, değişimi göç zorla veya kazayla talihsizlikler, gemi kazaları, düşme ve darbeleri anlatabiliyor. Ebertin ise olumsuz yorumlamış bu yıldızı. Dikkat eksikliği, yalnızlık, basitlik gibi satürnyen özellikler sıralamış. İnsanların hayatını zorlaştıracak, sıkıntıya sokacak fikirler, kararlar olarak yorumlamış. Bunu bir değişim, geçiş süreci olarak ifade etmiş. Etki alan haritalarda depresyona ya da hareketsizliğe yol açabilirmiş. Sık sık aşağılanma, engeller getirebileceği gibi azil / azletme / istifa / feragat içermekteymiş.
Prenses Andromeda, Neptün'ü yatıştırmak ve krallığı kurtarmak için babası Cepheus (Kral tk yıldızı) tarafından bir kayaya zincirlenmiş. Cesur Perseus (Kahraman tk yıldızı) ise eğer prensesi kurtarabilirse onunla evlenebilir ve güç birliği oluşturabilirmiş. Buradan anlıyoruz ki aslında Andromeda biraz huysuz ve başına buyruk; hani babası onu zincirlediyse bir sebebi vardır mutlaka :)) Ama R. Ebertin kayıtlarında bu yıldızın Güneş ve Ay ile bağlantılarında, hoş ve uyumlu doğasından, popülerlik sağlayabileceğinden bahsetmiş. Bu arada diğer taraftan Andromeda'nın başının belaya girmesi aslında annesinin kibir ve egosu olmuştur. Cassiopeia (Kraliçe tk yıldızı), kızının su perilerinden bile güzel olduğunu söyleyerek Neptün'ü kızdırmış. Andromeda'nın kocası, cesur Perseus ise karısını mertlik göstererek zincirlerden kurtarmış. Bu hikaye Andromeda'nın kuvvetli, mert ve başarılı bir eşe sahip olduğunun ifadesidir; yardımlaşmayı anlatır. Ayrıca bu süreçte özellikle ebeveynlerin, çocuklarına fazla yüklenmemesi önem kazanmakta. Planlamadan hızlıca yaşanacaklar artacaktır; ama endişeler kafa yorabilir. Andromeda efsanesindeki gibi geçmişin birikimleri gündeme gelebilir. Geçmişten dersler çıkarmak ve zorlukların tekrarlanmasına izin vermemek gerek. Koç, bir kahramandır. Aileye ve milli kavramlara saygı şarttır. bu şekilde aynı hataları yapmadan, zincirlere vurulmaktan kurtulabiliriz. Andromeda sert kayalara zincirlenmiş; nesiller boyu süregelen hataları düzeltmek, silmek adına uygun bir süreç olabilir. Ay ve Jüpiter üçgeni, bana bunu anlatıyor.
Andromeda, genel olarak düşünce, erdem, onur verir ancak cesaretin kolay kırılmasına işaret eder. Eş / partner uzlaşması verir. Edebiyat, güzel sanatlar ve mükafatların yanı sıra yalan / iftira içeren özellikleri var. Kapı açmak ile ilgili ve zenginliği anlatabiliyor. Büyüklere, otorite figürlerine saygı gerektirir, ayrıca resmi ve otorite olarak birini tanımak, kabul etmek ile alakalıdır. Andromeda gergin ilişkilere denge getirebilir ki amansız bir şekilde bir şeylere bizleri zorlayacak görünmekte. Ayaklarımızdan bağlı olduğumuz görünmez zincirleri koparmak adına bir çoğumuz mücadele vererek büyük fırsatlar hayatlarında yaratabilir. Korku, endişe, karamsarlık bu sırada bizlere engel yaratacaktır ki özgüven ve cesaret gerektiren bir sürece giriş yapıyoruz.
Ay, Koç burcunun 3. dekanında pek rahat değil; zayıf ve genellikle duygusal olan Ay burada rahatsız, savunmasız. Venüs / Jüpiter bu alanın havasını nemlendiriyor. Doğru yönlendirme ile bazı sabit yıldız problemlerine rağmen halen fırsatlar oluşabileceğine inanıyorum. Ay bu bölgeden başarı ile çıkabilir, karanlık bir tünelden geçiyormuş gibi bazen bir hayal, bir ideal fırsat oluşturabilir. Tutkuları açığa çıkaracak çok yaratıcı bir niyetinizin olması bu anlamda önemli. Koç 3. dekan kişisel bir dönüşüm için macera dolu bir arayış yaratacak görünüyor. Evet yol taşlar ve dikenler içerebilir ancak bu kendimizle savaşımız. Sanki yaşam biraz yüksek dozda drama potansiyeli taşıyor. Bunu ayrıca Dolunay derecesinin Antiscia yani yansıdığı 9 derece Başak burcundaki Alioth sabit yıldızında da görmekteyiz ki yıkıcı bir enerjiyi tarif eder, aksilikleri anlatabilir. Pluto ise 20 derece Oğlak burcunda duruşu ile 9 derece Yay yani Antares'e yansımakta; bu ilişki savaşları anlatır ki bir kaç aydır Antares etkisi aktif hem dünyevi hem de kişisel yaşamlarımızda. İyi idare, koordine edilmesi gereken, bilge / dikkatli bir komutan edasını talep eden etkilerdir bunlar. Biraz daha devam edersek Jüpiter Antiscia derecesi 9 derece Başak ve Facies yıldızı ile birlikte; körlüğe, ölümlere, savaşa milliyetçiliğe işaret eder, askeri stratejilerle ilgili diktatör özellikleri vardır. Chiron ise 27 Başak burcuna yansıtmakta ki bu Venüs'ün en zayıf olduğu derecedir. Demek istediğim sürecin iyi kontrol edilmesi, duygusal bağımlılıklarla kararlar verilmemesi önem arz etmekte. İnatlaşmak, uzlaşmacı olmamak zaman ve statü kaybettirebilir; bir anda bir çok şeyden vazgeçmek, pire için yorgan yakmak bazılarımızı zorlayacaktır. Her zaman bir B planımız olmalı ve bu hızlı gelişmelere hazırlıklı davranmalıyız; öncü grubun yoğunluğu zamanın hızlanacağının da göstergesi.
Zerrin Zindancıoğlu
ASA, MAPAI, Member of OPA, ISAR Cap
Kaynaklar;
- Numerology of Astrology / Degrees of Sun - Lynn Buess
- Fixed Stars - B.Brady
- The Living Stars - Dr. Eric Morse
- Zodiac Decan Handbook / Darkstar Astrology
- Vedik Astroloji - Şebnem Ekşib
- Takımyıldızların Mitolojil Öyküleri / Yasemin Örs
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder