-başka bir kızla mı gideceksin?
-ondan başka kız yok
-böyle mi hissediyorsun?
-elimde degil... ona her baktığımda göğsümde bir çukur hissediyorum.sanki birisi bir kürek alıp içime çukur kazıyor. bu hayatımdahissettiğim en kötü duygu. kimsenin bu kadar kötü hissedebilecegini sanmıyorum...
-herkes er ya da geç öğrenir. ama geçer!
-geçmesini istemiyorum.
-ne hissettiğini ona söyledin mi?
-biliyor zaten.
-biliyor mu?
-dinle birçok erkeğin hiçbir fikri olmadığı bir sır vereceğim sana... hazır mısın? kadınlar kelimeleri severler. ona ne hissettiğini söylemelisin. söyle işte. tekrar söyle. farklı şekilde söyle.daha güzel söylemesini öğren. nasıl şarkı söyleyecegini öğren.bir şiir yaz ve çiçeklere iliştir, ağaca kazı, kaldırıma yaz... koluna dövmesini yaptır.
-sahi mi?
-yok o kadar degil. sadece ona gerçeği söyle.
dün bu diyalogu seyrettiğim bir yerde yakaladıgımda tüm roller birbirine girdi. baba-kız olarak resimler yapıyor yazılar yazıyor kendimle konuşuyor sonsuzluğun ortalarında geziyordum. bir anda yanımdaki oğlumla yerime baktım. ana-oğulduk ki bu muhteşemdi. gerçekten üzerine bir duygu tanımıyorum. ana-oğul sohbetindeki kızdım da anaydım da babasının kızıydım da. merkür retro bende zaman çizelgelerimde tüm hayatımda ve belki hayatlarımda derin kazılara sebep oluyor. bu harika bir duygu. o küçücük ama çok kuvvetli olan baglarla varlığımız çogalıyor... sevgilerimle...
Twitter: @BanuBeDisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder