6 Ekim 2014 Pazartesi

6 Ekim 2014 - Astrolozi



Bugün Bayramın 3. günü.. 3 Gündür, kuzenler, kardeşler, amcalar, dedeler, teyzeler derken; oldukça yorulduğumu farkettim. Uzun süredir unutmuş olduğum bazı hatıralar birer birer uyandı aile ziyaretlerinde; kah çocukluğumdaki yeni ayakkabı için yaptıklarım, yeğenimle kavgalarım, kah Gülser halamın acılı hikayesi.. Nerede ki o buruk tatlar şimdi?? Bir hayat çarkının içine kapılmış, günü geçirmeye savaşıyoruz hepimiz.. Sanki o günler hiç artık bir daha yaşanamayacak o tatlar bulunamayacak.. derken gözlerim ağırlaştı. 3 Günde tüm geçmişimi tekrar yaşadım diye düşünürken, detaylar beni hayallere sürükledi.. Kimbilir belki rüyamda o günlere geri dönerim, derken içimde tatlı bir huzur uykuya daldım.. (Ay güne Balık burcunda giriyor).

Sabah gözlerimi açtığımda, aynı düşünceler yerli yerindeydi. Bir fark olarak, hepsinden kurtulma hatta fotoğraftaki çocuk gibi bir dağın başında olma isteğim yükseldi. Neden bunları hissediyorum, diye düşünürken yatağın içinde, derinlerde çocukluğumdaki hislerimi tekrar duyamamaktan korktuğumu farkettim.(06:19 Ay Pluto ılımlı açısı).. Sanki o günlerin, bayram sabahlarının kokusu burnumda.. evet.. o kadar net farkediyorum ki bunu. Bu planın bir parçası olmak istemiyorum; yepyeni bir hayatım olsun.. tüm tabuları yıkayım diye isyankar bir düşünce aldı beni yüzümü yıkarken.. Bugün dedim, hepsinden farklı olmalı..

Öğle saatlerinde çalan kapı beni kendime getirdi.. 2 ay önce başka bir yere taşınmış olan komşum beni ziyarete gelmiş. Biraz kırgın ayrılmıştık.. Ne iyi oldu diye düşündüm ama ufak çaplı bir şok yaşadığımı da itiraf etmeliyim. Kahveler eşliğinde, duygular ve mantık arasında gider gelirken, eski konular açıldı ve inanır mısınız; aslında ona ne kadar haksızlık yaptığımı farkettim. Ufacık bir sorun karşısında kendimi nasıl gerilere çektiğimi ve kilitlendiğimi gördüm. Bu benim en büyük eksikliklerimden biriydi. Neyse ki gerçekler konuşuldu ve sorunlar çözüldü.. Artık daha sık konuşmalıyız diye karar verdik (11:21 Ay Chiron kavuşumu). İçimde sanki birşeyler iyileşti..

Arkadaşım gittikten sonra, sabah göndermem gereken bir maili atmayı unuttuğumu farkettim. Aceleyle, bir cevap karaladım ve "gönder"e bastım. Off ne yaptım yahu; acele işe şeytan karıştı. Kendi kendime sinir katsayımı çıkarmaya başladım. O ara çalan telefon işimi de bozuyordu; yaa ne oluyor böyle.. Sabah saatlerindeki iç huzurunun yerini yeller aldı; agresyon tavan yaptı (13:35 Ay ve Mars karesi). Ne gerek vardı ki aceleyle iş halletmeye.. Yürüyüşümü yapıp, dinlenmiş kafa ile yazaydım, sorun çıkmayacaktı.

Akşama kadar bazı maillere cevap yazmakla, iki satır karalamakla ve telefonlarla vakit geçirdim; eski dostlarla bayramlaşma fırsatını bugün bulabildim. Akşam üzerime, o sabah saatlerindeki garip his tekrar oturdu.. Bulaşıklar, ütüler, hatta fazlaca dağılan oturma odası sanki üzerime üzerime geliyor gibi.. O içimdeki çocuk illa ki o dağın tepesinde devesi ile birlikte oturmak istiyor; evdeki bu detaylar ise hiç de umurumda değil.. Varsın ev birbirine girsin..  Ben sorumluluklarımın farkındayım; bu akşam görevleri düşünmeyi, bir liste hazırlayıp planlarımı sıralamayı deneyebilirim. (22:39 Ay ve Satürn üçgeni). Haftalık iş programımı hallettikten sonra yeni aldığım kitabım, bir kadeh içkimle akşamın keyfini çıkarmaya karar verdimm.. Bu saatten sonra hiç bir yapılmaz; dinlenme zamanı başladı (Ay bu saatten itibaren boşlukta).

(Not: Sabah umarım bu düşünceler devam etmez; zira ev savaş alanına dönebilir aksi halde)..


Astrolozi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder