29 Haziran 2013 Cumartesi

Göksel Ailemizin Efsanesi - Astrolozi




"Bu öykü, gezegenlerin 12 burçta olan ilişkisinin mantığını anlamaya yardımcı olacaktır..


Güneş yalnızdı. Gökte sabit bir şekilde, kendi parlak ışığında yalnız başına duruyordu. Verecek çok şeyi vardı, ama bunları verecek kimsesi yoktu. Tüm evrenin onu görebilmesine rağmen o kendisini göremiyordu. Kendisini tanıyamıyordu, nefis farkındalığından yoksundu. Paylaşacak arkadaş arayışındaydı.


Bir gün, gün batımında, son ışın demeti ufukta kaybolurken, o ana kadar görmediği şaşırtıcı bir güzelliğe gözü takıldı. Ay çıkmıştı.


Ayın görkemli bir şekilde güneşin ışığını geri yansıtmasını, güneş unutamıyordu ve evrendeki en eski ilk-görüşte-aşkı yaşıyordu. Ve yine ilk kez güneş, ışığını sevgiye dönüştürdü. Sevgilisinin kala orada olup olmadığı endişesi ,ç,nde 12 uzun saat beklemek zorunda kaldı. Onu çok kısa bir süre yeniden gördü ama o değerli an uçtu gitti.


İlişki yavaş yavaş gelişti; ilk önce şafak ve günbatımına özgü kaldı, daha sonra kimsenin varlığından haberdar olmadığı, bilincin bile ulaşamadığı gizli ve özel yerlerde buluşmalar başladı (insanlar çok sonra bu büyülü birleşmeleri, güneş ve ay tutulmaları olarak adlandırdılar.). Bütün gerçek aşklarda olduğu gibi, çift birbirine ve kendilerine aşık oldu.


Çok geçmeden ay hamile kaldı ve bu toy ışık ailesi, göklere dağıldı. İlk gelen Satürn idi. Satürn hem çok ciddi hem de çok şakacı idi; bu epey tuhaf ama aynı zamanda muazzam bir bileşimdi. Sonra, neşeli ve yanında şansı sürükleyen çocuk Jüpiter doğdu. Jüpiter'i savaşçı, atletik koruyucu, her an kurtarıcılığa hazır Mars izledi. Derken Venüs geldi. O kadar güzeldi ki, kimse gözünü ondan ayıramıyordu. Son olarak da çevik ve her an bir öykü ve şaka ile karşımıza çıkmaya hazır Merkür geldi.



Güneş ve Ay, 12 göksel alan yönetiyorlardı ve bu krallığı, harika çocuklar arasında bölmeye karar verdiler. Satürn en uzaktaki bölgeyi aldı çünkü hepsinin en büyüğü ve en sorumlusu idi ve herkes en çok na güveniyordu. Ona Kova'nın rüzgarlı ülkesini ve Oğlak'ın dağlık krallığını verdiler. Jüpiter, erkek kardeşinin bölgesinin her iki yanını aldı, yunusların yaşadığı gizemli göller ülkesi Balık ve görkemli atların krallığı Yay. Mars, Jüpiter'in yanındaki ülkeleri aldı; Koç'un volkanik arazisinin ve enerji kuyularının hakimiyetini ele geçirdi. Mars'a ayrıca, güçlü kartalın süzüldüğü Akrep bölgesi verildi. Venüs, göklere yükselen ağaçları ile Boğa'nın verimli arazisini ve kutsal kütüphaneleri ile Terazi'nin bulutlu şehrini aldı. Merkür'e, tüm krallıklardan gelen yolların kesişme noktası olan İkizler ve Başak'a ait büyülü hizmetin çıkarıldığı maden ocakları ve mağaralar teslim edildi. Kral Güneş, Aslan'ın altın ülkesinin hakimi olarak kaldı ve Yaşam Kraliçesi Ay, süt ve erzağın şefkatli dünyası Yengeç'i yönetmeyi sürdürdü.


Yörenin paylaşımı çok zekice yapılmıştı ve bu göksel aile hala uyumlu ve zarif bir şekilde hakimiyetlerini sürdürüyorlar. İşlev bozukluğu ve aile sözcüklerinin her zaman aynı şey demek olmadığını bize öğretiyorlar. Kardeşlerin nasıl uyum içinde gelişebileceklerini ve her yerde her şeye bu huzuru yayabileceklerini kanıtlıyorlar."




Gahl Eden Sasson / Kozmik Gezgin



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder