27 Temmuz 2013 Cumartesi

Davut Yıldızı - Astrolozi

Altı Köşeli Yıldız, Hexagram, Muhr-u Suleyman, Davut Yıldızı


"ED tamgası Ön-Türkçe’de “ Var Etme, yaratma” anlamına gelir. KÜN-EKİ ( GÜN-AY, Güneş ve Ay ) sembolü içiçe, tersyüz iki üçgendir. Altı köşeli yıldız ( Hexagram ) olarak da bilinir.Bu şekli İdil-Oral ve Alplerde Kamunlar vadisinde, şu şekillerde görürüz.




EDİN-ER, EDİN-İR, DİNGİR, TENGİR, TENGRİ, TENRİ ve TANRI değişiminden geçmiştir. EDİN-ER, Sümercede TANRI demekti. Sonraki bin yıllarda DİNGİR de aynı anlamda kullanılmıştır.



EDİS kelimesi, M.Ö.3000’lerde Ege bölgemize ve Yunanistan’da varlık gösteren ve Ön-Türk olan Pelasglar’da Tanrı anlamına gelirdi. I O = ED IS ONG = Yaratma Başarısı = Yaratan demekti.

Ön-Türkçe’de UÇU-EKİ tanımlanır. “Gök İkilisi” anlamına gelir. M.Ö.3000 yıllarında Ortadoğu’ya indiği sanılmaktadır. Aslı bilinmediği fakat kutsal sayıldığı için İslamiyet’te Mühr-ü Süleyman, Yahudilik ve Hıristiyanlık’ta Davud’un Yıldızı ( Star of David ) olarak bilinir. Selçuk ve Osmanlı sanatında, çiniler, tabaklar, sahan ve siniler üzerinde, tahta ve tavan süsleri arasında çok sık kullanılmıştır..

MÜHR-Ü SÜLEYMAN, Yüce ALLAH’ın CELÂL ve CEMÂL sıfatlarını sembolize eder. Bu yüzden Gök ikilisi, yani iki ilahi vasıf açıklaması son derece yerindedir. Kur’an’da anlatıldığına göre, Hz. Süleyman bu MÜHÜR’ü yüzüğünde taşırmış. O yüzüğe sahip olduğu sürece de kuşların, Karıncaların dilini anlar, cinlere hükmedermiş. Bir gün cinlerden biri bu yüzüğü çalmış, SÜLEYMAN da bu kudretini kaybetmiş.

Altı köşeli yıldız, bugün dünyada İsrail bayrağı ve Yahudi sembolü diye bilinmektedir. Yahudiler’in altı köşeli yıldız’ı kendilerine sembol ve bayrak yapmaları, Musevi Hazar Türkleri’nden dolayıdır. Bilindiği gibi Dünya Musevilerinin yarısından çoğunu Hazar Türkleri’nin soyundan gelenler oluşturmaktadır. (Bakınız: Arthur Kostler, 13. Kabile, Ansiclopedia Judaica) İsrail bayrağına mavi renkte işlenmesinin sebebi de, mavi rengin hemen hemen bütün Türk boylarında Tanrı’ya işaret etmesidir ( Gök rengi ).

İstanbul'daki yüzlerce yıllık tarihe sahip pek çok caminin tavan, duvar ve cam süslemelerinde de Mühr-ü Süleyman deseni bulunmaktadır. Mühr-ü Süleyman, metal, ahşap, mimari, dokuma gibi pek çok dalda nakış amaçlı kullanılmıştır. Taş, ağaç, cam, kağıt vb. satıhlarda merkezî motif niyetine kullanılmıştır. Osmanlılar'da ise başta hamam kubbe delikleri olmak üzere mezar taşları, cami tezyinatları, padişah gömlekleri, sancaklar, anıtlar ve kemer kilit taşlarıyla çini, seramik gibi mimariyi ilgilendiren hususlarda, mutfak eşyalarında, çeşmelerde, sebillerde, giyim eşyaları ve takılarda kullanılmıştır.

Aslında altı köşeli yıldız, Yahudiler'den ve İsrail Devleti’nden çok önce, bizde Anadolu’da kullanılmıştır. Anadolu Selçukluları, Artukoğulları ve İlhanlılar'ın eserlerinde bilhassa kubbelerin kilit taşlarında sık rastlanır.

Antalya ve çevresine yerleşen Teke Türkmenleri'nden dolayı bu bölgenin adı Teke Sancağı olarak isimlendirilmiş ve 14 Mayıs 1373'te Teke Beyi Mehmet Bey, Antalya burçlarına beyaz zemin üzerine kırmızı altı köşeli yıldız ve uçlarında Müslüman Türk'leri de betimleyen altı adet hilal ekleyerek ve bayrak ucunda kutsallığı ve göksel ışığı betimleyen çift şerit eklenmiş Hazar Bayrağı'nı asmıştır.


 
 
Barbaros Hayreddin Paşa’nın, Beşiktaş’taki Deniz Müzesi’nde bulunan sancağının en üstünde "Allah'tan bir yardım ve yakın bir fetih vardır. (Ya Muhammed) Mü'minlere müjde ver" (Saff Suresi 13.) ayet-i kerimesi bulunmaktadır.

Ortasında bulunan kılıç ise Zülfikar'dır. Zülfikar, Hz. Muhammed (S.A.V)'in damadı ve evliyaların pîri olan Hz. Ali'nin çatal şeklindeki meşhur kılıcının adıdır.

Hayreddin Paşa'nın sancağında, Zülfikar'ın yanındaki "beyaz el" ise "Pençe-i Âl-i Aba"yı yani Hazreti Muhammed (S.A.V.), kızı Hz. Fatma (r.a.), damadı Hz. Ali (r.a.) ile torunları Hz. Hasan (r.a.) ve Hz. Hüseyin (r.a.) olmak üzere 5 kişiyi temsil eder.

Sancağın dört köşesinde, 4 Büyük Halifenin ; Hz. Ebubekir, Hz. Osman, Hz. Ömer ve Hz. Ali'nin mübarek isimleri bulunmaktadır.


Sancağın alt ortasındaki iç içe iki üçgenden oluşan yıldız şeklindeki Hz. Süleyman (A.S.)'ın mührü ise geçmişte yaygın olarak kullanılan ve Mühr-ü Süleyman olarak bilinen Rahmani bir simgedir.




Dünyanın çeşitli bölgelerindeki altı köşeli yıldız kullanımlarını görmek için: http://star-of-david.blogspot.com/ adresini ziyaret edebilirsiniz.

İçinde bulunduğumuz günlerde gökyüzüne baktığımız zaman, Oğlak burcundaki Pluton’un Yengeç burcundaki Güneş ve Jüpiter’e olan karşıtlığına, Koç burcundaki Uranüsün T karesini görüyoruz, öncü ve köşe noktalardaki burçlardan olan zorlu T kare, istekleri koşulları zorlayarak yaptırma dinamiği veriyor. Diğer yandan, su gruplarındaki büyük üçgene (Yengeç burcundaki Jüpiter-Güneş kavuşumu, Akrep burcundaki Satürn, Balık burcundaki Neptün-Chiron) oğlak burcundaki Plutonun katılımıyla oluşan Uçurtma kalıbı, duyguların ateşlenmesiyle tetiklenen başarıyı gösteriyor. 23 Temmuz’da Yengeç burcunda Marsın Jüpiter’le olan kavuşumuna Başak burcundaki Venüs 60 derece açıyla destek vererek Davudun Yıldızının ilk dört altmışlığını yapılandırıyor ve Ay 29 Temmuz akşamında  Boğa burcunda ilerlerken yıldız da oluşmaya başlıyor, 30 Temmuz sabahında Davudun Yıldızı veya kalkanı olgunlaşmış oluyor.
Bu oluşum gerilimli günlerdeki bir nefes alış zamanı gibi, göklerden gelen balans ayarı tadında… Yüz yıl uyuyan prenses masalındaki, ölüm dileyen kötülük perisinin dileğini, prensesi yüz yıl uyutarak ölümden kurtaran iyilik perisi dokunuşunda…İmkansızı başarmak, olamayacak olanı gerçek yapmak gibi sihirli dokunuşlar.. 29 Temmuz akşamı, Ay'ın hareketiyle yavaş yavaş 6 büyük gezegenin birbirine olumlu bakışları ile aktive olmaya başlayacak. Bunu güzelliğe, kutsal olana atılan bir tohum gibi düşünün. Yepyeni bir kapı, ne ekersek onu biçeceğiz. Şevginin, İlahi oLan'ın parlayan ışığı, yüreğimizi aydınlatacak.
Davudun Yıldızı gökyüzünde oluştuğunda, aynı gökyüzünü paylaşan Dünyadaki bütün ülkeler bu şanslı dokunuştan nasiplerini alacaklar. Duruma biraz astrolojik biraz ezoterik ve mistik açıdan ülkemiz için bakacak olursak; Türkiye’nin yükselen burcu olan Yengeç’te Jüpiter yükselen çizgisinden geçmekte iken Davudun Yıldızı oluşuyor. Jüpiter birinci evde Mars ve Merkürle kavuşumda."


Bu yazıyı oluştururken Kazım Mirşan 'ın yazılarından ve Haluk Tarcan' ın Ön-Türk Uygarlığı adlı kitabından ve Astrolojievi blog sayfasından yararlandım.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder